Gündem

Pervin Buldan Susurluk davasına katılmak istiyor

DTP'li Buldan, Ağar'ın yargılandığı davaya katılmak için mahkemeye başvururken elinde bilgi ve belgeler olduğunu söyledi.

30 Eylül 2009 03:00

DTP'li Pervin Buldan, Mehmet Ağar'ın yargılandığı davaya katılmak için mahkemeye başvururken elinde bilgi ve belgeler olduğunu söyledi.

DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, Mehmet Ağar’ın, "Susurluk" davası kapsamında, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili "cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu" iddiasıyla yargılandığı davaya katılma talebinde bulundu.

Buldan’a, katılma talebine dayanak oluşturan bilgi ve belgelerini sunması için süre veren Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, katılma talebine ilişkin kararını bu bilgi ve belgelere göre verecek. Ağar hakkındaki davanın görülmesine Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.

Vareste tutulan Ağar’ın katılmadığı duruşmada avukatları Abdulkadir Toluç ve Abdullah Egeli hazır bulundu.

Mahkeme Başkanı Hasan Şatır, tanık Yaşar Öz’ün talimat ifadesinin Tekirdağ Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınarak, gönderildiğini açıkladı. Öldürülen iş adamı Savaş Buldan’ın eşi, DTP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ile güvenlik güçlerinin İstanbul Çiftehavuzlar’da 1992’de düzenlediği bir operasyon sırasında ölü ele geçirilen, Sebahat Karataş’ın yakını Reşat Karataş’ın avukatları duruşmada katılma talebinde bulundu.



'Kürt iş adamları listesi elimizde...'

Buldan, katılma talebine ilişkin mahkemeye verdiği dilekçede, "Ağar’ın Emniyet Genel Müdürü olduğu 3 Haziran 1994’te, eşi Savaş Buldan ile arkadaşları Hacı Karay ve Adnan Yıldırım’ın İstanbul’un orta yerinde kaçırıldığını, Bolu-Yığılca’da Melen Çayı kenarında öldürüldüğüne" yer verdi.

"Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ile Ağar’ın, kitle iletişim araçları vasıtasıyla kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda ’Kürt iş adamları listesi elimizde. Tümü hakkında gereği yapılacaktır’ dediği" öne sürülen dilekçede, "Bu hukuk dışı söylem üzerine Savaş Buldan ve arkadaşlarının, haklarında, yargılamadan geçmiş hiçbir suç yokken, o söylemin gereği doğrudan yapılarak, katledildiği" iddia edildi.

Bu konuda kamuoyu nezdinde ve medyada somut kanıtların bulunduğu savunulan dilekçede, "Ayrıca, Mehmet Ağar’ın, TBMM Susurluk Komisyonuna verdiği ifadede, ’Devlet adına bin operasyon yaptım’ dediği de kamuoyunun hafızasındadır. Tüm bunlar karşısında maddi ve manevi mağduriyetim tartışmasızdır" ifadesi kullanıldı.

Buldan, katılma talebi kabul edildiği takdirde, mahkemeye elindeki bilgi ve belgeleri sunacağını söyledi.

Reşat Karataş’ın avukatları da katılma talebine ilişkin dilekçelerini mahkemeye verdiler, ayrıca sözlü olarak taleplerinin gerekçelerini anlattı.Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, "suçtan doğrudan zarar görme şartı gerçekleşmediği" gerekçesiyle katılma taleplerinin reddini istedi. Katılma taleplerinin, Sebahat Karataş ve Savaş Buldan yönünden yürütülen yargılama ve soruşturma dosyaları kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Taştan, yargılama konusuyla ilgili elinde bilgi ve belge olup açıklayacağını belirten Pervin Buldan’ın tanık sıfatıyla hareket edebileceğini kaydetti. Ağar’ın avukatları ise katılma taleplerinin reddini istedi.

Tekrar söz alan Pervin Buldan, katılma talebiyle ilgili bilgi ve belgeleri süre verilmesi halinde mahkemeye sunacağını bildirdi. Bir süre baş başa değerlendirmede bulunan mahkeme heyeti, Buldan’a bilgi ve belgelerini sunması ve beyanda bulunması için gelecek celseye kadar süre verilmesine, katılma talebinin ise daha sonra değerlendirilmesine karar verdi. Ağar’ın avukatlarına, savunmalarını hazırlamaları ve tanık listesi sunmaları için süre veren mahkeme, daha önce ihbar ve bilgi mahiyetinde mahkemeye dilekçe veren Yılmaz Vural adlı kişinin adının ve adresinin gerçek olup olmadığının araştırılması için yazılan müzekkerenin akıbetinin sorulmasını kararlaştırdı. Duruşma, 23 Aralık 2009’a ertelendi. Duruşmayı DTP Hakkari Milletvekili Hamit Geylani de izledi.

'İşlediği cinayetlerin açığa çıkması için dinlenmesi gerek'

Buldan, duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, "Ağar’ın mahkemeye mutlaka gelmesi gerektiğini" ifade ederek, "İşlediği cinayetlerin, yaşanan olayların mutlaka açığa çıkması için burada dinlenmesi ve olayları bire bir anlatması gerektiğini düşünüyorum. Bir sonraki celse, onu burada görmek istiyoruz" dedi.

Davaya katılma talebinde bulunduğunu hatırlatan Buldan, gazetecilerin, "Elinizde ne gibi deliller var?" sorusu üzerine, sonraki celse elindeki bütün bilgi ve belgeleri mahkemeye sunacağını tekrarladı. Buldan, "Benim de elimde bilgi ve belgeler var. Çünkü Mehmet Ağar, bu konuda hiçbir zaman işlediği cinayetleri inkar etmedi. ’Ben, devlet adına bin operasyon yaptım’ dedi. Biz de bu konunun mağduru olduğumuz için elimizdeki bilgi ve belgeleri, o dönem söylenenleri, Susurluk Komisyonuna verilen ifadeleri, mahkemeye sunacağım" diye konuştu.

Bir soru üzerine, Buldan, eski Özel Harekat Daire Başkanı, "Ergenekon" davası sanığı İbrahim Şahin’in, Susurluk Komisyonuna, "Savaş Buldan olayının devlet açısından çok faydalı bir olay olduğunu düşünüyorum" şeklinde ifade verdiğini savunarak, bununla ilgili basında çıkan yazıları mahkemeye duruşma günü sunacağını bildirdi.

Davanın geçmişi:

Mehmet Ağar’ın, Susurluk davası kapsamında, Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemle ilgili "cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturmak" suçundan yargılanıyor.

Danıştay 1. Dairesi, Ağar’ın, "cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek" suçu yönünden lüzum-u muhakemesine, eylemine uyan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) "suç işlemek için örgüt kurmak" başlıklı 220. maddesi gereğince yargılanmasına karar vermişti.

Danıştay İdari İşler Kurulu da 1. Dairenin kararını onayarak, dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Mehmet Ağar "vali" statüsünde olduğu gerekçesiyle dosyası Yargıtay 8. Ceza Dairesinde görüşülmüştü. Ağar’ın, isnat suç tarihinde "Emniyet Genel Müdürü" olduğuna işaret eden daire, "görevsizlik" kararı vererek, dosyayı Ankara Ağır Ceza Mahkemesine iletilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti.

Dosyanın tevzi edildiği Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi ise "görevsizlik" kararı vererek, dava dosyasını, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine göndermişti.