Gündem

Özal'ın özel kaleminin konuşma şartı: 20 yıl gizleyin konuşayım!

Özal'ın eski özel kalem müdürü 20 yıl gizlenmesi şartıyla konuşma sözü verdi.

17 Ekim 2010 03:00

T24 - PKK’nın şehir yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi’ne (KCK/TM) yönelik operasyonda gözaltına alınan ve aralarında BDP’li belediye başkanlarının da bulunduğu 103’ü tutuklu 151 sanıklı davanın görülmesine yarın Diyarbakır’da başlanacak.

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili yeniden başlatılan soruşturma kapsamında Özal’ın başdanışmanı ve eski Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kaya Toperi, Özel Kalem Müdürü Feyzi İşbaşaran ve Koruma Müdürü Musa Öztürk “tanık” olarak ifadeye çağırıldı. Halen Elazığ Bağımsız Milletvekili olan İşbaşaran, olay tarihinde kendisinin özel kalem müdürü değil milletvekili olduğunu vurgularken, “Sayın savcı işe yanlışla başladı”dedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski Cumhurbaşkanı Özal’ın ölümüyle ilgili basında yer alan haberler üzerine resen soruşturma başlatmıştı. Edinilen bilgiye göre, soruşturmayı yürüten özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından; İşbaşaran 18 Ekim, Toperi 19 Ekim, Öztürk ise 20 Ekim’de tanık sıfatıyla ifadelerine başvurulmak üzere çağrıldı. Tanıkların, çağrılan günlerde uygun olmaması durumunda, ifade alma işleminin başka tarihe bırakılabileceği kaydedildi. Daha önce ifadeye çağrılan Turgut Özal’ın eşi Semra Özal’ın da 25 Ekim’de  ifade vermesi bekleniyor. Milliyet’e konuşan İşbaşaran, ifadesine başvurulacağına ilişkin haberi, kendisini arayan gazetecilerden öğrendiğini belirtirken, şöyle dedi:

“Sayın savcı işe yanlışla başlamış. Ben Ekim 1991’de yani suikasttan çok önce milletvekili seçildim. Savcı hala benim o dönemde nerede olduğumu bilmiyor. Hala milletvekili olduğum için davet yazısını nereye göndereceğini de merak ediyorum. Bu yazıyı bana mı yazmasa Meclis’e mi yazacak? Yazıyı Meclis’e gönderecek olursa Meclis Başkanı’nın bir karar vermesi lazım. ‘İfadeye gidebilir ya da gidemez’ diye. Çünkü milletvekiliyim. Hukuk devleti olmak böyle bir şey değil. Yol yordam bilmek lazım. Tabii ki o döneme ilişkin olarak bildiklerimiz var. Ama bu konuda titiz bir araştırma yapılmalı. Daha benim o dönem nerede olduğumu bilmiyor. Eğer savcılık işe böyle başlıyorsa iş baştan sakat.


‘Devlet bir karar vermeli’

Bu basit bir olay değil. Devlet bir karar vermeli. Konu bir milli güvenlik konusu olarak ele alınmalı ve özel bir mahkeme kurulmalı. Bilgisine başvurulacak insanların can ve mal güvenliği sağlanmalı. Soruşturma kapsamında edinilen bilgilerin güvenliği de çok önemli. Bunlar hiçbir şekilde 20 yıl boyunca hiçbir yerde açıklanmamalı. Ben savcıya bir şey anlatacağım, ertesi gün internette gazetelerde okuyacağız. Olmaz böyle bir şey. Sözkonusu garantiler verilmedikten şartlar sağlanmadıktan sonra Sayın savcıya söyleyeceklerim size söylediklerimden fazla olmayacaktır.”