Ergenekon davasında bir sanık, Kuvayi Milliye Derneği’nde ölme ve öldürme üzerine yeminler edildiğini, diğer sanıklar Karadağ ile Görüm’ün de yemin törenine katıldığını belirtti
Ergenekon davası, ikinci iddianame için verilen 17 günlük aranın ardından, dün tekrar devam etti. İddianamede, Kuvayi Milliye 1919 Derneği için çek ve senet tahsilatı yaptığı ve Hüseyin Görüm’ün adamı olduğu iddia edilen, tutuklu sanık Murat Çağlar, hakkındaki iddiaları reddetti.
Çağlar, derneğin etkinliklerinde ölme ve öldürme üzerine yeminler edildiğini ve derneğe yardım amaçlı olarak verdiği paranın uyuşturucu alımı için kullanıldığını öğrendiğini iddia etti.
Mersin’de yemin
Silivri’de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın dünkü 66. duruşmasında savunmasını yapan Çağlar, arkadaşı Seda Yivli aracılığı ile 2007 yılında Kuvayi Milliye 1919 Derneği ile tanıştığını belirtti.
Mersin’de faaliyete geçecek dernek binası için davet edildiğini söyleyen Çağlar, “Beni çağırdılar Mersin’e gittim. Bir iş hanının 2 ya da üçüncü katıydı, ancak, içinde eşya dahi yoktu. Maddi yardım istediler, ben de bir miktar yaptım” dedi.
NATO Özel Kuvvetler Komutanı olarak tanıtılan Fikri Karadağ dahil, pek çok komutanın dernek açılışına katılacağının söylendiğini belirten Çağlar, “Ramazan ayı olduğu için iftar yapıldı. Hatta orada ölmek, öldürmek üzerine de yemin edildi” dedi.
Özel kimlik
Çağlar, yemin töreni sonrasında Karadağ ile Görüm’ün orduevine yerleştiğini belirterek şunları söyledi: “Sabah, Karadağ’ın askeri hastaneye kaldırıldığını öğrendik. Bir aracın peşine takılarak kimlik göstermeden içeri girdik. Karadağ’ın ayrıldığını öğrendik. Çıkışta nöbetçi subay, kimlik sordu. Hüseyin Görüm cebinden çıkardığı Özel Kuvvetler kartını gösterdi. Oradan bu şekilde ayrıldık.”
Görüm’ün savunması sırasında hiç yalan söylemediğini belirttiğini hatırlatan Çağlar, kendisinin kandırıldığını söyledi. Çağlar, “Ben Hüseyin Görüm’ü, Hüseyin Kerim Bayraktaroğlu olarak tanıyordum. Bize, kendini o şekilde tanıttı. Ayrıca konuştuğu dinlenir bir adamdı. Peygamber ve Kuran’dan huzurda bahsettiği gibi söz etmezdi” dedi.
Savunması sırasında oturduğu yerden kendisine Hüseyin Görüm tarafından laf atıldığını öne süren Çağlar, konsantrasyonunun bozulduğunu söyledi.