Dünyanın önde gelen yazar örgütlerinden PEN’in Türkiye Merkezi Başkanı Zeynep Oral, Uluslararası PEN ve PEN merkezlerine ilettiği çağrıda “Barış sürecine dönmek, barış dilini kullanmak, vicdan sesine kulak vermek, Türkiye Cumhuriyeti’ni iç ve dış savaşlara mahkûm etmemek üzere Meclis’i göreve çağırıyoruz. Ülkeyi yönetenleri barış dilini kullanmaya çağırıyoruz” dedi.
Zeynep Oral’ın Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (6 Ağustos 2015) nüshasında yayımlanan, “Ülkeyi savaşa mahkum etmeyin!” başlıklı yazısı şöyle:
İçimden sadece bu çığlık yükseliyor! Bu ülkeyi savaşlara mahkûm etmeyin!
Bu ülkeyi yönetenler, Parlamento’da koltuk sahibi olanlar sizlere sesleniyorum!
Bu ülke için ha bire nutuk atanlar, birbirlerine küfredenler, milleti yok sayanlar sözüm sizedir!
Bu ülke için silaha sarılanlar, bomba yağdıranlar, kalleşçe öldürmelerden, katliamlardan medet umanlar, sadece ve sadece silah tacirlerinin doymak bilmez iştahlarına hizmet edenler, size soruyorum:
Bu şiddeti tırmandıranları, erken bir seçimden farklı sonuçlar umarak ülkeyi kan gölüne çevirenleri tarih affedecek mi sanıyorsunuz?..
‘Meclis göreve’ çağrısı...
Önceki gün PEN Yazarlar Derneği merkezimizde toplanmıştık. Dünyanın her köşesinden PEN Merkezleri Türkiye’de neler oluyor diye soruyordu. Onlara cevap yetiştirmeye çalışırken yönetim kurulundaki arkadaşların bana verdikleri yetkiyle, aşağıdaki çağrıyı kaleme aldım. Uluslararası PEN’e ve PEN merkezlerinin barış komitelerine ilettiğimiz çağrıyı siz okurlarla da paylaşıyorum:
“PEN Türkiye’den ‘Meclis Göreve’ Çağrısı: Ülkeyi yönetenleri barış dilini kullanmaya çağırıyoruz.
7 Haziran genel seçimlerinde kavgayı, savaşı, çatışmayı değil şiddetten arınmış daha eşitlikçi, daha adil ve hakkaniyetli, farklı görüşlere yer veren, parlamenter demokrasiden yana tercihini yapan Türkiye Cumhuriyeti bugün Ortadoğu’nun kan ve terör girdabında debelenmektedir.
Sanki seçimler hiç olmamış gibi yeni bir erken seçim hazırlıkları sürdürülmekte; barış süreci sona erdirilmekte; demokratik hedefler yok sayılmakta; siyasi partiler ve seçmenleri birbirine düşürülmekte; oy kapmada şiddet eylemlerinden, şiddet söylemlerinden medet umulmaktadır.
Böyle devam ederse, korku, kin, nefret, kan ve ölümler ‘benden olanlar ve olmayanlar’ diye ayırt etmeksizin, Türk, Kürt, Arap, Sünni, Alevi, ateist, laik-şeriatçı demeksizin hepimizi teslim alacaktır.
Bugün uykuda sırtlarından vurulan polis, mecburi askerlik görevini yaparken kurşunlanan asker, dağda bombalanan gençler, Suruç’ta katliama kurban edilen iyi niyet elçileri hepsi bizim çocuklarımız.
PEN Yazarlar Derneği olarak ölen her çocuğun acısını yüreğimizde duyarken ölüme gönderilen, öldürülen gençler üzerinden siyaset yapanları lanetliyoruz. Hem devlet terörünü, hem terör örgütlerinin katliamlarını lanetliyoruz.
Savaş naraları atmak, siyasi nutuklarla, kin, nefret sloganlarıyla düşmanlığı tahrik etmek, şiddeti tırmandırmak yerine, silahların bırakılmasını talep ediyoruz. Barış sürecine dönmek, barış dilini kullanmak, vicdan sesine kulak vermek, Türkiye Cumhuriyeti’ni iç ve dış savaşlara mahkûm etmemek üzere Meclis’i göreve çağırıyoruz. Ülkeyi yönetenleri barış dilini kullanmaya çağırıyoruz.”