PYD Eş Genel Başkanı Salih Müslim, "Rusya'nın Suriye’deki savaş konusunda attığı adımların yetersiz olduğunu" söyledi. "Moskova yönetiminin Rojava modelini önemsediklerini ve Rusya'nın Kürtlerin Şam rejimine yaklaşmasını kendi çıkarlarına gördüğünü" dile getiren Müslim, "bu yakınlaşmaya kapalı olmadıklarını fakat rejimin Kürtlerin haklarını ve statüsüne tanıması ve Rusya’nın bu konuda ağırlığını koyması gerektiğini" de belirtti.
Salih Müslim, Özgür Gündem yazarlarından Selahattin Soro'ya konuştu. Müslim'in açıklamalarını bugünkü köşesine aktaran (4 Şubat 2015) Soro'nun yazısının ilgili kısımları şöyle:
Geçen hafta Moskova, Suriye Krizi’ne ‘çözüm’ arayışları toplantısına ev sahipliği yaptı. PYD Eş Genel Başkanı Salih Müslim ile bu toplantının perde arkasını ve olası sonuçları üzerine konuştuk.
Salih Müslim, PYD Fransa temsilcis Xalid İsa, Cizîrê Kantonu Dışişleri Bakanı yardımcısı Emine Ose ve Asuri kökenli Cizîrê Kantonu İnsan Hakları Bakanı Senherib Bersum Rojava adına toplantıya katıldılar. Arap muhalefetinden de otuza yakın kişinin yanı sıra, Suriye adına ise BM temsilcisi Başar Caferi katıldı.
Moskova’daki zirvede Lavrov, Suriye’nin geleceği için Rusya’nın çözümünü, “Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti önceliğimizdir. Tüm halkların kendini özgürce ifade edebildiği bir siyasi düzen ile birlikte adem-i merkezi bir yönetim şeklini Suriye için yararlı görüyoruz” sözleri ile dile getirdi.
Salih Müslim bu toplantı için ‘Moskova süreci başta Rusya olmak üzere bazı güçlere durgun suyun karıştırılması gibi bir anlama gelmektedir’ belirlemesi dikkat çekiciydi. Kürtlari kendi yanlarına çekme gayreti ve çabasının çok bariz olduğunu vurgulayan Müslim, Kobani Direnişi sonrası bu yaklaşımın daha görünür olduğunu ifade etti.
Özellikle iki yıl boyunca Rusya ile geliştirdikleri temaslarda Rusya’nın güvenliğini ve DAİŞ tehdidini ciddi bir biçimde ele aldıklarını, hatta Rusya’nın güvenliğinin Kafkasya’dan değil Kobani’den başladığını Rus yetkililerle paylaştı. Kürtlerin Ortadoğu’da rolünü Rusya’nın geç fark ettiğini belirten Müslim, Moskova yönetiminin Suriye’deki savaş konusunda attığı adımların yetersiz olduğunu söyledi.
Müslim şunları söyledi: “Rojava’da geliştirdiğimiz modeli önemsiyorlar, zira Rusya kendi içinde 82 özgün bölgeden oluşmakta. Dolayısı ile Rojava modeline ilgiyle yaklaşıyorlar. Rusya Kürtlerin rejime yaklaşmasını kendi çıkarlarına görmektedirler.”
Müslim, bu yakınlaşmaya kapalı olmadıklarını fakat rejimin Kürtlerin haklarını ve statüsüne tanıması ve Rusya’nın bu konuda ağırlığını koyması gerektiğini de söyledi.
Temel başlıklar altında Moskova zirvesini şöyle sıralamak mümkündür:
Toplantının en örgütlü ve hazırlıklı tarafı Rojova heyeti idi. Cenevre toplantılarına Kürtlerin katılmaması büyük bir eksiklikti. Kürtlersiz Suriye sorununun çözülemeyeceği net bir biçimde açığa çıkmıştır.
Kürtler ilk defa uluslar arası bir toplantıda Suriye rejimi ile aynı masada muhatap olarak müzakerelerde yer aldılar.
Suriye’de çok ciddi bir muhalefet vardır. İç muhalefet tamamen rejimin güdümündedir. Dış muhalefet ise oldukça parçalı ve bölgesel güçlere bağımlı haldedir. Türkiye muhalefeti olumsuz anlamda etkilenirken, İran Suriye rejimini etkili biçimde manipüle etmektedir. ABD Türkiye-DAİŞ ilişkisi ve politikalarından rahatsız olurken, Rusya Suriye-İran ilişkilerinde İran’ın etkisinden rahatsız olmaktadır.
Suriye sorununun çözümünde Rusya başat aktörlerden biridir, Rusya’sız Suriye krizini çözmek mümkün değildir.
Son olarak ise, Suriye savaşı daha çok su götürür, erken ve kolay çözüme ulaşmak mevcut durumda zor görünüyor. Kürtler bu hengâmede kendi çözümünü ısrarla ve kararlılıkla hayata geçirmek durumundadırlar. Zira tarihin rüzgârı Kürtlerden yana esmektedir.