CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yolbulan Metal işçilerinin Hatay'daki grev alanına yaptığı ziyarette; "Size ya sokakta kal çocuğunun karnını doyur ya da aç kal denen bir ücret teklif ediliyor. Buna direnmek sonuna kadar hakkınız. Fernas işçilerinin size dayanışmalarını iletiyorum. Fernas işçilerine, hemşehrilerime bir kez daha desteklerimi iletiyorum. Sizin mücadeleniz bizim mücadelemizdir. Sonuna kadar arkanızdayız" dedi.
Hatay Dörtyol’da, Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal’de çalışan işçiler, en düşük ücretin 30 bin lira olması talebiyle 20 Haziran’da greve çıktı. CHP Genel Başkanı Özel, grevin 109'uncu gününde, işçilerin fabrika önünde bulunan grev çadırını ziyaret etti. Özel'e CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve Osmaniye Milletvekili Asu Kaya, CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Hatay Dörtyol Belediye Başkanı Bahadır Amaç ve CHP Hatay İl Başkanı Hakan Tiryaki eşlik etti.
Güngör: İstediğimiz rakam 30 bin liraydı ama bize şu ana kadar önerilen rakam 22 bin lira
109 gündür 30 bin liralık taban ücret talebiyle grev yaptıklarını belirten Hak-İş Hatay İl Başkanı ve Özçelik-İş İskenderun Şube Başkanı Mehmet Güngör, "Bu fabrika metal sektöründe hizmet veren bir sendika. 700-800 derece ateşin karşısında çalışıyoruz. İstediğimiz rakam 30 bin liraydı ama bize şu ana kadar önerilen rakam 22 bin lira. Deprem bölgesindeyiz. Bir simidin 10 lira olduğu, ev kiralarının 15 bin lira olduğu, okul masraflarını söylemiyorum, açlık sınırının altında çalışmaya var mısınız dediğimizde 'Başkanım emrindeyiz, direne direne kazanacağız' dediler. Onlarla gurur duyuyorum" diye konuştu.
Özel: Asgari ücretin hemen üstünde çalışmaya razı edilmeye uğraşılıyor
Sözlerine işçilerin onurlu mücadelesini selamlayarak başlayan CHP Genel Başkanı Özel şöyle devam etti:
"Sizin gibi az sayıda sendikalı olan işçiler de bu kez sanki sendikalı olmak tek başına bir ayrıcalıkmış gibi patron tarafından hak talepleri ekstra bir şey istiyormuşçasına, yani insanca bir yaşam talep etmek suçmuşçasına karşılanıp bu talepler geri çevriliyor. İfade ettiğiniz rakamlar böylesine ağır şartlarda çalışılan bir iş yeri için dünyanın herhangi yerindeki rakamların üçte biri bile değildir. Ama bu size çok görülür. Asgari ücretin hemen üstünde çalışmaya razı edilmeye uğraşılıyor.
Deprem bölgesinin kendine özgü zorlukları özellikle barınmayla ilgili zorluklar da göz önüne alındığında, size 'ya sokakta kal çoluğunun çocuğunun karnını doyur', 'yok, bir eve geçmek istiyorsan aç kalmaya mahkumsun' denen bir ücret teklif ediliyor. Buna direnmeniz, bunun için mücadele etmeniz en doğal insan hakkıdır. Ben Manisa'dan Soma'dan emeğin başkentlerinden bir tanesinden gelenlerden bir tanesi olarak bugünlerde Manisa'dan Ankara'ya yalın ayak yürüyen Fernas işçilerinin size selamını ve dayanışma duygularını iletiyorum. Buradan da Bağımsız Maden-İş'te örgütlü Fernas işçilerine, hemşerilerime, kardeşlerime bir kez daha desteklerimi iletiyorum. Elbette bu sorunun çözülmesi için, yani bir sendikanın en mutlu günü işverenle üyesinin bir noktada buluştuğu, davulların çalındığı, halayların çekildiği iş başı yapıldığı gündür. Biz çözümsüzlüğü değil, çözümü savunuyoruz. Bir kez daha buradan işvereninize, isimlerini saydığınız milletvekillerimize, önceki dönem milletvekillerimiz, belediye başkanımız, il-ilçe başkanlarımız aracılığıyla bir kez daha sizin adınıza bir dostluk ve uzlaşma eli uzatıyoruz. Arkadaşlarımız salı günü kendilerinden randevu talep etsinler veya çarşamba günü için, pazartesi günü için randevu talep etsinler. Görüşsünler ve sizinle onların arasında bir uzlaşma noktasını arayalım. Eğer burada bir anlaşma olursa bundan en çok biz memnun oluruz. Yok, size karşı orantısız güç kullanırsa, iş kanununa aykırı işler yaparsa, grev kırıcılığa kalkarsa, sizin mücadeleniz bizim mücadelemizdir, son ana kadar arkanızdayız.
İktidarımızla birlikte ilk iş, örgütlenmenin önündeki bütün engelleri kaldıracak, eğer işçi ile işveren karşı karşıya geliyorsa devlet olarak işçinin yanında duracak, verilen tüm mücadelelerin sonunda 5 yıllık iktidarımızın sonunda önce yüzde 50'lik örgütlenme hedefini, yani her iki işçiden birinin sendikalı olmasını sağlayacak, iki dönemin sonunda, Bülent Ecevit'in bıraktığı yerde, yüzde 75 örgütlülük seviyesine ve üzerine işçi sınıfının erişmesini biz sağlayacağız. Bütün mücadelenizi sonuna kadar destekliyoruz."