"Özür dilemem istendi"
Sol Haber’e konuşan E.T., olay günü yaşananları şu şekilde anlattı:
“Ben astım hastasıyım, ilaç kullanan bir insanım. Kantinden yemek aldım. Yemeğimi daha yiyemeden zil çaldı. Sınıfa gittim, peşimden Orhan Salim isimli Eyüp Sultan Camii imamı olan ve öğretmenliğe dair hiçbir vasfı olmayan hoca sınıfa girdi. Saygıdan elimde yemekle ayağa kalktım. Elimdeki yemeği görünce ‘Çık çabuk sınıftan, karaktersiz, nasıl bir insansın’ diyerek bağırdı ve ben de sınıftan çıktım. Hocaya yaptığının yanlış olduğunu, ateist de olabileceğimi söyledim. Daha sonrasında hoca bana dilekçe yazacağını söyledi. Ben de yaptığım her şeyin arkasında olduğumu ve ailemin bu saatten sonra devreye gireceğini söyledim. Hoca da ‘Benim kimseden korkum yok’ dedi. Zil çaldı ve hoca sınıftan çıktı.”
Yaşanan olayın ardından öğretmenlerin yanında durmadığını söyleyen E.T., “İlk benim özür dilemem istendi. Savunmamda zorla pişman olduğum yazıldı. Bazı hocalar yanlış yaptığımı, haksız olduğumu düşünüyorlar. Bazı hocalarsa yanımda oluyorlar” dedi. İki yıl önce aynı öğretmenin, kız öğrencilere zorla başlarını kapattırmaya çalıştığını söyleyen E.T., “Türban takmadıkları zaman düşük not vereceğini söylüyordu. Sınavlarda abdesthaneyi sordu. Okul korosunda ilahi söyletiyordu ve öğrencileri zorluyordu. Teneffüs zilini Plevne Marşı ile değiştirdiler. Oturup kalkmamıza kızıyordu, yakın bir arkadaşım bacak bacak üstüne atıp oturuyor diye bayağı lafını etmişti. Yani kısacası dinsel baskıyı senelerdir yapıyor. Benim bu olayım ilk değil” dedi.