T24 - Radikal gazetesi yazarlarından Prof. Binnaz Toprak, memurların başörtüsü takmasının 'memuriyetin tarafsızlık algısını zedeleyeceğini' belirtti. Toprak, başörtülü kadınların sadece devlette değil, İslami işletmelerde de görünür mevkilerde çalıştırılmadığına dikkat çekti.
Binnaz Toprak'ın Radikal'de bugün (1 Kasım 2010) yayımlanan yazısı şöyle:
Okuldan İslami holdinglere başörtüsü
İş imkanı açısından başörtülü kadınların tek seçeneğinin memuriyet olmadığını, İslami sermaye ile işletilen iş yerlerinin de bulunduğunu hatırlatan Toprak, örtülü kadınların bu işletmelerde de görünür mevkilerde çalışmadığını ekledi.
ABD’de üniversite yıllarımda, dini metinler üzerine seçmeli bir ders almıştım. Dersin hocasının göğsünde, bu olayı her düşündüğümde boyutları daha da büyükmüş gibi hatırladığım kocaman bir haç vardı. Çok çalışmış olmama rağmen dönem sonunda aldığım not düşüktü. Belki de notu hak etmiştim. Ancak şimdi bile, o notun Hıristiyan olmadığım için verildiğine inanıyorum.
Sembollerin etkisi
O günden bu güne düşüncem değişmedi. Devlet memurlarının dini semboller taşımasının, hizmet alan açısından güvensizliğe yol açtığı kanısındayım. Burada söz konusu olan, bu tür sembolleri taşıyanların ille de taraflı davranacaklarını varsaymak değil. Önemli olan, memurun vereceği kararlara muhatap olan kişilerin algısı. Devlet memurlarının din temelinde ayrımcılık yapmayacaklarının karşı tarafın algısı açısından görünürdeki tek güvencesi, hangi inanca sahip olduklarının, hatta inaçlı olup olmadıklarının bilinmemesi.
Konuyu Türkiye’deki başörtüsü sorununa bağlayacak olursak, devlet memurlarının başörtüsü takmalarının serbest bırakılması hizmet alanlar açısından memuriyetin tarafsızlık algısını zedeleyecektir. Memurluk temel bir hak değildir. Memur olarak işe alınacak kişiler, o görevin gereklerini yerine getirenler arasından seçilir. Laik hukukla yönetilen devletlerde, öngörülen görev tanımları içinde pekâlâ kıyafet yönetmelikleri olabilir, vardır da.
Tek istihdam kapısı
Bu konuda sıkça dile getirilen itiraz, devlet memuru olamayacaklarsa başörtülü öğrencilere bu hakkı vermenin anlamsızlığı. Eğer memuriyet tek istihdam kapısı olsaydı, bu itiraz doğru olurdu. O takdirde devlet memurluğunu temel bir hak saymak gerekirdi. Oysa memuriyet dışında istihdam olanakları açık. Buradaki sorun sadece devletin tutumuyla ilgili değil. Örneğin, İslami sermayenin holdinglerinde örtülü kadınlar görünür mevkilerde çalıştırılıyor mu?
Hatta, nasıl olsa başka yerde iş bulamazlar bahanesiyle çalıştırdıkları kadınlara düşük ücret verildiği iddia edilmekte. İslami sermayenin özel hastaneleri, ticari davalarına bakacak hukuk büroları yok mudur? Buralarda kadın doktor ve avukatlar çalıştırılıyor mu? Bu kesimin televizyonlarında başörtülü kadın spikerler var mı? Yayın organlarında kaç tane başörtülü genel yayın yönetmeni istihdam edilmekte? Holdinglerinde genel müdür ya da müdür yardımcısı konumunda kaç başörtülü kadın var?
Rüşt yaşı
Küçük yaşta, henüz reşit olmayan çocukların okullarda başlarını örtmelerine izin verilmesi de gündem dışı kalmalı. Çocukların yetiştirilmelerinden aile kadar devlet de sorumludur. Anne-babaların çocukları üzerindeki tasarruflarına her çağdaş devlet müdahale eder. Örneğin, aileleri tarafından kötü muameleye maruz kalan çocuklar aileden alınabiliyor.
Aile itiraz etse bile ilköğretim zorunlu. İlkokul ve liselerde giyim kuşam aile isteklerine göre düzenlenmemiş. Öğrencilerin sınıfa makyajlı, küpeli, şortlu, mini etekli vb kılık kıyafetle gelmeleri yasak. Çoğu okulda üniforma var. Müfredatı aileler düzenlemiyor.
Üniversite öğrencilerine başörtüsü serbestliği konusunda anlaşabilmek için, iktidar ve muhalefetin bu iki konuda sınırları belirlemeleri gerekli.