Gündem

Onaylanan 4. Yargı Paketi'nde son dakika değişikliği

CHP heyetinin önergesi üzerine 'ihaleye fesat karıştırma' suçunun 5-12 yıl olan cezası 3-7 yıla indirildi

29 Mart 2013 20:33

4. yargı paketi, tutuklu vekiller ve çözüm sürecine ilişkin sert tartışmalar eşliğinde kabul edildi. Son anda yapılan bir değişlik ile TCK'nın 235. maddesindeki "ihaleye fesat karıştırma" suçunun 5-12 yıl olan cezası 3-7 yıla indirildi. CHP heyetinin tutuklu vekilin tahliyesini sağlayacak önergesi ile Terörle Mücadele Yasası'nın kaldırılmasına ilişkin önergeleri reddedildi.

Tasarıya CHP'nin önerisi üzerine TCK'nın 235. maddesindeki "ihaleye fesat karıştırma" suçunda değişiklik yapıldı ve ceza indirimine gidildi. İhaleye fesat karıştırma suçuyla ilgili davalar artık ağır ceza yerine asliye cezada görülecek. Ancak, geçici madde konulacak ve derdest davalar ağır ceza mahkemesinde görüşülmesine  devam edilecek.

Kabul edilen düzenleme  göre; kamu kurum veya kuruluşlarının yaptığı ihalelere fesat karıştıran kişiye verilen 5 yıldan 12 yıla kadar olan hapis cezası, 3 yıldan 7 yıla indirilecek.  "İhale sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmiş ise cezanın yarı oranında artırılacağına" ilişkin hüküm de kaldırılacak. İhalede kamu zararı doğmadıysa ceza 1 yıldan 3 yıla kadar olacak.

 

Aldan: Cezalar çok ağır

 

Önerge sahiplerinden CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, ihaleye fesat karıştırma suçunda kamunun zarar görmemesi halinde verilen cezanın çok ağır olduğunu söyledi. Dosyaya bir evrak konulmasının unutulmasının dahi hileli işlem olarak görülebildiğini vurgulayan Aldan, bir ihale işleminde bir kişi için 50 seneyi aşan cezalar istenebildiğini söyledi.  Aldan, kamu zararı oluşmaması halinde verilecek cezanın "basit işlem" olarak değerlendirilerek, suç ve ceza dengesinde adaletin sağlanması gerektiğini söyledi. CHP'nin  önergesi AKP milletvekillerinin de oylarıyla kabul edildi.

 

Parlemento vebal altında

 

CHP'li Aldan, "Milletvekilinin tutukluluk süresi bir yılı aşamaz, yetkili mahkemece derhal salıverilirler" önergesini savunup tutuklu vekiller soruna Parlamento'nun çözüm getirmesini isterken, şunları söyledi:

"Ben DGM Savcılığı yapmış bir insanım. Silivri'deki kadar hukukun dışına çıkıldığını görmedim. Türkiye tutuklu milletvekili sorunun çözmek zorundadır. Bu böylece sürecek olursa mevcut milletvekillerinin hiçbir güvencesi yoktur. Dünyada bunun örneği yoktur. 4. yargı paketinde en büyük beklenti tutuklu milletvekili sorunun bir an önce çözülmesiydi.  Parlamento büyük bir vebal altındadır. Tahliye olsalar bile alınlarına müebbet hapis cezası yazılmıştır. Onca değişikliğe rağmen yargı bu katı anlayışını sürdürüyorsa Parlamento görevi üstlenmek zorundadır. Türkiye kamuoyunun gündeminden çıkarmamız mümkündür. İnsan hakları yargı eliyle  ihlal edilmektedir, Kendinizi bir gün bizim yerimize koyun, sizin milletvekilleriniz olsa on kere dışarı çıkmışlardı. Tahliye kararları verilse bile bir anlamı olmayacak" dedi.

 

Biz yaptık yargı tahliye etmedi

 

AKP'li vekiller, üçüncü paketle gerekli her türlü düzenlemenin yapıldığını ama yargının tahliye kararı vermediğini savundular. Bu sözler üzerine, CHP'li Dİlek Akagün Yılmaz, "Kimin yargısı" diye sordu. AKP'liler "Milletin yargısı" diye yanıt verdiler. AKP'li Hakkı Köylü de tartışmalar üzerine "Bu çok hassas bir konu. Biz burada yapamayız bunu" diye konuştu.

 

Düzenlemeler derdest davalarda geçerli

 

AkP'nin verdiği iki önerge ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde açılan tam yargı davalarıyla ilgili düzenlemelerin derdest davalar içinde geçerli olması kabul edildi. MHP'nin halkı askerlikten soğutma suçuna ceza indiriminin kaldırılması, CHP'nin TMY'nin kaldırılması önergeleri ise reddedildi.