Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, yarın Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun toplanmasıyla aynı saatlerde, 81 ilde “Bölücü Anayasaya Geçit Yok” kampanyası başlatacaklarını açıkladı. Dün partisinin İstanbul İl Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyen Perinçek, yeni anayasayı 1 Kasım’da seçilen Meclis’in yapamayacağını belirterek, ‘’Yeni bir anayasa, ancak Kurucu Meclis tarafından yapılabilir. Bu milletvekilleri mevcut anayasanın üzerine yemin etmişlerdir. ’’ dedi.
Yeni anayasa girişiminin ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun yasadışı olduğunu ileri süren Perinçek, girişimin dört maddeden oluştuğunu belirtti. Perinçek’in sunduğu 4 madde şöyle:
- Türk Milleti kavramını Anayasa dışına sürmek.
- Özerklik.
- Cemaat ve tarikatları yasallaştırarak Devrim Kanunları’nı delmek.
- Başkanlık rejimi.
Perinçek dört maddenin içinde canlı bombalar olduğunu belirterek şöyle konuştu:
Birinci canlı bomba: Milletsiz vatandaşlık tanımı
Vatandaşlık tanımından Türk Milleti çıkarıldığı zaman, Türkiye’nin milleti ve devletiyle bölünmesi talebi Anayasaya geçirilmiş olur ve Bölücü Teröre anayasal zemin verilir. Türk milletsiz bir Türkiye’de milletin parçalanmasına yönelik terör eylemleri hem hukuki, hem de ideolojik dayanak kazanır.
Zaten Türk milletinin anayasadan çıkartılması için en gayretli parti, PKK’nın güdümündeki HDP’dir. ABD emperyalistleri de, bu dayatmanın başındaki uluslararası güçtür.
AKP ve CHP, Anayasanın vatandaşlık maddesini değiştirme talepleriyle Türk milletine savaş açan ABD ve PKK ile aynı mevziye giriyorlar.
İkinci canlı bomba: Özerklik
AKP, CHP ve HDP’nin özerklik girişimi, vatanı ve milleti bölme girişimidir. Bu çabanın Avrupa Özerklik Şartı’nın arkasına saklanması bir şey değiştirmiyor. Özerklik, ülke topraklarının bir bölümünde ayrı bir siyasal rejimin kurulması kabul ediliyor. Ve o ayrı rejimin uygulandığı özerk bölgenin halkı da, plana göre Türk milleti dışında bir kavim olarak tanımlanıyor. O zaman hem ülkenin bütünlüğü, hem de milletin bütünlüğü anayasal düzlemde ortadan kaldırılıyor. Böylece ABD ve İsrail’in “İkinci İsrail” girişiminin sınırları çiziliyor.
Özerklik, Güneydoğu’da yaşayan yurttaşlarımızı ve Kürt kökenli yurttaşlarımızı farklı ya da öteki olarak tanımlıyor. Özerklik kabul edildiği zaman, Kürt yurttaşlarımıza anayasa düzleminde “Siz bizden değilsiniz” denmiş olur. Böylece Türk milletinin ayrılmaz parçası olan Kürtlerimiz Türkiye’nin her yerinde ikinci sınıf konumuna hapsedilir. Bir yandan bu aşağılama nedeniyle Bölücü Terör kışkırtılır. Öte yandan “özerk bölge”de PKK’ya bölgesel otorite sağlandığı ve sınırlar da çizildiği için, Bölücü Teröre devlet olanakları verilir.
Özerkliğin “Bütün Türkiye’de yerel yönetimleri güçlendirme” tatlandırıcısıyla sunulması, milleti kandırmaktan başka bir anlam taşımıyor. Türkiye’de etkin ve güçlü yerel yönetimler, ancak güçlü bir merkezî devletle geliştirilebilir.
Üçüncü canlı bomba: Cemaatlerin ve tarikatların yasallaştırılması
Yeni anayasada, “İrfan ocakları” adı altında, cemaat ve tarikatlar yasallaştırılmaktadır. Ayrıca “Dinsel mezhep ve toplulukların yaşam tarzlarına güvence” yoluyla cemaat ve tarikatların kendilerinin düzenleyecekleri hukuk rejimleri kurmalarına özgürlük getirilmektedir. Cemaatler, kula kulluk sistemidir. Cemaat liderleri de, Ortaçağın diğer iktidar sahipleri gibi otoritelerini soy kütüğünden alırlar. Böylece Cumhuriyetin toplumsal temeline dinamit yerleştirilmektedir. Yeni anayasa gerçekleşirse, Cumhuriyetin Medenî Kanunu ve Devrim Kanunları tasfiye edilmiş olacaktır.
Bilindiği gibi tekkeler, zaviyeler ve türbeler, 1925 yılı sonunda önce 2413 sayılı Hükümet kararnamesiyle ve arkasından 30 Kasım 1925 günü kabul edilen ve 13 Aralık 1925 günü yürürlüğe giren kanunla kapatılmıştı. 2 Eylül 1925 günü Gazi Mustafa Kemal Paşa başkanlığında toplanan Hükümet, tekke ve zaviyelerden elverişli olanlarını okul haline getirme kararını almıştı.
AKP, CHP, PKK/HDP, cemaat ve tarikatları yasallaştırmak için anlaşmış bulunuyorlar. MHP de, bu konuda Vatan ve Cumhuriyet düşmanı cephede yer alıyor.
Cemaat, tarikat, aşiret gibi bölünmeler nedeniyle Ortaçağda yaşanan azgın şiddet ne yazık ki arkada kalmış değil. Bugün Ortadoğu ve Orta Asya’daki terör örgütleri, cemaat ve tarikat bağlarını kullanarak terörist yetiştiriyorlar.
Dördüncü canlı bomba: Eşbaşkanlık rejimi
AKP’nin “Başkanlık Sistemi” dediği, aslında bir Mafya Rejimi tasarısıdır. Türkiye’de Başkanlık, katı bir kuvvetler ayrılığı rejimini değil, Başkanın sultasını getirir.
Başkanlık rejimi, ABD’nin BOP Eşbaşkanlığı rejimidir. Eşbaşkan üzerinden küresel efendilerin diktatörlüğü kurulur. Başkanın çevresindeki mafya, yalnız yürütme organını değil, yasama ve yargıyı da avucuna alır. Ekonomideki mafyanın diktası oluşur. Parlamenter rejimin tasfiyesiyle terör örgütlerine alan açılır.
Yeni anayasanın parça tesiri
Bütün milletimizi, bütün partileri uyarıyoruz. Dikkat! Dört maddelik Yeni Anayasa girişiminin dört maddesinin de içinde canlı bomba bulunmaktadır. Üstelik bu canlı bombalar, yalnız Sultan Ahmet Meydanı’nda, yalnız Ankara Garı’nda ve yalnız Suruç’ta patlatılmayacaktır, parça tesirinin alanı bütün Türkiye’yi kapsamaktadır.
Yeni anayasa girişimi, siyasal, toplumsal, ekonomik sonuçlarıyla terör eylemidir. Türk Milletini Anayasa dışına sürmek, özerklik getirmek, Devrim Kanunları’nı delmeye kalkmak ve Başkanlık rejimi, hepsi birer terör eylemidir. Bu kez mayınlar ve dinamitler, Türkiye’nin altına yerleştirilmektedir.
TSK’nın, Polisin ve Köy Korucularının 24 Temmuz’dan bu yana yürüttükleri bölücü teröre karşı mücadeleye karşı en tehlikeli sabotaj, yeni anayasa girişimidir. AKP, CHP ve MHP, yeni anayasa girişimine derhal son vermeliler. Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yasadışıdır.
Bu Meclis yeni anayasa yapamaz.
Vatan Partisi ve Türkiye’nin Millî Güçleri, yeni anayasa terörüne kesinlikle geçit vermeyeceklerdir.
‘Bölücü anayasa’ya geçit yok kampanyası’
AKP, CHP ve HDP, Bölücü Anayasının esasları konusunda uzlaşmış bulunuyorlar. MHP de, cemaatlerin ve tarikatların yasallaştırılması konusunda onlarla birliktedir.Bölücü anayasa girişimine dur deme görevi Vatan Partisi’nindir. Partimiz, “Bölücü Anayasaya Geçit Yok” Kampanyasını yarın (4 Şubat 2016 günü) başlatıyor. Dört Partinin yasadışı “Anayasa Uzlaşma Komisyonu”nda toplandığı gün, Vatan Partisi de Türkiye’nin 81 ilinde basın açıklamalarıyla, toplantılarla ve bildiri dağıtarak, “Bölücü Anayasaya Geçit Yok” diyecektir.
‘PKK’yı hendekten çıkartma’ girişimi
Perinçek açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Perinçek’e “Anayasa Komisyonu’nun çalışmalarından sonuç alabileceğini düşünüyor musunuz?” sorusu soruldu. Perinçek şöyle yanıtladı:
“TSK, Güneydoğu’da PKK’nın belini kırıyor. PKK’nın hendeklere gömüldüğü bir ortamdayız. Amerika bölgemizde inisiyatifi kaybetti: Suriye’de yenildi, Irak’ta ona kafa tutan bir hükümet var, İran’a diş geçiremedi. Böyle bir ortamda siz nasıl Amerika’nın yaptığı bir anayasayı Türkiye’ye getirip dayatacaksınız? Siz nasıl hendeklere gömülen PKK’nın özerklik talebini anayasa haline getirip Ankara’nın tepesine koyacaksınız? Bu anayasa girişimi PKK’yı hendeklerden çıkartma girişimidir. Hendeklerde boğulan PKK’yı hukuk düzleminde kurtarma girişimidir. Hiç kimse PKK’yı hendeklerden kurtaramaz. Türk milleti buna izin vermeyecektir.”
‘Gittikleri yerde karşılarında olacağız’
Perinçek, AKP’nin “darbe anayasası” söylemine ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi: “Mevcut anayasadan ideal diye bahsedemeyiz. Ancak bu Meclis’ten çıkacak yeni anayasa bir ‘karşı devrim anayasası’ olacaktır. Türkiye bir karar dönemine gitmektedir. Şu anda Türkiye’nin devrimci, ilerici, demokratik güçleri mevcut anayasa mevzilerini koruma ve yeni anayasa saldırılarını püskürtme göreviyle karşı karşıyadır.”
AKP’nin yeni anayasa ve başkanlık sistemini halka tanıtma çabasına ilişkin soruyu da Perinçek şu sözlerle yanıtladı: “Türk milletini kolay kandıramazlar. O yüzden böyle bir çabanın içinde olacaklar. Ama buradan ilan ediyorum; AKP yöneticileri gittiği her yerde karşılarında ‘PKK’yı hendekten çıkartamayacaksınız’ diyen Vatan Partisi’ni bulacak. Hakkari’den Edirne’ye, gittikleri her yerde Türk milletini karşılarında bulacaklar.”