Ekonomi
Deutsche Welle

Pembe tablo gerçek mi?

Alman dış ticareti yine rekorlara koşuyor, beklentiler olumlu. Peki bu pembe tablo gerçeği yansıtıyor mu? Uzmanlar endişeli.

28 Ekim 2015 22:38


Alman dış ticareti yine rekorlara koşuyor, beklentiler yaklaşık yüzde 6’lık artışa işaret ediyor. Toptancılık, Dış Ticaret ve Hizmetler Federal Birliği (BGA), 2016 için yüzde 4.5’lik büyüme öngörüyor. Beklentilere bakınca herşey yolunda denebilir. Ancak BGA Başkanı Anton Börner bu büyümenin arkasında, Avrupa Merkez Bankası’nın son derece gevşek para politikası, buna bağlı olarak zayıf Euro ve düşük petrol fiyatları gibi değişken faktörlerin rol oynadığı uyarısında bulunuyor. Avrupa’daki siyasi ayrışmaya dikkat çekerek 2016’ya büyük endişeyle baktığını belirten Börner, “Baskı altına giriyoruz. Son derece dikkatli olmalıyız” diyor.

"Çin'de durum sanıldığından daha kötü"

Anton Börner Çin’deki ekonomik büyümenin yavaşlamasından endişeli. Çin ekonomisindeki büyümenin son 25 yılın en düşük seviyesinde kalması bekleniyor. Börner, Çin’deki sorunun resmi olarak dile getirilenden daha büyük olduğu görüşünde:

“Çin hükümetinden gelen verilerin ne kadar güvenilir olduğunu bilemiyorum. Eğer durum daha kötüyse, ki ben şahsen buna inanıyorum, o zaman tabii dünya piyasaları da buna göre etkilenecektir. Bunun kısa vadeli bir daralma olacağını düşünmüyorum. Çin'in, Pekin hükümetinin dışarıya yansıttığından daha büyük yapısal sorunları olduğuna inanıyorum.”

Gelişmekte olan ülkeler ve BRICS ülkelerinde talebin düşmesi nedeniyle dünya konjonktüründe işlerin iyi gitmediği bir dönemde, Alman ekonomisinin ciro yaptığı klasik pazarlar yine ön plana çıktı. Alman ihracatının yüzde 58’i AB ülkelerine yapılıyor. Bunu yüzde 9 ile ABD ve yüzde 6 ile Çin izliyor. Rakamlar, AB’de istikrarın Alman ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

"Euro krizi yeniden tetiklenebilir"

BGA Başkanı Anton Börner, Euro Bölgesi’ndeki borç krizinin her an yeniden tırmanabileceği uyarısında da bulunuyor. Börner’e göre mevcut sığınmacı krizi nedeniyle AB ülkeleri arasında yükselen tansiyon da AB’nin rotası konusunda belirsizlikleri beraberinde getiriyor.

Ekonomi, istikrar arıyor. Rusya ile yaşanan Ukrayna krizi nedeniyle Almanya’nın Rusya’ya ihracatı yüzde 31 oranında azaldı. Börner, Rusya ile durumu ‘felaket’ diye nitelendiriyor ve krizin yarattığı hasarın giderilmesinin on yıllar alabileceğini belirtiyor. Anton Börner Arap dünyası konusunda da endişeli. Arap pazarının uzun yıllar Alman ürünlerinin önemli ciro merkezlerinden biri olduğuna dikkat çeken Börner, “Güvenlik politikalarıyla ilgili riskler ve düşük petrol fiyatları bu durumu hızla değiştirdi” diyor.

"Asıl tehlike milliyetçilik"

Almanya’ya sığınmacı akını konusuna da değinen Börner, mevcut sığınmacıların nitelikli iş gücü açığını kapatmaya yetmeyeceğini vurguluyor:

“Gerçek şu ki, şu an ülkede bulunanlarla mevcut nitelikli iş gücü sorununu çözmek sadece çok kısıtlı bir şekilde mümkün olabilir. Topluma entegrasyonları on yılı aşan bir süreç olacaktır. İş gücü niteliği açısından da ekonominin ihtiyaç duyduğu kişiler değiller. Ama sonuçta bu insanlar burada ve mümkün olan en iyi şekilde değerlendirilmeleri gerek.”

Börner’e göre Almanya için asıl tehlike ise ülkede giderek yükselen milliyetçilik. BGA Başkanı, “Alman toplumu dış ticarete ve dünya çapında ekonomik varlık gösterilmesine kayıtsız şartsız muhtaç. Ve dolayısıyla ürün ve hizmetlerinin iyi bir üne sahip olmasına bağımlı. Ama aynı şekilde açık, dostane ve demokratik bir ülke ününe de sahip olmalı. Bu ünü tehlikeye atan, Alman halkına da büyük zarar verdiğini bilmek zorunda” diye konuşuyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle