Ekonomi

Parası olan ne almalı?

Ekonomist Süleyman Yaşar, yatırımcılara, döviz pozisyon açığı olmayan veya açığı düşük olan şirketlerin 'hisse senetlerine' yatırım yapmalar

21 Ekim 2008 03:00

Ekonomist Süleyman Yaşar'a göre dış şoklara karşı dirençli olan Türkiye ekonomisi yaşanan kredi krizinden fazla hasar görmeden çıkacak. Dünya finans sisteminde ilk düzelme haberleri gelmeye başladığında, Türkiye şirketlerinin değerinin yükseleceğine kesin gözüyle bakan Yaşar, Taraf gazetesindeki yazısında yatırımcılara, döviz pozisyon açığı olmayan veya açığı düşük olan şirketlerin 'hisse senetlerine' yatırım yapmalarını öneriyor...

"Amerikan kredi krizi dünya finansal sistemini dalgalandırmaya devam ediyor. Amerikan şirketlerinin değeri düşerken diğer ülke şirketlerinin hisse senetlerinin de değerleri geriliyor.

Bu düşüşün kısa dönemde ne zaman hangi noktada duracağını kestirmek zor ama orta vadede hisse senedi fiyatlarının yükseleceği kesin. Zira hisse senedi değer hareketlerinin tarihine baktığımızda dipten ani yükselişlere şahit oluyoruz.

Amerikan Dow Endeksi 8 Temmuz 1932’de tarihinin en düşük düzeyi olan 41’e kadar geriledi. Franklin D.Roosevelt’in Mart 1933’te başkan olmasıyla da yüzde 30 oranında yükseldi. Yine ABD’nin II. Dünya Savaşı’na girişinin ardından Nisan 1942’de hisse senedi fiyatları dibe vurdu. Ardından hızla yükseldi. Bir de yirmi bir yıl öncesini hatırlayalım. 1987 yılında yaşanan borsa çöküşü bir süre sonra yine yükselişe dönmüştü.

Berkshire Hathaway Holding’in Başkanı ünlü yatırımcı Warren E. Buffet, “kötü haber yatırımcının en iyi arkadaşıdır” diyor. Ona göre şimdi düşen Amerikan hisse senetlerini alan kazanacak. Bazı yatırımcılara göre, Amerikan başkanlık seçimlerini takiben 2009 yılının ilk aylarında şirket değerlerinde 1933’te olduğu gibi hızlı bir yükseliş görülebilir.

Aynı şekilde Türkiye’de de yatırımcı, fiyatları düşen İMKB’de işlem gören hisse senetlerinden aldığı takdirde kazanacak. Çünkü İMKB 100 endeksi yıl başında 44 bindeyken 25 bin seviyesine geriledi. Türkiye geleceği parlak bir ülke. Avrupa Birliği’ne tam üyelik sürecinde kat edilen mesafe oldukça önemli.

Ayrıca ekonomide ithal ikamesi modelinden ihracat önderliğinde büyüme modeline geçilerek, 1980 yılında 4 milyar dolar olan ihracat 132 milyar dolara ulaştı. Gelinen ihracat rakamı ve ihracatın imalat sanayine dayalı içeriği bize başarılı bir ekonomik gelişmeyi gösteriyor.

Zengin ülkelerin finans sistemlerini çökerten kredi krizini, Türkiye, bütçesi denk, bankacılık sistemi dayanıklı, Merkez Bankası bağımsız ve özelleştirme programını uygulayan güvenilir bir ülke olarak karşıladı. Dış şoklara karşı dirençli olan Türkiye ekonomisi yaşanan kredi krizinden fazla hasar görmeden çıkacağa benziyor.

Dünya finans sistemindeki ilk düzelme haberleri gelmeye başladığında, Türkiye şirketlerinin değerinin yükseleceği kesin. Bu nedenle yatırımcıların döviz pozisyon açığı olmayan veya açığı düşük olan şirketlerin “hisse senetlerine” yatırım yapmaları çok kazançlı olabilir.

Ayrıca hisse senedi seçimine girmek istemeyen yatırımcıların İMKB 100 endeksinin bu düşük seviyelerinden “endeks fon” alarak paralarını değerlendirmeleri de alternatif bir yatırım aracı olarak kullanılabilir.

Süleyman Yaşar - 21.10.2008"