Gündem

Osman Kavala: Yargıda en can yakıcı sorun, siyasi mesajların etkisiyle alınan, cezalandırmaya dönüşen tutuklama uygulamalarıdır

29 Aralık 2020 18:19

T24 Haber Merkezi

İki kez tahliye ve bir kez beraat etmesine rağmen hakkında yeni dava ve soruşturma açılarak 1155 gündür cezaevinde tutulan Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nun bireysel başvurusunu reddetmesine ilişkin olarak, "Son anda icat edilmiş, yasadaki tanıma uymayan ve hiçbir delile dayanmayan casusluk suçlamasıyla tutuklanmış olmamı hukuka uygun bulması, akıl alır gibi değildir. Yargıda en yaygın ve can yakıcı sorun siyasi mesajların ve siyasi ortamın etkisiyle alınan, sağlam gerekçelere dayanmayan ve cezalandırmaya dönüşen tutuklama uygulamalarıdır" dedi. 

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Osman Kavala'nın bireysel başvurusunu reddetti. AYM Genel Kurulu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, siyasi nedenlerle cezaevinde tutulduğunu karar altına aldığı, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin serbest bırakılması için Türkiye’yi uyardığı Kavala’nın haklarının ihlal edilmediğine hükmetti. Kararlarının yerel mahkemelerce uygulanmamasından şikayet eden ve bu konuda zaman zaman açıklamalar yapan Anayasa Mahkemesi, bu kararı 1 oy farkla verdi.

TIKLAYIN - Anayasa Mahkemesi, AİHM kararını dikkate almadı: Kavala’nın bireysel başvurusuna 7’ye karşı 8 oyla ret

AYM'nin kararı sonrası yazılı açıklama yapan Kavala, "çoğunluğun hukuk normlarına uygun olmayan davranışının endişe verici olduğunu" söyledi. 

Kavala'nın açıklaması şöyle:

"Anayasa Mahkemesi’nin son anda icat edilmiş, yasadaki tanıma uymayan ve hiçbir delile dayanmayan casusluk suçlamasıyla tutuklanmış olmamı hukuka uygun bulması, akıl alır gibi değildir. AYM’deki çoğunluğun hukuk normlarına uygun olmayan bu davranışı son derece endişe vericidir.

Yargıda en yaygın ve can yakıcı sorun siyasi mesajların ve siyasi ortamın etkisiyle alınan, sağlam gerekçelere dayanmayan ve cezalandırmaya dönüşen tutuklama uygulamalarıdır. Tutuklama kararları verilirken suçlananın özgür yaşama hakkı karşısında onun adalete ve topluma zararlı bir eylemde bulunma ihtimali tartılır.

Kesin olan evrensel haktır, diğeri ise sadece bir ihtimaldir. İhtimalin özgür yaşama hakkını kısıtlamaya gerekçe olabilmesi ancak istisnai şartlarda meşru görülebilir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin de Anayasamızın da uyulmasını emrettiği bağlayıcı norm budur."

AİHM kararı

Ancak bu tarihten sonra AİHM, Kavala’nın siyasi nedenlerle cezaevinde tutulduğunu karara bağlamıştı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de Kavala’nın bir an önce serbest bırakılması için Türkiye’yi uyarmıştı. Kavala, bunun üzerine yeniden Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu.

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, dosyayı 29 Eylül’de gündemine almış ancak hakkında yeni iddianame hazırlandığı gerekçesiyle görüşmeyi ertelemişti. Birinci Bölüm, 15 Aralık’ta başvuruyu yeniden görüşmüş, bu kez de dosyanın Genel Kurul tarafından karara bağlanmasını kararlaştırmıştı.

Tahliye ve beraatler

Kavala, yargılandığı Gezi davasında beraat edip, tahliye edildiği gün daha önce tahliyesine karar verilen 15 Temmuz dosyasından yeniden tutuklanmıştı. AİHM kararına rağmen cezaevinde tutulan Kavala, daha sonra yeniden tahliye edilmiş ancak bu kez de aynı eylemler gerekçe gösterilerek casusluktan tutuklanmasına karar verilmişti. Kavala, hakkında daha sonra bu suçtan dava açılmıştı.