Turan Dal*
Mersin Üniversitesi Rektörlüğü İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı'nda görevli Nadide Toker, Mersin Üniversitesi Rektörlüğü tarafından, hakkında açılan güvenlik soruşturması sonucu işten atıldı. Toker yaşanan sürece, “OHAL’in verdiği yetkiye dayanarak işten atıldım” sözleriyle tepki gösterdi.
Toker, “Mersin Üniversitesi Rektörü, işten atma konusunda birinciliği göğüslemek için ciddi bir emek sarf ediyor. Bu emeğinden dolayı Rektör Ahmet Çamsarı’yı tebrik ediyoruz. Ve diyoruz ki, bu hukuksuzluk böyle gelişigüzel gitmeyecektir. Hukuki mücadelemizi, üyesi olduğum Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’yla beraber başlatacağız” dedi.
Yaklaşık 4 ay önce Kocaeli Üniversitesi’nden Mersin Üniversitesi Rektörlüğü İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı’na nakille geçiş yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şube üyesi Nadide Toker, Rektörlük tarafından hakkında yürütülen güvenlik soruşturması sonucu işten atıldı.
Rektörlük tarafından kendisine 5 Aralık’ta soruşturma yazısı tebliğ edilen Toker, 7 gün içerisinde soruşturmaya yazılı savunma verdi. Ancak geçtiğimiz hafta Cuma günü mesai bitiminde, soruşturma sonucunda alınan işten çıkarıldığı yönündeki karar, Rektörlük yönetimi tarafından kendisine iletildi. Toker’in işten atılmasına gerekçe olarak biri 2010, bir diğeri 2017 yıllarına ait cezasızlıkla sonuçlanan iki soruşturma gösterildi. 2010 yılına ait cezasızlıkla sonuçlanan soruşturma, üniversitedeöğrenci olduğu dönemde katıldığı bir etkinliği kapsamakta iken; 2017 yılına ait cezasızlıkla sonuçlanan bir diğer soruşturma ise, Kocaeli’nde 8 Mart ‘Dünya Kadınlar Günü’nde üyesi olduğu sendikayla birlikte katıldığı yürüyüşte gözaltına alındığı esnada, gözaltı aracında okudukları basın metnine açılmıştı. SESMersin Şube Eş Başkanı Özge Göncü, Toker’in işten atılmasını 8 Mart’ın kutlanmasına karşılık bir saldırı olarak yorumlarken; Toker, “Görevimden edilmem, aslında 8 Mart’ı terörize etme gayesi de taşımaktadır” diye belirtti.
“Gerekçelerin bir gerçekliği yoktur"
SES Mersin Şube üyesi Nadide Toker’in, geçtiğimiz Cuma günü mesai bitiminde Rektörlüğün verdiği karar doğrultusunda işten çıkarıldığı bilgisinin kendisine iletildiğini kaydeden Göncü, “Gerekçe olarak 2010 yılında açılmış bir soruşturma davası var. Bu soruşturma geri bıraktırılmış bir hükümle sonuçlanmış ve üzerinden 6 yıl geçmiş. Dolayısıyla arkadaşımızın sicilinden düşmüş bir dava olmakla beraber bir geçerliliği de bulunmamaktadır. Gösterilen ikinci gerekçede ise, 2016 yılında Kocaeli’nde 8 Mart engellendiğinde gözaltına alınarak, gözaltı aracında kadınların basın metnini okumakta ısrar etmesinden dolayı açılan dava… Bu iki davada açılmamış bir süreç olduğu için hukuki olarak bir karşılık taşımamaktadır. Bu da gösteriyor ki arkadaşımızın hukuksuz bir şekilde işinden edilmesiyle sonuçlanan güvenlik soruşturmasında, gerekçe gösterilen soruların bir gerçekliği yoktur” ifadelerini kullandı.
“En kısa zamanda hukuki sürecimiz başlayacaktır"
Mersin Üniversitesi’nden sözleşmeleri yenilenmeyerek görevinden edilen ve KHK’lerle ihraç edilen akademisyenlerle ilgili Eğitim Sen Mersin Şubesi’nin yürüttüğü hukuki süreci hatırlatan Göncü, iki akademisyeninişe geri dönüş davası kazandığını belirterek,“Biz de Eğitim Sen’le birlikte bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Üniversite yönetimi, daha KHK’ler çıkmadan ve OHAL süreci bu kadar yakıcılaşmadan çalışanlarına psikolojik baskı uygulama ve işten çıkarma yönünde eğilimini arttırmıştı. Şimdi ise Mersin Üniversitesi işten atmalar konusunda rekora koşan, liderliği göğüsleyen bir yerde. Biz üniversitenin bu haksız tutumuna karşılık demokratik haklarımızı kullanarak hemkamuoyu yaratmaya devam edeceğiz, hem de hukuki itirazlarımızı yapacağız. En kısa zamanda hukuki sürecimiz başlayacaktır” diye kaydetti.
“Kadınların 8 Mart'ı kutlamasına karşılık bir saldırı olarak da okuyoruz"
Geçtiğimiz hafta Cuma günü Mersin’de 9 günlük gözaltının ardından çıkarıldıkları mahkemece Birleşik Devrimci Parti üyesi iki kadının tutuklandığını da aktaran Göncü,“Üyemiz olan Nadide’nin işten çıkarılması ve bu iki arkadaşımızın tutuklanmasını yan yana koyduğumuzda aslında ‘Mersin’deki kadın hareketine karşı bir saldırı mı?’ şeklinde düşünmeden edemiyoruz” dedi. Göncü son olarak, “Arkadaşımızın işten atılmasını kadınların 8 Mart’ı kutlamasına karşılık bir saldırı olarak da okuyoruz” yorumunda bulundu.
“Kendilerinden olmayanları kamu dışına atma çabası içindeler"
Her üniversitede olduğu gibi Mersin Üniversitesi’nde de çok sayıda akademisyenin KHK’lerle görevlerinden edildiğini söyleyen Nadide Toker ise,“Sadece hocalarla kalmayıp memurlara sürgünler, muhalif öğrencilerin neredeyse tamamını okullardan atmalar veya uzaklaştırmalar gibi süreçler yaşanmakta ve bu süreçleri tüm çıplaklığıyla hepimiz görmekteyiz. Ben 4 ay önce nakil olarak Mersin Üniversitesi’ndeki görevime geldim. OHAL’den kaynaklı biliyorsunuz ki nakil olarak gelen memurlarda güvenlik soruşturması gibi bir prosedür ortaya çıkardılar. Buna bir başka deyimle OHAL’in nimetlerinden faydalanma prosedürü de diyebiliriz. Kendilerinden olmayan, hak mücadelesini sonuna dek yürüten KESK’e bağlı sendikalara üye olan memurları bir şekilde kamu dışına atma çabası içindeler. Bu nedenle ben de bağlı bulunduğum Sağlık Eğitimcileri Sendikası üyesi olmamdan ötürü OHAL’in verdiği yetkiye dayanarak Mersin Üniversitesi Rektörlüğü tarafımdan işimden edildim” diye konuştu.
“Çamsarı'yı tebrik ediyorıuz"
Kendisine yöneltilen disiplin soruşturmasında sorgulanan iki soru olduğunu belirten Toker,“Bunlardan ilki yaklaşık 7 yıl önce yargılanıp ve sonunda ceza almadığım bir davaydı. İkincisi ise, Kocaeli’nde 2016 yılında 8 Mart’ta sendikamızın kararıyla her sene yaptığımız bir yürüyüşe katıldık. OHAL bahane edilerek yürütülmedik ve orada 10 kamu emekçisi olmak üzere toplamda 35 kişi gözaltına alındık. Gözaltına alınan ve benim de aralarında bulunduğum 10 kamu emekçisinin tamamına soruşturma açıldı. O soruşturma da cezasızlıkla sonuçlandı. Yani disiplin soruşturmasına konu olabilecek hiçbir şey yok ortada. İşten atılmam gösteriyor ki, yönetimin keyfi tutumuna maruz kaldım. Benim görevimden atılmam ve daha öncesinden görevinden atılan akademisyenler, Rektörlüğün üniversitede muhalif tek bir ses bırakmama çabası güttüğünü açık bir şekilde bize gösteriyor. Mersin Üniversitesi Rektörü, işten atma konusunda birinciliği göğüslemek için ciddi bir emek sarf ediyor. Bu emeğinden dolayı Rektör Ahmet Çamsarı’yı tebrik ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“İşten atılmam kadın mücadelesindeki yerimi engellemeyecektir"
“Bu hukuksuzluk böyle gelişigüzel gitmeyecektir” diyerek sözlerine devam eden Toker, son olarak şu sözleri kullandı:“Biz hukuki mücadelemizi üyesi olduğum Sağlık Emekçileri Sendikası’yla beraber başlatacağız. İtiraz davalarımızı açacağız. Hukuk mücadelesini zorlayarak görevine geri dönmeyi başaran arkadaşlarımız var. Kadın mücadelesinde yürüttüğüm haklı davadan dolayı işimden olmam mücadeledeki yerimi engellemeyecektir. OHAL’in yetkisiyle görevimden edilmem, aslında 8 Mart’ı terörize etme gayesi de taşımaktadır”
*Kilikya gazetesi, Mersin