Amerikalı iki siyaset bilimi profesörü, orta sınıf vatandaşların ulusal politika üzerine hemen hemen hiçbir etkiye sahip olmadığını iddia etti.
Yaptıkları analizler sonucunda, zengin bireyler ve büyük sermaye gruplarının Amerika Birleşik Devletleri'ndeki politikayı büyük ölçüde şekillendirdiklerini öne sürdüler. Uzmanlar "Amerika'da bugün, oylamada halkın görüşü neredeyse anlamsız; seçilen siyasetçilerden, varlıklı kişiler ve iş-destekli özel ilgi grupları sorumludur” dedi.
Princeton Üniversitesi'nden Martin Gilens ve Northwestern Üniversitesi'nden Benjamin Page orta sınıf vatandaşlar, ekonomik elitler, kitle tabanlı çıkar grupları ve iş-egemen çıkar gruplarının ulusal politika konularında tercihlerini ölçmek için 1,779 araştırma verisi üzerinde çalıştı. Uzmanlar bu dört grubun etkisini belirlemek için istatistiksel yöntemler kullandıklarını söyledi.
Analistler, ekonomik elitler ve organize çıkar gruplarının gücü elinde tuttuğunu, diğer kesimin etkisinin ise sıfıra yakın seviyede olduğunu; ayrıca, zengin bireyler ve iş-egemen çıkar gruplarının politika sürecine hakim olduklarını bildirdi. Ulusal politika üzerine, kitle tabanlı grupların, iş tabanlı çıkar gruplarına göre minimum etkisi olduğunun altını çizdi.
Çalışmada ayrıca, "zenginlerin politik tercihleri toplumun büyük kısmının görüşlerini yansıtabilir" fikri çürütüldü. Tercihlerin genellikle keskin biçimde farklılaşmaya neden olduğu, ekonomik elitlerin hemen hemen her zaman kazandığı ve gelir düzeyi orta veya aşağıda olan Amerikalıların kaybettiği kaydedildi.
Analistler özetle, Gilens ve Page ortalama vatandaş ve kitle tabanlı ilgi gruplarının ABD hükümet politikaları üzerinde çok az veya hiç etkiye sahip olmadıklarını, ekonomik elitler ve iş çıkarlarını temsil eden örgütlü grupların ise önemli bağımsız etkileri olduklarını söyledi.
Zengin bireyler ve iş çıkarları olan kitlelerin Washington'daki siyasi adayların kampanya kasasını doldurmak için lobi faaliyetinde bulundukları, orta sınıf vatandaşın ise verecek bir oyunun olduğu, yine de sonuçtan hep orta sınıf vatandaşın sorumlu tutulduğu söylendi.
2010'daki ara seçimde 120 milyondan fazla kişi sandığa gitmedi. 2012'deki Başkanlık seçiminde ise 90 milyondan fazla kişi oy vermedi. Yapılan çalışma, ABD'deki siyasi çıkmazı açıklamaya yardımcı olabilir diye düşünülüyor.