Milliyet yazarı Tunca Bengin, Türk Silahlı Kuvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimine ilişkin hazırlanan 'FETÖ' çatı iddianamesinde, "FETÖ, TSK’daki milli subayları karalamak ve bu kişilerin kurumla ilişiklerini kesebilmek için 'TSK Kulis, Süperdenizciler, GATAKulis, Bulutalı, Hangarınsesi, Paşakeyfim, Kirli Oyunlar' internet siteleri kurdurmuştur. Bu sitelerde karalama haberleri yapılmış, asılsız ve imzasız mektuplar yayınlayarak vatanperver komutanların TSK’dan kopmaları sağlanmıştır" ifadesinin yer aldığını aktardı.
Bengin, söz konusu iddiaya "Orduya sosyal medya darbesi" başlığıyla 21 Şubat 2013 tarihinde yayınlanan yazısında kaleme aldığını ifade etti. Bengin'in bahsi geçen yazısında şu ifadeler yer alıyordu:
"TSK mensupları internet, Twitter, Facebook üzerinden yoğun bombardıman altında. Öyle siteler, Twitter hesapları var ki; (isimlerini yazmıyorum) kim kimle beraber, kim kimin için ne demiş (bu siyasi kişilik de olabilir), aldatılan eşler, ayrılan sevgililer, gidilen yerler, verilen sözler, yapılan kıyaklar, denetlemelerdeki çarpıklıklar hepsi yazılıyor. Hem de birlik, rütbe, isim detaylarıyla. Aralarında sözüm ona mahkeme kararıyla yasaklı olanlar da var"
Tunca Bengin'in "‘Orduya sosyal medya darbesi’ iddianamede" başlığıyla yayımlanan (11 Mart 2017) yazısı şöyle:
FETÖ’nün TSK’ya nasıl girdiği, nasıl geliştiğinin aşama aşama ortaya konulduğu 15 Temmuz darbe girişimi çatı iddianamesinde, vatansever askerlerin “disiplin tezgâhıyla” ordudan nasıl uzaklaştırıldığı da şöyle anlatılıyor:
“FETÖ, yönetemeyeceğini anladığı yüksek rütbeli subayları yerinde iftiralarla, karalamalarla, komplolarla yerinde de etkiledikleri siyasilerle tasfiye edilmesini sağlamıştır.
FETÖ son yıllarda yaygınlaşan sosyal medyadan azami derecede istifade etmiş, Facebook ve Twitter’ın yanında TSK’daki milli subayları karalamak ve bu kişilerin kurumla ilişiklerini kesebilmek için “TSK KULİS, SÜPERDENİZCİLER, GATAKULİS, BULUTALI, HANGARINSESİ, PAŞAKEYFİM, KİRLİ OYUNLAR” internet siteleri kurdurmuştur. Bu sitelerde karalama haberleri yapılmış, asılsız ve imzasız mektuplar yayınlayarak vatanperver komutanların TSK’dan kopmaları sağlanmıştır.”
Aslında bunlar bilinmeyen şeyler değil; dahası, bilinme zamanı da 15 Temmuz’un çok öncesine uzanıyor. Örneğin, “TSK’daki Nazlıgül sorguları” başlıklı yazımızda (14 Ocak 2013) iffetsizlik suçlaması nedeniyle intihar eden üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu gibi yaşamına son verme noktasına gelen yüzlerce subay, astsubay olduğuna dikkat çekmiştik.
“Orduya sosyal medya darbesi” başlıklı yazımızda da (21 Şubat 2013) bu kirli oyun hakkında şöyle demiştik:
TSK mensupları internet, Twitter, Facebook üzerinden yoğun bombardıman altında. Öyle siteler, Twitter hesapları var ki; (isimlerini yazmıyorum) kim kimle beraber, kim kimin için ne demiş (bu siyasi kişilik de olabilir), aldatılan eşler, ayrılan sevgililer, gidilen yerler, verilen sözler, yapılan kıyaklar, denetlemelerdeki çarpıklıklar hepsi yazılıyor. Hem de birlik, rütbe, isim detaylarıyla. Aralarında sözüm ona mahkeme kararıyla yasaklı olanlar da var. Maalesef onları izlemek de mümkün. Hele biri var ki; ana sayfasına ilgi duyduğun komutanlık, birlik için seçenek bile koymuş. Kara, Hava, Deniz, Jandarma diye ayrılıyor. Sonra da birliklere kadar gidiyor. Merak ettiğini tıkla, komutanından en alta kadar tüm zırvaları izle.
Twitter hesaplarına gelince, onlarda yasak masak da yok. Bilgiler günlük, kara, hava, deniz hatta özel olarak GATA’ya odaklanan da var. Çoğu kara propaganda ve dedikodu. Üstelik tamamı özel hayata saldırı. Şaşırtıcı olan, bu zırvaların soruşturmalara dayanak olması...
Meclis’e de yansıdı
Yine Şubat 2013’teki “Sorgu odasındaki yüzbaşı anlatıyor” başlıklı yazımızda ise bu kumpasla ordudan atılan istihbarat subayı B.B.’nin ağzından şunları aktarmıştık:
Power point sunumları bilirsiniz. Facebook’tan alınmış, ikisi benim, biri eşimin fotoğrafı gösterildi. Altında da büyük harflere “B.B yüzbaşı eşini aldatıyor” yazılıydı. Sonra bazı kadın isimleri ve fotoğraflar çıktı. Tek tek kim diye soruldu. 20 yıl önceki kız arkadaşlarımın yanı sıra hiç tanımadığım, görmediğim isimler bile vardı. Sonra internet sitesinden alınma bir görüntü izlettirildi. Tek bir erkek ve kafası yok. Orduyu çağrıştıran (rütbe, üniforma) bir durum da söz konusu değil. Reddettikçe sensin diye diretiyorlar. Ardından evliliğimle ilgili sorular başladı. “Eşimle aramda sorun var mı? Eski kız arkadaşlarımla görüşüyor muyum? Ailece görüştüğümüz devre arkadaşlarımızın evliliği nasıl gidiyor, aralarında problem var mı?”ya kadar uzandı.
Özetle, FETÖ’nün TSK’daki bu kirli tezgâhını ısrarla yazdık. Üstelik bunlar 15 Temmuz’da bombalanan Meclis’e de taşındı ama pek üzerine giden olmadı. Sonucu da ortada...
Şimdi nihayet bu kumpası uygulamak amacıyla ordunun özellikle personel temin, atama ve sicil, istihbarat ve istihbarata karşı koyma birimlerinde yuvalanan FETÖ’cüler yargıya hesap veriyorlar, hak ettikleri cezaları da alacaklar.
Peki ya FETÖ’cü olmayıp da o günlerde bunları görmeyen, yani yüzlerce vatansever askerin ordudan atılmasını seyredenler...