Gündem

'ÖSYM Başkanı Demir istifa etseydi saygı duyardık!'

YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan, üniversite sınavındaki şifre skandalında kopya tespit edilmediğini belirtirken, krizi iyi yönetemediğini vurguladığı ÖSYM Başkanı

26 Mayıs 2011 03:00

T24 - YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan, üniversite sınavındaki şifre skandalında kopya tespit edilmediğini belirtirken, krizi iyi yönetemediğini vurguladığı ÖSYM Başkanı Prof. Ali Demir için “İstifa etseydi saygı duyardık. Belki ben olsaydım istifa ederdim” dedi. Özcan, üniversitelerde yapılan rektörlük seçimlerine son vermeyi, rektörlerin bir “seçici kurul” tarafından belirlenmesi yönünde ortak görüş bulunduğunu açıkladı. Özcan, oyların sonuçları belirlemediği mevcut rektörlük seçimlerine ilişkin düzen için “Böyle sistem olmaz” dedi. Özcan, CHP'nin eğitim raporunda yer verdiği üniversite adaylarına yılda üç sınav ile “randevulu sınav” sistemlerinin “uygulanabilir” olduğunu da dile getirdi.


YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan, ahaber'de Selin Ongun'un sorularını yanıtladı. Özcan, ÖSYM Kanunu uyarınca özerk bir kurum olan ve başkanı istisnalar dışında görevden alınamayan ÖSYM ve rektörlük seçimleri konusunda önemli açıklamalar yaptı.


'Yılda üç üniversite sınavı uygulanabilir'

Prof. Özcan'ın Selin Ongun'un sorularına verdiği cevaplar özetle şöyle:

- CHP'nin geçen hafta açıkladığı eğitim raporunda üniversite sınavlarının yılda bir kez yapılmasının zaman kaybı yarattığı ve adaylara yılda üç sınav hakkı tanınması öneriliyordu. Sizin gündeminizde de bu tür öneriler var mı, CHP'nin önerisi uygulanabilir mi?

Evet, yılda üç sınav uygulanabilir. Biz randevulu sistemi de düşündük. Yani öğrenci randevu alacak ve istediği zaman gelip sınava girecek. Aslında üniversitelerin kendi öğrencilerini seçmesi lazım. Ama bunlar bize çok uzak, çünkü bizde öğrenci çok. Bu olursa Türkiye'de üniversitelere bu durumda binlerce öğrenci başvuracak. Bu nedenle merkezi sınav yapılıyor.


'ÖSYM soruşturmasının aciliyeti yok'

- Savcılığın ÖSYM Başkanı Ali Demir için istediği soruşturma iznini YÖK henüz gündemine alıp karara bağlamadı. Konu 12 Haziran seçimleri sonrasına bırakılmış görünüyor. Konunun sizce bir aciliyeti yok mu?

Kamuoyunu anlıyorum, ama soruşturmanın bizim için çok aciliyeti yok, Çünkü biz olayı içerden biliyoruz. Biz Ali Bey'in öğrencilerin hakkını yiyeceğini düşünmüyoruz. Elbette hataları var, bunları da göz ardı etmiyoruz. Ali Bey'e çok yüklenmek gerekir. Kendisine bir ceza verilebilir. Ama öğrenciler konusunda Ali Beyin hatası yok. Öğrencilerin hakkına zarar gelmemiştir.


'Öğrenciler güven duymamakta haklı'

- Siz öğrencilerin hakkının yenmediğini söylüyorsunuz, ancak diğer yandan öğrencilerin ÖSYM'ye güven duymadığı da bir gerçek değil mi?

Bu konuda öğrenciler güven duymamakla haklı, ama bir hak yenme olayı olmadı. Sonuçta Ali Demir bizim adımıza, YÖK adına imtihan yapıyor, güvenliğinden sorumlu olan biziz. KPSS’deki kopya hatalarını defalarca sordum. Bakın Ünal Bey (Bir önceki ÖSYM Başkanı Ünal Yarımağan) sorun olmadığını söyledi. Bakın defalarca sordum ve defalarca da “hayır” cevabını aldım. En son 120 sorudaki dağılıma baktım, “çan eğrisi gözüküyor” dedim, bir şeylerden şüphelendim. Hocam yapmayın, bakın ne kadar oldu, 2,5 haftadır bekliyorum dedim. “Yapmayın Allah’ınızı severseniz” dedim. Bir şey olduğunu görünce araştırılmasını ben istedim.


‘Ali Bey İstifa etseydi saygı duyardık’

- Prof. Ali Demir istifa etmeden öğrencilerin, ailelerin güveni kazanılabilir mi?

Kimsenin hakkı yenmedi, ama ÖSYM Başkanı krizi iyi yönetemedi.  Ali Bey'in takdiriydi istifa. O “istifa edeyim” deseydi biz saygı duyardık. Eğer bir kişinin hakkı yenseydi de, biz Ali Bey'in istifasını mutlaka isterdik. Öğrenciler itiraz müracaatlarını hiç merak etmesinler. Yapılan yanlışlıklar hapishanelerde sınava girenlerle ilgiliydi. Bunların dışında hiç kimsenin puanı ne tekrar hesaplanmış, ne de değişmiştir. Soru kâğıdını ve cevabını internete koyuyoruz, burada ne gibi bir yanlışlık olabilir, gayet şeffaf. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir açıklık görülmemiştir. Evvelden bu sınavlarda binlerce insan kopya çekmekteydi. Bu sefer böyle bir şey duydunuz mu, bir Allah’ın kulu kopya çekti mi? Bunu bana söylesinler, ben kabul edeceğim.


'Meteksan hakkındaki düşüncemin yanlış olduğunu gördüm'

- Sonuçta fatura soruları basan Meteksan matbaasına kesilecek gibi görünüyor. Çünkü siz yıllardır ÖSYM ile çalışan Meteksan'ın yorulduğunu söylemiştiniz...

Bir firmayla çok uzun süre çalışılınca bu tür hatalar olur, işletme körlüğü oluşabilir, demiştim. Evet böyle bir yorumum vardı.  Geçen gün ilk kez Meteksan’a gittim, her şeyi inceledim, her şeyi öğrendim. Bu sorular nasıl karılıyor,  basılıyor, matbaadakiler nerede yatıp kalkıyor, her şeyi gördüm. Ve Meteksan hakkındaki düşüncemin doğru olmadığını gördüm. Orayı merak edenler gidip görmeli.


- Yapmayın, öğrenciler nasıl matbaada inceleme yapabilir?

Tüm öğrenciler soru kâğıdı nasıl basılıyor görmeli. Neden olmasın, öğrenciler ziyaret edebilirler, ben belirli günler ayarlayabilirim.


'Üniversite paralı olmalı'

- Yolda kuruyemiş satan birisi size sorsa, “Ben çocuğumu okutamıyorum, param yok” dese, cevabınız ne olur?

Bakın bence eğitim paralı olmalı, ama bu konuda bir çalışmamız yok. Bu adım adım giden bir süreç, ama bana sorarsanız, bakın Çin'de bile eğitimin paralı olduğu gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Eski komünist rejimi olan bir ülke olan Çin'de bugün öğrenciler masrafların yüzde 35'ini öder duruma geldiler. Bizde yapılan ödemeler çok düşük. Parası olan sisteme katkıda bulunur, parası olmayana ise devlet yardım eder. Paranız yoksa örneğin Kredi Yurtlar Kurumu'na gideceksiniz , 15 20 yıl gibi kredi alacaksınız. Bankaları da sokabilirsek sisteme, mortgage kredisi gibi finansman olanakları olabilir.
 

'Disiplin Yönetmeliği değişikliğini danışıyoruz'

- Pankart açtığı için tutuklanan ve haklarındaki dava nedeniyle üniversiteden atılan öğrenciler var. Disiplin Yönetmeliği'ni değiştirmeyi düşünmüyor musunuz?

O olayı gerçekten bilmiyorum. Bakmadım. Öğrenciler bu tür faaliyetlerde bulunabilirler. Bence o öğrencilerin başka tür faaliyetleri var. Onun için bir şey diyemeyeceğim. Bu iş zor tabii, yönetmelik için de gerekli kişilere, hukukçulara ilgili çevrelere danışmaktayız. Bir çalışmamız var.


Rektörlük seçimlerine son verecek proje

- Üniversitelerde rektörlük için seçimler yapılıyor, ama sonuçları YÖK ve Cumhurbaşkanlığı belirliyor. Bu seçimler daima tartışmalı oldu. YÖK'ün kurucu başkanı İhsan doğramacı üniversitede rektörlük seçimine ısrarla karşı çıkmıştı. Bu kadar tartışmalı bir seçim yapmak yerine rektörlük seçimlerini toptan kaldırma gibi bir düşünce var mı?

Yeni kanunda onu yapıyoruz. Anlaştığımız önemli nokta, ortak nokta şu, rektörler bir “seçici kurul” tarafından seçilmeli. Bu kurul “mütevelli heyeti” olabilir, üniversite içi, akademik üstünlüğü olan kişilerden oluşabilir. Rektörler bir kurul tarafından seçilse daha iyi olur.

- Siz kıdemli bir akademisyensiniz. Rektörlüğe aday olsanız, en çok oyu alsanız, fakat atanmasanız kendinizi nasıl hissedersiniz?

Şimdiki gibi bir seçime aday olsam ve kaybetsem kendimi çok kötü hissederim. Bizim bazı durumlarda en çok oy alanları seçememek gibi bir durumuz var, nedenleri de var ama bunları size söyleyemiyoruz. Evet bu sistem çok hibrit bir sistem. Bir tarafta seçim var, diğer tarafta YÖK'ün, Cumhurbaşkanı'nın seçmesi var. Böyle sistem olmaz. 


‘O heykel müstehcen, ama orada olması rahatsız etmiyor'

Gaziantep Üniversitesi'nde gezdiğiniz sergide bir heykelciği müstehcen bulduğunuzu söylediniz? Şaka mı yaptınız?

Hayır, gayet ciddiydim. Bence o heykel gerçekten müstehcen. Benim müstehcenlik algım herkesinki gibi değil, onlar nasıl görürse öyle göremem. Bence onlar da benim değerlerime saygı duymalı. Böyle söylemesem sahtekârlık yapmış olurum. Kolu kırılmış, ama fırınlanmadığı için. Fırınlanmayınca sertlik kazanmıyor, bu tür şeyler bildiğim kadarıyla. Ama o heykelin orada olması beni hiç rahatsız etmiyor.