Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirmek isteyen cuntacı general Semih Terzi'yi vurarak, darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir'i şehit eden askerlerin yargılandığı davada ara karar verildi. Tutuklu 18 sanığın tahliye talebi reddedilirken, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda keşif yapılmasına karar verdi.
DHA'nın haberine göre, Başbakanlık ve şehit Ömer Halisdemir'in kız kardeşi Elif Serin, davaya müşteki olarak katılma talebinde bulundu.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tanık olarak dinlenen ÖKK'de görevli astsubay Mahmut Sönmez, 15 Temmuz'da sırasıyla Başbakan Binali Yıldırım, ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı televizyonda izledikten sonra gece ilerleyen saatlerde kışlaya giderek Albay Ömer Faruk Bozdemir'in emrine girdiğini anlattı.
"Üzerindeki örtüyü kaldırarak dua ettim"
Kışla bölgesine gittiğinde 20-30 kişilik bir grup olduğunu, nizamiye kısmından kendisine 3 el ateş edildiğini ve su kanalına indiğini ifade eden Sönmez, yanındaki komutanlarla konuştuktan sonra ilk olarak kendilerinin bulunduğu bölgeyi gören güvenlik kameralarını etkisiz hale getirdiklerini belirtti. Sönmez, Etimesgut Özel Hava Alayında bulunan Yüzbaşı Ahmet Kemal Yılmaz'ı arayıp keskin nişancı silahı istediğini ve oraya giderek silahı aldığını söyledi.
Daha sonra tekrar ÖKK'ye döndüğünü ve Albay Bozdemir'den aldığı emri 2 defa teyit ettirdikten sonra tellerden atlayarak, kışlaya girdiğini anlatan Sönmez, çatışarak kışlada ilerlediklerini, nizamiye bölgesindeki 11 darbeciyi derdest ettiklerini, karargâh bölgesine ulaşınca da Üsteğmen Mihrali Atmaca ve timiyle buluştuklarını, bu timin de karargâhta bulunan bazı darbecileri etkisiz hale getirdiğini gördüğünü kaydetti.
Kışlada yakalayamadıkları, kaçtığını düşündükleri darbeciler olduğunu ifade eden Sönmez, Albay Mustafa Köksal ile hareket ettiğini, bütün binaların emniyetini aldıklarını, karargâhta şehit Ömer Halisdemir’in naaşını gördüğünü, üzerindeki örtüyü kaldırarak dua ettiğini, binada da Başçavuş Nedim Şahin'in öldürüldüğünü duyduğunu belirtti.
Darbecilere müdahale eden Başçavuş İsmail Oğuz'un vurulma anını görmediğini ancak yaralandıktan sonra olay yerinden uzaklaştırılmasında yardımcı olduklarını dile getiren Sönmez, Oğuz'u nizamiyenin doğu tarafındaki arıtma tesisi üstündeki 4-5 kişilik bir grubun vurmuş olabileceğini, Atmaca'nın timinin vurmuş olamayacağını söyledi.
Sönmez, ayrıca Atmaca'nın emrindeki timin ÖKK karargahında emniyeti aldığını, 15 Temmuz'dan sonra da 15 gün süreyle karargahta Zekai Aksakallı ve diğer komutanların emriyle görevine devam ettiğini kaydetti.
"Ömer Halisdemir'e hedef gözeterek ateş edildi"
ÖKK'da görevli Albay Çağalhan Yeğin de 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından ÖKK'de başlatılan idari tahkikat heyetinin başkanlığını yaptığını vurguladı.
Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığıyla eş zamanlı çalıştıklarını anlatan Yeğin, tahkikatın her aşamasında adli mercileri bilgilendirdiklerini ifade etti.
İdari tahkikat sırasında, Diyarbakır'dan gelen ÖKK personeline, Ankara'da operasyon gerçekleştireceklerinin bildirildiğinin ancak içeriğinin anlatılmadığının, personelin intikal esnasında basın-yayın organlarından edindikleri bilgileri tabur komutanı Binbaşı Fatih Şahin'e sorduklarında, kaçamak cevaplar verdiğinin tespit edildiğini anlatan Yeğin, Ömer Halisdemir'e de Fatih Şahin tarafından hedef gözeterek ateş edildiğini, daha sonra da Şahin'in timinin 12 kez ateş ettiğinin belirlendiğini söyledi.
Özel Hava Alayında bulunan tim komutanı Yüzbaşı Ahmet Kemal Yılmaz'ın, sanıklardan Üsteğmen Mihrali Atmaca ile 02.28 ile 02.50 saatleri arasında defalarca telefon görüşmesi yaptığını ve "Semih Terzi ile Fatih Şahin'in hain olduğunu" söylediğini tespit ettiklerini bildiren Yeğin, sanık Atmaca ve emrindeki tim personelinin sürekli dışarıdaki unsurlarla temas halinde olduğunu ve darbecilerin etkisiz hale getirilmesinde katkı sağladıklarını anlattı.
Albay Yeğin, "Diyarbakır'daki üç taburdan sadece Fatih Şahin'in görevlendirilmesi, Semih Terzi'nin direk Şahin'in taburuna alarm emri vermesi, Şahin'in taburunu içtima düzeninde kontrol etmesi, Halisdemir'e ilk ateş eden kişi olması, Semih Terzi ile birliğini terk ederek GATA'ya gitmesi, GATA'da saklanarak güvenlik güçlerine geç teslim olması kuvvetli şüphe oluşturmuştur." dedi.
Yeğin, şehit Ömer Halisdemir'e ilk atışı kimin yaptığına, timin intikal düzeninde kimin nerede olduğuna dair yaptıkları tespitlerden ve olay yerinde bulunan kişilerin beyanlarından hareketle karar verdiklerini kaydetti.
Sanık Fatih Şahin söz alarak, duruşmalarda dinlenen sanık ve tanıkların hiçbirinin "görevin mahiyetini sorduklarına ve kendisinin de kaçamak cevaplar verdiğine" dair beyanı olmadığını belirterek, tanık Albay Yeğin'in anlattıklarına itiraz etti.
Başbakanlıktan davaya katılma talebi
Başbakanlık ve şehit Ömer Halisdemir'in kız kardeşi Elif Serin, davaya müşteki olarak katılma talebinde bulundu.
Cumhuriyet Savcısı Mustafa Manga, Serin ile Başbakanlığın davaya müdahil olma taleplerinin kabulüne karar verilmesini istedi.
Sanık Fatih Şahin'in avukatı Çiğdem Koç, Başbakanlığın uğradığı bir zarar olmadığını savundu. Koç, Başbakanlığın davaya müdahil olmasının mahkemenin tarafsızlığını zedeleyeceğini öne sürdü.
Başbakanlık Hukuk Hizmetleri Başkanlığı adına duruşmada hazır bulunan avukat Akif Özkan, davaya katılma taleplerini tekrarladı.