Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, Fırat Kalkanı Harekâtı kapsamında El Bab operasyonunun ardından yapılması hedeflenen Rakka operasyonuna ilişkin hazırlanan raporun detaylarını yazdı. Askeri kaynaklardan aldığı bilgileri aktaran Çecvikcan, "Ankara’nın planı, Fırat Kalkanı Harekâtı’nda olduğu gibi Özgür Suriye Ordusu güçleri ve yerel Arap güçlerle Rakka’nın alınabileceğini içeriyor" diye yazdı. "El Bab, DAEŞ’ten temizlendikten sonra buradaki güçlerin de kaydırılmasıyla 8-10 bin kişilik bir kuvvet oluşturulması tasarlanıyor" diyen Çevikcan, "Bu kuvvetlere, yaklaşık 200 kişilik Türk özel kuvvetlerinin eşlik edebileceği planlaması yapılıyor. ABD özel kuvvetlerinin de yine sahada bu kuvvetlerle birlikte hareket edebileceği üzerinde duruluyor" ifadesini kullandı.
Çevikcan'ın Milliyet'te "Rakka planı ve karargâhtaki uzun gece" başlığıyla yayımlanan (9 Şubat 2017) yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump arasında beklenen görüşme önceki gece gerçekleşti.
Görüşmenin bütün gündem maddeleri el yakıyor haliyle.
Çünkü Suriye odaklı planlamalar, terörle mücadele, FETÖ liderinin iadesi başlıklarını içeriyor.
Stratejik ortaklık temelinde yükselmesi arzu edilen Türkiye-ABD ikili ilişkilerinin “kazan-kazan” hattında ilerlemesi de zaten bu konulardaki samimi işbirliğine bağlı.
Masadaki en önemli başlıklardan biri elbette Suriye.
Suriye konusu, ABD’nin YPG’ye verdiği destek ve silah yardımından, Rakka operasyonuna, güvenli bölge oluşturulması tartışmalarından, mülteci konusuna kadar birçok problemli alanın da ortak başlığı.
Aldığım bilgiler, Trump’ın Erdoğan’ın bütün bu konularda aktardığı, Türkiye’nin uzun zamandır savunduğu tezlere sıcak yaklaştığı, iki ülke ekiplerinin bu konularda ortak çalışma yapmasını istediği yönünde.
Erdoğan somut önerilerini sundu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’la görüşmesinde bu tezleri sadece tekrarlamakla da yetinmedi.
Her başlıkla ilgili Türkiye’nin uzun zaman çalışarak olgunlaştırdığı somut önerileri de sundu.
Fethullah Gülen’in iadesi konusundaki hukuki süreç beklenirken, ABD makamlarının “faaliyetleri durdurma” gibi idari kararlar verebileceğine işaret etti.
Güvenli bölge konusunda Azez-Cerablus-El Bab hattında
5 bin kilometrekarelik bir alanın temizlenerek, buraların yerleşime açılabileceğini vurguladı.
Rakka operasyonunun PYD-YPG ile yapılmasının yanlış olacağını vurgularken, Türkiye ile ABD’nin koordinasyonunda Fırat Kalkanı modeliyle bu operasyonun nasıl yapılabileceği konusunda da hazırlanan raporu gündeme getirdi.
10 bin kişilik kuvvet
Dün Ankara’daki kaynaklardan bu raporun detaylarıyla ilgili bilgi aldım.
Rakka merkezine yapılacak operasyonu kimlerin gerçekleştireceği büyük önem taşıyor.
Türkiye, yüzde 90’ı PYD’lilerden oluşan Suriye Demokratik Güçleri’nin operasyona katılmasına karşı.
Bu güçlerin DAEŞ gibi terörist yapılardan oluştuğu, PYD’nin PKK’nın Suriye kolu olduğu ve Türkiye’nin bu konuda ortak bir operasyona kesin olarak karşı durduğu zaten biliniyor.
Ankara’nın planı, Fırat Kalkanı Harekâtı’nda olduğu gibi Özgür Suriye Ordusu güçleri ve yerel Arap güçlerle Rakka’nın alınabileceğini içeriyor.
El Bab, DAEŞ’ten temizlendikten sonra buradaki güçlerin de kaydırılmasıyla 8-10 bin kişilik bir kuvvet oluşturulması tasarlanıyor.
Bu kuvvetlere, yaklaşık 200 kişilik Türk özel kuvvetlerinin eşlik edebileceği planlaması yapılıyor.
ABD özel kuvvetlerinin de yine sahada bu kuvvetlerle birlikte hareket edebileceği üzerinde duruluyor.
Halen Suriye’de ve özellikle El Bab bölgesinde 2 bine yakın askerimiz görev yapıyor.
Bunların yaklaşık 150’si özel kuvvetlerden.
Özel kuvvetlerin sahadaki işlevi, keşif ve ön açma faaliyetlerine odaklanıyor.
Olası Rakka operasyonunda da böyle olacak.
Bütün bu planlamalar şu anda Türk ve ABD’li yetkililer tarafından üzerinden geçilen konular.
Rakka operasyonunun başlayabilmesi için El Bab’ın DAEŞ’ten temizlenmesi olmazsa olmaz.
TSK ve desteklediği ÖSO güçleri, önceki gün ve sabaha kadar süren operasyonlar sonunda kent merkezine girmeyi başardı.
Gelen bilgiler, El Bab içindeki stratejik öneme haiz tepelerin ele geçirildiği, Kabbasin ve Bzagah gibi yerleşim birimlerinin terör örgütünden önemli ölçüde temizlendiği yönünde.
Günün ilk ışıklarına kadar süren, dün de devam eden
çatışmalarda şehit ve yaralı
askerlerimiz var.
Akar: “Çocukları çekin, kaybı göze almayın”
Askeri kaynaklardan edindiğim bilgilere göre, kritik önemdeki bu operasyonları Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar bizzat yönetti.
Akar, Etiyopya Cumhurbaşkanı onuruna verilen yemekten ayrıldıktan sonra 23.15’te Genelkurmay karargâhına geldi.
Kendi karargâhlarında olan Hava ve Kara kuvvetleri komutanları ile Genelkurmay İkinci Başkanı’nı da karargaha çağırdı.
Komutanlar bütün gece, sabaha kadar uyumadan adım adım operasyonları takip etti.
Orgeneral Akar, Silahlı Kuvvetler Komuta Harekât Merkezi’nden gelişmeleri takip ederken, sahada olanları izlemekle yetinmedi, birliklere de bizzat komuta etti.
Emirleri de anında sahaya yansıtıldı, telsizlerle en uzak birliklere kadar iletildi.
Canlı yayından gelişmeleri izlerken, “Şurada DAEŞ’liler hareket ediyor, havan atışına hazırlanıyorlar, bir anda oradan süratle hareket etsinler”, “Oradan gitmesinler sağa yönelsinler,
o bölgeden giderlerse anında
etkisiz hale getirirler”, “O bölgeden gitmesinler, sakın kaybı göze almayın, çekin çocukları” şeklinde talimatlar verdi.
Askerlerin burnunun kanamaması için, alanda kendi çocukları savaşıyormuş gibi bir özenle birlikleri yönlendirdi.
Sabah 06.00 sıralarında Harekât Merkezi’nden odasına çıkan Akar, buradan da operasyonu yönetmeye devam etti.
İHA görüntüleri izlenerek, operasyonun daha etkin ve kısa sürede yürütülmesini sağladı.
Örgüt kontrolü kaybetmek üzere
Kapsamlı operasyonlar sonrasında El Bab merkezini kontrol altına almayı sağlayan en büyük üç tepede güvenlik tesis edildi.
Hakim arazi tutuldu.
Buralara tahkimat yapılmaya başlandı.
Çünkü El Bab bölgesinde hala 400’e yakın DAEŞ’li terörist var.
Buralarda kontrol bütünüyle sağlanırsa DAEŞ, El Bab merkezindeki etkisini de kaybedecek, kontrolü yitirecek.
TSK ve ÖSO birlikleri, kuzeyden, doğudan ve batıdan kenti kuşatmış durumda.
Rakka yolu da doğudaki
unsurların ateşiyle kesiliyor.
Güneyde ise rejim güçleri
El Bab’a yöneldi.
Rejimle mesafe 2.5 km
Rejimle neredeyse burun buruna gelinmiş durumda.
Aradaki mesafe sadece
2.5 kilometre.
Bu nedenle Rusya aracılığıyla olası bir “temas” yaşanmaması için yoğun çaba harcanıyor.
Rejim uçakları DAEŞ mevzilerini vuracaksa, TSK’nın bulunduğu bölgede manevra yapması gerekeceğinden, Rusya, Türkiye’yi bilgilendiriyor.
Türk jetleri ise rejim hava unsurları indikten sonra havalanıyor ve Rusya aracılığıyla yine sahada bilgilendirme yapılıyor.
Hassas bir süreç yürütülüyor.
Operasyonlar sürüyor.
El Bab temizlendiğinde ise sıra Rakka’ya yapılacak operasyon ve ABD’nin bu konudaki tutumunun ne olacağına gelecek.