Gündem

PKK ilk kez İmralı'yı beklemeden 'ateşkes' kararı aldı

PKK 31 Ekim'de sona eren eylemsizlik kararını 2011 genel seçimlerine kadar uzattığını duyurdu.

02 Kasım 2010 02:00

T24 - PKK 31 Ekim'de sona eren eylemsizlik kararını 2011 genel seçimlerine kadar uzattığını duyurdu. Ateşkes kararı ilk kez, Aysel Tuğluk'un Abdullah Öcalan'la İmralı'da yaptığı görüşmenin sonucu beklenmeden verildi. 8 ayı kapsayan karar, PKK'nın bu güne kadar aldığı en uzun eylemsizlik süreci olması nedeniyle de önem teşkil ediyor.

Yapılan açıklamada, "Türkiye’nin önündeki parlamento seçimlerinin sağlıklı geçmesi için, halklarımıza karşı duyduğumuz sorumluluğun bir gereği olarak bu tarihten itibaren 2011 genel seçimlerine kadar eylemsizliğin sürdürülmesine karar vermiştir" denildi.

PKK, İstanbul Taksim'de 15'i polis 32 kişinin yaralanması ile sonuçlanan canlı bomba eylemi ile ilgisi olmadığını öne sürdü. PKK'ya yakınlığı ile bilinen bir internet sitesine yapılan açıklama, Aysel Tuğluk'un İmralı'da Abdullah Öcalan'la görüştüğü sıralarda geldi.

Fırat Haber Ajansı'na yapılan açıklamada özetle şöyle denildi;


"AKP hükümeti güven verici bir adım atmadı"


"Üzerinden iki buçuk aya yakın bir zaman geçmesine rağmen AKP hükümeti ileri sürdürdüğümüz bu hususlarda ciddi ve güven verici herhangi bir adım atmış değildir. Askeri operasyonlarda eskiye oranla bir azalma olsa da esasta devam etmiş, siyasi alana dönük baskı ve tutuklamalar ise durdurulmamış, tutuklananlar da serbest bırakılmamıştır. Eylemsizlik ortamı, referandumun olumlu koşullarda yapılmasını sağlarken, devlet ve hükümet buna doğru yaklaşmayıp daha çok siyasi çıkar sağlamayı esas almıştır" denilen açıklamada ateşkes sürecinin kamuoyunda tartışılması olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi.

PKK'nın Kandil'deki lideri Murat Karayılan'ın basın aracılığıyla duyurduğu kalıcı "ateşkes" için öne sürdüğü koşullar yinelenerek şöyle sıralandı: "Askeri ve siyasi alanlara dönük operasyonların durdurulması, haksız yere tutuklanana Kürt siyasetçilerinin serbest bırakılması, Öcalan'ın sürece aktif olarak katılmasının önünün açılması ve yürütülen diyalogun müzakere düzeyine çıkarılması, sürecin ilerlemesi için anayasa ve hakikatleri araştırma komisyonlarının kurulması, yüzde 10 seçim barajının kaldırılması."


2011 genel seçimlerine kadar eylemsizlik

13 Ağustos’ta başlayan ve 30 Eylül’de bir ay süreyle uzatılan eylemsizlik kararının " Türkiye’nin önündeki parlamento seçimlerinin sağlıklı geçmesi için, halklarımıza karşı duyduğumuz sorumluluğun bir gereği olarak bu tarihten itibaren 2011 genel seçimlerine kadar" uzaltıldığı duyuruldu. Süreç boyunca herhangi bir askeri eylem yapılmayacağı vurgulanan açıklamada, "Tüm güçlerimiz buna kesin bir biçimde tam uyacaktır. Ancak güçlerimiz imha saldırıları karşısında savunması için gerekli pozisyonu alacak ve misilleme hakkını kullanacaktır" denildi.


"Öcalan'la devletin diyaloğu eylemsizlik sürecini uzattırdı"

18 yıldır barış için çaba sarfedildiğini ileri süren PKK, "İmralı sürecinde de çabalar daha da derinleşti ve somutlaştı. Özellikle son aylarda Abdullah Öcalan’la devletin geliştirdiği diyalogların bir nitelik kazanması sonucu, 13 Ağustos 2010 tarihinden itibaren tek taraflı eylemsizlik kararı ilan edildi. Belirlenen bu sürenin bitmesinin ardından bir kez daha 31 Ekim’e kadar süreç uzatıldı" açıklamasını yaptı.


ABD, AB ve aydınlara çağrı

"ABD, AB ve uluslararası ve bölgesel tüm güçleri sorumlu yaklaşarak barışçıl süreci doğru anlamaya, barış bir sürecin gelişmesi için çaba göstermeye ve Kürt halkına karşı inkar ve şiddet politikalarını desteklememeye çağırıyoruz.  Türkiye’de barıştan ve demokrasiden yana olan tüm kesimleri aydın, yazar çevreleri, sol-sosyalist kesimleri, sivil toplum örgütlerini, samimi İslami çevreleri, tüm Alevi halkımızı, halkların birliğinden yana olan bütün kesimleri barışçıl demokratik bir sürecin gelişmesi için çaba harcamaya çağırıyoruz."


"Öcalan'la diyalog ve KCK davasının sonucu çok önemli"

KCK davasının sonucu ve Öcalan'la diyaloğun süreç için çok önemli olduğu ifade edilen açıklamada "Sürecin ilerlemesi için devletin, İmralı’da sürdürdüğü diyaloğun müzakere düzeyinde gelişmesini önemli görüyoruz. Bununla birlikte KCK davası adı altında aslı olmayan iddialara dayalı hazırlanan bir senaryoyla Kürt demokratik örgütlenmesinin ve siyasi temsilcilerinin tasfiyesini hedefleyen bu siyasi davanın sonuçları da bizim için önem taşıyacaktır. Bu çerçevede Kürt sorununda kalıcı çözümün gerçekleşmesi ve silahların tümden devre dışı bırakılması, gönüllü birlik ve toplumsal uzlaşının hayata geçmesi için tüm ilgili çevrelerin bu tarihi süreçte üzerine düşen sorumlulukların gereğini yerine getirmesi önemli bir görev durumundadır. Bu temelde AKP hükümetinin Türkiye açısından hayati bir sorun olan Kürt sorununun çözümüne taktik ve seçim hesaplarıyla yaklaşmaması gerekmektedir. Eylemsizlik süreci, Türkiye’nin geleceği açısından önem taşımaktadır" denildi.