Gündem

ÖSYM'nin adı değişiyor!

Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Başbakanlık Merkez Bina’daki toplantı 4 saat 40 dakika sürdü.

21 Aralık 2010 02:00

T24 - Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Başbakanlık Merkez Bina’daki toplantı 4 saat 40 dakika sürdü. Bakan Çiçek toplantı sonrası yaptığı açıklamada 'ÖSYM'nin yeni adı Ölçme-Seçme ve Yerleştirme Merkezi olacak' dedi. Çiçek ayrıca 2011'de öğrenci burs ve kredilerinin artırılacağını söyledi.

Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "ÖSYM, Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi olarak değiştirilmektedir. Yeni bir yapı oluşturuluyor. Vatandaşlara güven verecek, tamamıyla objektif, bilimsel, teknolojideki en son imkanları da devreye sokmak suretiyle bu konuyla ilgili düzenlemeye ihtiyaç var. Bu kanun tasarısı bugün imzaya açılmıştır" dedi.

Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, bugünkü toplantıda Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) ile ilgili kanun tasarısının ele alındığını bildirdi.

Bakan Çiçek, şöyle konuştu:

"ÖSYM, bildiğiniz gibi, orta öğretimden yüksek öğretime geçmek isteyen öğrencilerin seçilmesi ve yerleştirilmesini sağlamak amacıyla kurulmuştur. Ancak aradan geçen süre içinde sadece bu maksatla değil, birçok kurumun personel alımında burası hizmet veren bir kurum haline gelmiştir. En az 16 kurumla ilgili sınav yapmaktadır. Her yıl 153 sınav merkezinde, Türkiye ve KKTC dahil, 120 bin civarında sınav salonunda yılda 40’a yakın sınav yapıyor. 2010 yılında sınavlara katılanların sayısı 20 milyon 838 bin 830’dur. Dolayısıyla toplumun hemen hemen her kesimini her anlamda ilgilendiren önemli bir görevi bu kuruluş icra etmektedir. Ancak bu kurumun müstakil bir teşkilat yasası yoktur.

Burası bir güven kuruluşudur. Biz buradan çıkan sonuçlara göre kendi kaderimizi, kendi geleceğimizi tayin ediyoruz. Son yaşanan üzücü olay da toplumu derinden etkilemiş ve büyük ölçüde de saygınlığına, itibarına, güvenilirliğine gölge düşürmüştür. O nedenle en başta teşkilat yapısı olmak üzere personel rejimi, bütçesi dahil yeni baştan ele alınmasını gerektirmiştir."

Bu konuda, bugüne kadar bazı tedbirler alındığını ancak tedbirlerin ve yapılanların yetersiz olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti:

"Bu kapsamda ortaya atılacak bir söylenti bile toplumu derinden etkilemekte ve sınav sonuçlarıyla ilgili vatandaşta ciddi bir güvensizlik meydana getirmektedir. Onun için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var. Adları aynı olmakla birlikte muhtevası değişiyor. ÖSYM, Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi olarak değiştirilmektedir. Yeni bir yapı oluşturuluyor. Vatandaşlara güven verecek, tamamıyla objektif, bilimsel, teknolojideki en son imkanları da devreye sokmak suretiyle bu konuyla ilgili düzenlemeye ihtiyaç var. Bu kanun tasarısı bugün imzaya açılmıştır. İnanıyoruz ki kısa süre içerisinde parlamentomuz da bunu değerlendirme konusu yapar ve bir an evvel yasalaştırmaya çalışmış oluruz."


"AB’nin PKK'yı terör örgütü listesine alması yetmez"


Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında Avrupa Birliği müzakere sürecinin ele alındığını ifade etti. 16-17 Aralık tarihlerinde Brüksel’de Avrupa Birliği Hükümet ve Devlet Başkanları Zirvesi’nın toplandığını ve sonuç bildirgesinin açıklandığını anımsatan Çiçek, bu konuda Türkiye’yi ilgilendiren hususlar olduğunu söyledi.

Cemil Çiçek, şöyle devam etti:

"Bu bildirgede Türkiye’nin yapmış olduğu son Anayasa değişikliği ile ilgili hususların memnuniyetle karşılanmış olmasını biz de önemsiyoruz. Gerçekten özellikle yargı, temel haklar ve kamu idaresi alanında 12 Eylülde yapılan 26 maddelik değişiklik, hepimizin bildiği gibi vatandaşlarımızın da tasvip ettiği şekilde bir önemli adımdır. Bu da bu bildirgede yer almıştır.

İkincisi Türkiye’de meydana gelen terörist eylemlerin kınanmış olmasını önemli buluyoruz ancak yeterli bulmuyoruz. PKK’nın, AB makamlarınca ve AB’ye üye ülkelerce terör örgütü listesine alınmış olması önemli. 2002’den bu tarafa bu örgüt terör listesinde yer alıyor. Ancak bunu listeye almak yetmez, biz bundan daha öte AB’ye üye ülkelerden destek beklediğimizi her vesile ile ifade etmeye çalıştık. Halen örgütün önemli parasal kaynakları, eleman temini, propaganda desteği başta olmak üzere bu ülkelerde büyük ölçülerde faaliyet göstermekte. Çok sayıda ’yasal, gönüllü kuruluşlar’ adı altında örgüt faaliyetlerini serbestçe sürdürebilmektedir. Dolayısıyla sadece bildirgelerde Türkiye’de meydana gelen terörist eylemlerin kınanması ve ’Biz PKK’yı terör örgütü olarak kabul ediyoruz’ demesi doğrusu bizi tatmin etmiyor ama bu listede halen varlığını sürdürmesi ve bu eylemlerin kınanmış olmasını da olumlu karşılıyoruz."

Türkiye’nin belirli bir süreden beri uyguladığı çok yönlü aktif dış politikası sebebiyle AB makamlarının Türkiye ile daha yoğun bir işbirliğine girme arzusunu da olumlu karşıladıklarını belirten Çiçek, "Bizi üzen nokta şurasıdır; ’rekabet’ faslının Belçika dönem başkanlığında açılmasını istedik. Bu konuyla ilgili biz üzerimize düşen çalışmaları yaptığımız kanaatini taşıyoruz. Bununla ilgili yasal mevzuat ve idari birçok işlem tamamlanmış, atamalar da yapılmıştır ama ancak bu başlık henüz açılmış durumda değil. Bunu üzüntüyle karşılıyoruz. Zaten bu konudaki düşüncemizi bir manada üzüntümüzü Sayın Egemen Bağış, Genişlemeden Sorumlu Komiser’e de yazılı bir mektupla bunu açıkça ifade etmiştir" dedi.

Açıklanan bildirgede ve belgelerde Türkiye’nin yasa dışı göçe kaynaklık eden bir ülke olduğunun ifade edildiğini hatırlatan Çiçek, bunun kesinlikle doğru olmadığını vurguladı. Cemil Çiçek, şunları söyledi:

"Türkiye bir geçiş ülkesidir, geri kabul anlaşması bu konuda önemli. Bununla ilgili tamamlanma süreci sürdürülüyor ama Türkiye bütün imkanları ile yasa dışı göçün önlenmesi konusunda her türlü gayreti, çabayı göstermektedir. Türkiye birçok ülke gibi bir geçiş ülkesi olarak maalesef böyle bir durumdadır ama metinlerde bunun kaynak teşkil eden ülke olarak anılması bence doğru değildir, gerçeklerle de bağdaşmıyor."

Türkiye’nin bir devlet politikası olarak AB’ye tam üyelik noktasında kararını ta baştan beri ortaya koyduğunu vurgulayan Çiçek, şöyle devam etti:

"Biz de iktidara geldiğimiz günden beri tam üyelik hedefini yakalayabilmek için birçok yasal ve kurumsal, idari, birincil, ikincil mevzuat da dahil pek çok düzenleme yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Bu sürecin sağlıklı olarak işlemesini arzu ediyoruz ama maalesef 18 fasıl, bir kısım AB ülkesinin kendi iç politika mülahazaları ile belki de bazı noktalardaki ön yargıları sebebiyle maalesef bloke edilmiş durumdadır. Yapılan bu değerlendirmelere bu konulara atıf yapılmamış olmasını üzüntüyle karşılıyoruz. Çünkü biz tam üyelik dışında başka bir statüye razı olmadığımızı, olmayacağımızı hep açık olarak ifade ettik. Ahde vefa, AB değerleri arasında bir anlam ifade ediyorsa iç politik mülahazalarla ve ön yargılarla bloke edilen bu 18 fasıl ile ilgili de AB’nin en kısa sürede bir değerlendirme yapmasını ve kendi durumunu da netleştirmesini bu vesile ile ifade ediyoruz."


"Öğrenci kredilerinde yapılacak artış hafta sonuna kadar netleşecek"

Bakan Çiçek, 2011’de üniversitelerde okuyan öğrencilerin Kredi Yurtlar Kurumu’ndan alacağı ve almakta olduğu kredilere ilişkin bir çalışmanın bu hafta sonuna kadar netleşeceğini bildirdi. Çiçek, şu an 200 lira olan rakamın 2011’de ne olacağının belirleneceğini ifade etti.

Cemil Çiçek, toplantıda ayrıca kabine üyelerinin hafta sonu yaptıkları gezilerde edindikleri intibaların ve vatandaşların taleplerinin de değerlendirildiğini bildirdi.

Çiçek, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları konusunda "Her yıl Nisan ayı yaklaşırken bu konunun böyle tepemizde ’ha çıktı ha çıkacak’ tarzında bir işkence aracı olarak bizi rahatsız eden bir enstrüman olarak kullanılmasını doğru bulmuyoruz" dedi.