Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013 tarihinde PKK üyesi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in öldürülmesinin üzerinden iki yıl geçti. Suikastın baş şüphelisi iki yıldır hapiste ancak cinayetlerin arka planı henüz aydınlatılmadı. 730 gündür devam eden soruşturmada ortaya çıkan önemli bulgulara rağmen ciddi bir ilerleme kaydedilemezken, baş zanlı Ömer Güney de cinayetlerle bağlantısını reddediyor.
Zaman'dan Emre Demir'in haberine göre, 15 Ocak 2014’te Taraf gazetesi MİT’e ait olduğu iddia edilen bir belge yayımlamış ve Güney’in 4 MİT çalışanıyla ilişkisi olduğunu iddia etmişti. Bunun üzerine, katledilen Cansız, Doğan ve Söylemez’in aileleri, soruşturmayı yürüten Fransız yargıç Duye’e başvurarak, bu Türk istihbarat çalışanları için uluslararası tutuklama emri çıkarılmasını istedi. ‘Gizli’ ibareli ve “arz notu” başlıklı belgede isimleri bulunan MİT yetkilileri O.Y., U.K.A., S.A. ve H.Ö. idi. İmzalı belgede, “Lejyoner” kod adlı MİT ajanının verdiği bilgi notları paylaşılarak, önceden belirlenen girişimlerin gerçekleştirilmesi talep ediliyor; Cansız’ın ortadan kaldırılması için 6 bin Euro ödeme yapıldığı kaydediliyordu.
Yine söz konusu belgenin ortaya çıkmasından kısa bir süre önce, Güney’e ait bir ses kaydı da internet ortamında paylaşılmıştı. 12 Ocak’ta yayınlanan kayıtta, iddiaya göre MİT mensubu oldukları ifade edilen iki kişi, Güney ile bir görüşme esnasında kendisinden cinayet planlarını dinliyordu. Fransa’da yürütülen soruşturma ses kaydı ve MİT’e ait olduğu iddia edilen belgenin ardından yön değiştirdi. Fransız adli polisi, Güney’e ait kayıtlarının “çok büyük ihtimalle” gerçek olduğunu belirledi. Duye’ün dava dosyalarının bulunduğu bilgisayarının 25 Eylül’de evinden çalınmış olması da dikkat çekti.
AFP haber ajansı, Güney’in Mayıs 2014’te hapishaneden kaçma teşebbüsünde bulunduğunu ortaya çıkardı. Güney, kimliği gizli tutulan bir arkadaşıyla ocak ayında yaptığı hapishane ziyaretinde kaçış planını konuştu. Polis söz konusu şahsın evinde yaptığı aramada bulunan telefonda kaçış planıyla ilgili deliller ele geçirdi. İsmi açıklanmayan kişinin 2001-2003 yılları arasında Almanya’da yaşayan Güney’le o dönemde tanıştığı iddia ediliyor.
İran’dan gelen esrarengiz mesaj
L’Express dergisi de Haziran 2013’te Fransız polisine IP adresi İran’da bulunan bir bilgisayardan bir elektronik posta gönderildiğini ve bu mesajda Ömer Güney’in Türk istihbaratı için çalıştığının iddia edildiğini yazdı. 20 Ocak 2013 tarihli mesajda elektronik postada Güney’in suikasttan önceki Türkiye ziyaretlerine ilişkin detaylı bilgiler paylaşılmış, daha sonra soruşturmayı yürüten Fransız yetkililerin ulaştıkları bilgiler bu bilgilerle örtüşmüştü.
Ankara-Paris hattında kriz
Cansız, Söylemez ve Fidan’ın 9 Ocak’ta öldürülmesini inceleyen polisin soruşturmanın başında örgüt içi hesaplaşma ihtimali üzerinde durmuştu ancak sonraki bulgular sonrasında soruşturmanın yönü MİT’e çevrildi. Paris İstinaf Mahkemesi tarafından Ankara’ya gönderilen yazıda Güney’in Türkiye’den bazı kişilerle yaptığı toplam 57 telefon görüşmesi ile ilgili bilgi istendi. Ancak Reuters haber ajansı, Şubat 2014’teki haberinde resmi talebe rağmen Fransız savcıların Türkiye’den hiç destek almadığını duyurdu. Türk Adalet Bakanlığı ise bu iddiayı reddederek 23 Ekim 2011’den bu yana Fransız yargı makamlarının Türkiye’den hiçbir resmi yardım talebinde bulunmadığını savundu. Yaşananlar, ele geçirilen bulguların soruşturma safahatında hakkıyla incelenemediğini gösteriyor. Ankara üzerindeki şüpheli bulutlar üçüncü yılına giriyor.