Gündem

'Ölmelerinin sebebi kendi kusurları'

Danıştay, 12 yıl önce Ulucanlar Cezaevi’ne operasyonda çocuklarını kaybeden ailenin tazminat talebini, “Müdahaleye zemin hazırladılar, kendi kusurları nedeniyle öldüler”

26 Eylül 2011 03:00

T24 - Danıştay, 12 yıl önce Ulucanlar Cezaevi’ne operasyonda çocuklarını kaybeden ailenin tazminat talebini, “Müdahaleye zemin hazırladılar, kendi kusurları nedeniyle öldüler” gerekçesiyle reddetti.



Ulucanlar Cezaevi’nde koşulların iyileştirilmesi için başlatılan eyleme jandarma 26 Eylül 1999 günü müdahale etmişti. Operasyonda 10 mahkûm ölürken çok sayıda tutuklu ve hükümlü de yaralanmıştı. Ölen hükümlülerden İsmet Kavlaklıoğlu’nun ailesi, İçişleri ve Adalet Bakanlığı aleyhine tazminat talebiyle Ankara 5. İdare Mahkemesi’ne başvurdu.


İdare Mahkemesi, mahkûmların yaşam hakkının devlet yükümlülüğü altında olduğunu vurgularken idarenin ‘ağır hizmet kusuru’ nedeniyle aileye toplam 5 bin TL tazminat ödemesine karar verdi.


Karar iki bakanlık tarafından temyiz edilince dosya Danıştay 10. Daire’nin gündemine geldi. Danıştay, idare mahkemesinin kararını onadı. Ancak Daire olayı hizmet kusuru değil cezaevinde yıllarca birikmiş yapısal sorunların bir sonucu olarak değerlendirdi.


Danıştay’ın aileye tazminatı onaylayan kararına İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı itiraz etti. Bu kez Daire, tam tersine devletin bir kusuru olmadığına hükmetti.


Ankara 5. İdare Mahkemesi ilk kararında direnince dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşındı. Kurul da mahkûmların müdahaleye zemin hazırladığını savunarak idareyi akladı.



Karşıoy: Ölçü kaçmış


57 kişilik kurulda, “Aileye tazminat verilmesin” diyen hâkim sayısı 45 oldu. 12 hâkim ise verilen karara muhalif kalarak karşıoy yazısı yazdı. Karşıoy yazısında, “Müdahale esnasında kullanılan gücün ölçülülük ilkesine uygun olmadığı görülmektedir” denildi.



Cezaevinde bir ölüm üç karar


Ankara 5. İdare Mahkemesi: “...Cezaevinde en temel hakkı olan yaşama hakkının korunması ve bunun için gerekli tedbirlerin alınmasının devletin görevi olduğu, direniş sırasında mahkûmların güvenlik güçlerine saldırırken kullandıkları taş, demir, sopa gibi aletler ve ateşli silahın mahkûmlarca temini ile mahkûmların yaşamını yitirmesinde idarenin ağır hizmet kusuru bulunmaktadır.”



Yapısal sorunlar


Danıştay 10. Dairesi: Daire idare mahkemesinin tazminat kararını onaylarken “Cezaevinde asayişin sağlanması amacıyla zorunlu hale gelen müdahaleyi idarenin hizmet işleyişinde kusurlu davrandığının bir göstergesi olarak kabul etmeye olanak bulunmadığını” vurguladı. Kararda, “Yapısal sorunlardan dolayı meydana gelen zararın hizmet kusuru ilkesine göre tazmini gerekir” denildi.



Kendisi sorumlu


Danıştay 10. Daire: (Bakanlıkların itirazı üzerine dosyaya yeniden bakan Danıştay 10. Dairesi tam tersi karar verdi):


“...Davacıların murisinin (mirasçı) olaylarda aktif rol aldığı, bir diğer mahkûmun kullandığı silahtan çıkan saçmaların isabet etmesi sonucunda öldüğü, ölen şahsın eyleminden ve kişisel kusurundan kaynaklanan ölüm olayında kişinin olaya katılımı, olayla zarar arasındaki illiyet bağını kestiğini, bu nedenle zararın idarenin ağır hizmet kusuru sayılamayacağı...”