Gündem

Ergin Saygun yine hastanede, çocukları isyanda

Balyoz davasının tutuklu sanığı emekli Orgeneral Ergin Saygun, hastaneye kaldırıldı

15 Mayıs 2012 21:45

 

Balyoz darbe planı iddialarıyla kapsamında mart ayında tutuklanan emekli orgeneral Ergin Saygun bugün (15 Mayıs2012) tekrar hastaneye kaldırıldı. Saygun'un çocukları Ece ve Tolga Saygun, ciddi sağlık sorunları bulunan, cezaevi içinde ancak tekerlekli sandalye ile hareket edebilen ve ciğerlerinde üç litre su biriken babalarının koşullarının iyileştirilmesi için yaptıkları başvurulardan sonuç alamadıklarını açıkladılar. Cezaevi koşullarında tedavisinin mümkün olmamasına ve tekerlekli sandalye dışında hareket edememesine rağmen Ergin Saygun'un "kaçma şüphesi" gerekçe gösterilerek tutuklu yargılandığını vurgulayan çocukları, babalarının sağlığının cezaevinde daha kötüleştiğinin altını çizdiler.
 
Eski Genelkurmay İkinci Başkanı, emekli orgeneral Ergin Saygun'un tekrar hastaneye kaldırılması üzerine çocukları bir açıklama yaptı. Ece ve Tolga Saygun'un yaptığı yazılı açıklama şöyle:
 
(E) ORG. ERGİN SAYGUN’UN SAĞLIK DURUMU
 
GATA’da tedavi görmekte olan (E) Org. Ergin Saygun, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) kararı gereğince 14 Mart 2012 tarihinde tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne kapatıldı. ATK raporunda Saygun’un cezaevinde kalabilmesi için diyet, tedavi ve poliklinik kontrollerinin yapılabilmesi şartı bulunmasına rağmen, bu şartların ayrıntıları ve cezaevinin bu şartları karşılayıp karşılayamayacağı belli değildi. Bunların tanımlanması için mahkemeye yapılan başvurularımız da her defasında reddedildi.
 
Babamız Ergin Saygun, Silivri Cezaevi’nde geçirdiği iki aylık sürede, yaklaşık 9 kilo verdi ve daha da önemlisi kalp yetmezliğinden ciğerlerinde 3 litre su birikti!
 
Son üç haftadır kendisine götürdüğümüz astım aleti ile nefes almaya, geceleri bu alet yardımı ile uyumaya çalışıyor!
 
Öte yandan, böbrek sıkıntıları her geçen gün artarak devam ediyor ancak şu ana kadar herhangi bir tedavi göremedi!
 
Nöropati nedeniyle ayaklarına uygulanan kuru iğne tedavisi ve insulin dengesi ayarlaması da durdu, baş dönmesi ve düşme nedeniyle gördüğü nörolojik tedavisi de yapılmadı!
 
Baş dönmeleri ve ayaklarındaki nöropati nedeni ile yürümekte dahi zorluk çeken, bu nedenle cezaevi içinde tekerlekli sandalye ile bir yerden başka yere gidebilen ama hakkındaki “kaçma şüphesi” (!?) nedeniyle tutuklu yargılanan babamız cezaevi aracına ancak erlerin yardımı ile binebiliyor.
 
Tutukluluk halini bu kötü sağlık koşulları içinde sürdüren Ergin Saygun, bugün öğleden sonra, kalp ve solunum yetmezliğine ek olarak sekiz ayrı rahatsızlığı nedeniyle İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.
 
Saygun için düzenlenen Adli Tıp Kurumu’nun “cezaevinde kalabilir” içerikli raporunu ekte bilginize sunuyoruz.
 
Yine Saygun’un iki ay gibi kısa bir sürede sağlığı açısından neden bu noktaya gelindiğini de özellikle belirtmek istiyoruz:
1.      Diyet:  Silivri Cezaevi’nde diyet düzenleme ve kontrol imkânı yoktur; esasen cezaevinde böyle bir sistem ve düzen mevcut değildir. Silivri Cezaevi’nde sadece her gün çıkan yemeğin bir kısmı tuzsuz ve yağsız olarak yapılmakta ve “diyet yemek” diye verilmektedir. Kahvaltıda diyet herhangi bir yiyecek yoktur, bu tür yiyecekler parası mukabilinde kantine verilen siparişlerle karşılanmaya çalışılmaktadır. Hastalıkların komplikasyonları yönünden diyabet, yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği ve kan sulandırıcı gibi çeşitli etkenler nedeni ile de hastanın yiyebilecekleri kısıtlıdır. Mesela diyabet nedeni ile pirinç, çok kısıtlı yemesi gerekmesine rağmen pirinç pilavı haftada beş kere verilebilmektedir. Bütün bunların ötesinde “protein kısıtlı ve potasyum kontrollü” bir diyet uygulanması gerekmektedir ki bu da cezaevi şartlarında mümkün değildir.
 
2.      Tedavi: Silivri Cezaevi’nde tedavi imkânı kısıtlı olup hastanın durumunu takip imkanı da cezaevi revirine gidiş gelişine bağlıdır. Raporunu ibraz etmesine rağmen, kalp, diyabet ve nöropati tedavisi için önemli olan bir egzersiz bisikletini parası mukabili almak mümkün olmamış, cezaevi yönetimi bisiklet için Adalet Bakanlığı’ndan müsaade isteme cihetine gitmiştir.
 
Hastalıkların komplikasyonları ve birbirlerini etkiler mahiyette olmaları, değişik doktorlar tarafından takibini gerektirmekte ancak Silivri Cezaevi revirinde bazen doktorların bulunduğu günler birbirleri ile çakışmadığından ilgili doktoru bulmak mümkün olmamaktadır. Silivri Cezaevi içinde bulunan ve doktor takviyesi ile bir hastaneye dönüştürülmeye çalışılan revirde tıbbi alet sıkıntısı çekilmekte, doppler, tomografi, echo gibi hasta için çok büyük önem taşıyan cihazlar bulunmamakta, zaman içinde temin edileceği ifade edilmektedir.
 
Bu nedenle hasta;
 
a.      03.04.2012 tarihinde nöropati ve ellerindeki Karpel Tunnel tedavisi için,
 
b.      13.04.2012 tarihinde ileri tetkikler için,
 
c.       19.04.2012 tarihinde ileri tetkikler için,
 
d.      27.02.2010 tarihinde kalp yetmezliği, solunum yetmezliği, nöropati, fizik tedavi, KOAH, hipertansiyon, KAH, HT, DM, MVR, PAH vs hastalıklarının üç hafta yapılan takip sonunda semptom ve bulgularının artması nedeni ile yatırılarak tedavi edilmek üzere Silivri Devlet Hastanesi’ne sevk edilmiştir.
 
3.      Görüldüğü gibi , ATK’nun koyduğu şartların cezaevi ortamında yerine getirilmesi mümkün değildir. Solunum yetmezliği nedeni ile geceleri asgari iki defa kendisi tarafından ilaç uygulaması yapılmaktadır.
 
4.      Hastayı her yeni gören doktor pek çok defa yapılmış olan test ve tetkikleri yeniden istemekte bu da tedavinin aksamasına yol açmaktadır.
 
Hastayı uzun zamandan beri tedavi eden ve her türlü rahatsızlığını öncesi ile bilen kendi doktor ve sağlık tesislerinde tedavisine devam edilebilmesi için tutuksuz yargılanması isteğimiz mahkemece defaatle reddedilmiştir.
 
Bilgilerinize sunarız.
 

Silivri'deki hasta tutuklular

 
Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Faruk Oktay Memioğlu ise kolon kanseri. Bağırsağından 30 santim kesildi. Zaman zaman kanaması oluyor. Ailesi ve avukatları,  tedavi görmesi gerektiğini söylüyor.
 
Tutuklu Balyoz sanığı emekli Albay Mehmet Yoleri, geçirdiği "harp psikozu" nedeniyle 1998 yılından itibaren geri hizmette görev yaptı. Tutuklandıktan sonra da tedavisi için Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne gönderildi. Ancak ailesinin ifadesine göre, tedavi görmek yerine hücreye kapatıldı. Yemekleri kapı altından verildi. Şimdi koğuşta arkadaşlarının desteğiyle kalıyor ve iki kez kalp krizi geçirdi.
 
Kurmay Albay Levent Kerim Uça, Maltepe  Cezaevi'nde rahatsızlandı. Ameliyat edilen Uça'nın beyninden yumurta büyüklüğünde tümör alındı. İddialara göre, 3 ay steril bir ortamda tutulması gerekirken, ameliyattan 2 hafta sonra 14 kişilik koğuşuna gönderildi.
 
İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, uyku apnesi, endotoksit, prostat, ana ve yan dal koroner arter ,hipertansiyon, hastane enfeksiyonu gibi ciddi hastalıklarla mücadele ediyor. Bacaklarındaki sinir kaybı nedeniyle yürüyemiyor, bilinç kaybı var. Geçtiğimiz günlerde acil olarak İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevki yapıldı.
 
Yine Ergenekon'dan tutuklu sanık Fatih Hilmioğlu siroz hastası ve durumu ağır. Güneydoğu gazisi, avukat olan sanık Serdar Öztürk'ün ise başında ve vücudundaki şarapnel parçaları nedeniyle ciddi rahatsızlıkları var. Hareket zorluğu bulunan Öztürk, Hepatit B hastası ve karaciğer sorunları yaşıyor.