Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan Yeni Şafak gazetesinde yazdığı yazıda, “Bu paralel yapı gerçekten hem yüzsüz, hem pişkin... Yemedikleri halt, etmedikleri zulüm kalmamış, ama o kadar çok bağırıyorlar ki, sanırsınız birileri onlara zulmediyor. 2004 tarihli MGK kararı haberlerinden sonra hatırlarsanız 'fişleniyoruz, dinleniyoruz' diye yaygara yaptılar. Meğer onlar herkesi dinlemiş, fişlemiş, dosyalamış... Son zamanlarda 'örgüt üretiliyor, hepimizi örgüte sokacaklar' diye gürültü koparıyorlar” görüşünü dile getirdi.
Yalçın Akdoğan’ın Yeni Şafak gazetesinin bugünkü (27 Şubat 2014) nüshasında Yasin Doğan mahlasıyla yazdığı, ‘Kirli yapının suç ortakları’ başlıklı yazısı şöyle:
Kirli yapının suç ortakları...
Bu paralel yapı gerçekten hem yüzsüz, hem pişkin... Yemedikleri halt, etmedikleri zulüm kalmamış, ama o kadar çok bağırıyorlar ki, sanırsınız birileri onlara zulmediyor. 2004 tarihli MGK kararı haberlerinden sonra hatırlarsanız 'fişleniyoruz, dinleniyoruz' diye yaygara yaptılar. Meğer onlar herkesi dinlemiş, fişlemiş, dosyalamış... Son zamanlarda 'örgüt üretiliyor, hepimizi örgüte sokacaklar' diye gürültü koparıyorlar. Meğer onlar hayali terör örgütleri imal etmişler, dindarları örgüt üyeliğine sokmaya çalışmışlar.
Paralel yapının polis-yargı marifetiyle nasıl dümenler çevirdiği, ne tür kumpaslar kurduğu artık daha iyi görülüyor. Kuş beyinli bir şebeke oturmuş aklınca ülkeye nizam verecekler, siyaset mühendisliği yapacaklar... Tehditle, şantajla, dosyalarla, davalarla insanları esir edecekler, korku imparatorluğu kuracaklar.
Bu kirli işleri yapan şebekenin akıl, vicdan, iman, iz'an sahibi olamayacağı çok açık. Ancak dönen dolapları millete yutturmaya çalışan medya uzantılarının pişkinliğine ne demeli? Hadi onların vicdanı yok, sizin de mi vicdanınız kurudu? Hadi onların Allah korkusu yok, sizin de mi inancınız tükendi? Bu kadar pişkinlik hayasızlıktan değil midir? Paralel yapı bir suç örgütü gibi son derece karanlık işlere girmiş, peki size ne oluyor da onların avukatlığına soyunuyorsunuz? Bu hastalıklı yapının propaganda merkezi gibi çalışmak yıllardır güvenerek sizi okuyan insanlara karşı saygısızlık değil mi? Onların pisliklerini temizlemek, onların hezeyanlarını haklı çıkarmaya çalışmak sizin için kutsal bir görev haline mi geldi?
İşte son örnek dinleme meselesi... Önce 'yalan haber' dediniz. Başsavcılığın açıklamasından sonra bin türlü tevillere başvurarak orta yerde duran fecaati savunmaya devam ediyorsunuz. Anlaşılan kendisini çok akıllı sanan şebeke bunlara neler söylenebileceğini dağıtmış, aynı laflar her köşeye taşınmış. Hatta bazı utanmaz yancı'lar (kendisi paralelci olmayıp da tamamen duygusal olarak kervana katılanlar) böyle bir terör örgütü olduğunu ve yapılan haberlerin buna yönelik operasyonu değersizleştirmeyi amaçladığını söyleyebilecek kadar şirazeden çıkmışlar. Zaten ben Salı günkü yazımda söylemiştim: Paralelci medyaya düşen şimdi bu örgütün varlığını ve ne kadar tehlikeli olduğunu, ismi geçen binlerce kişinin bu örgütte nasıl rol aldıklarını ispata soyunmaktır. İlk iki gün haberlerin asılsızlığından dem vuranlar şimdi dediğim süfli noktaya geliyorlar.
Binlerce insanın dinlenmesi gibi büyük bir skandalı görmezden gelenler (hatta yalanmayı görev bilenler) Başbakan Erdoğan'la ilgili montaj kaseti baştacı ettiler. Birisi için sonuna kadar ispat istiyorlar diğerini peşinen kabullenmişler. Birinde tamamen uydurma, ispat edilmemiş bir iddia ve açıkça illegal bir durum var, diğerinde başsavcının 'evet dinlemeler gerçek' şeklindeki açıklamasıyla teyid edilmiş bir durum var. Bu kadar çarpık bir tavır ya siyasi körlükle izah edilebilir ya da işin içinde olan hastalıklı yapıya sahip çıkmakla...
Güya bunlar haktan, hakikatten, adaletten yanalar, hizmetleri ve davaları bunu gerektiriyor. Peki siz bu kadar adaletten, hakikatten saparsanız, insanlar sizin diğer dediklerinize niye inansınlar? Bu kadar istihbarat oyunlarına, güç kavgalarına, siyasi yalanlara, her türlü ahlaksız oyuna iştirak ederseniz maneviyat iddialarınıza kim niye inansın?
Milleti korkutmak için AK Parti hükümetine isnat ettiğiniz herşeyi sizin paralel yapınız zaten fazlasıyla yapmış. Sizin derdiniz AK Parti'nin bu yollara tevessül edeceği falan değil, sizin zaten yol haline getirdiğiniz yöntemlere son verecek olması, kirli tezgahlara dur diyecek olması...
Şu dinleme olayında sergilenen tavır bile tek başına, kimin hangi amaca hizmet ettiğini ve ne kadar samimi olduğunu ortaya koymuştur. Kirli yapıya yöneltilen her türlü suçlamaya sahip çıkanlar sadece kendi ahlakiliğini kaybetmiş olmuyorlar, aynı zamanda bu işlerin nasıl parçası olduklarını da ispat etmiş oluyorlar.