Gündem

Oğur: Bir yalan uğruna Ya Rab...

Yıldıray Oğur'un Taraf gazetesinde yayımlanan (9 Kasım 2010) yazısı.

09 Kasım 2010 02:00

T24 - 23 temmuzda konuyla ilgili bu köşede çıkan son yazıda Genelkurmay önünde ailelerinin eylemini bile görmeyen medyaya isyan edip şöyle yazmışım:

Çok âdetim olmasa da ben de meydan okuyorum: Herkes unutsa da bu köşe Özkan Dumlu, Ziya Bener, Cafer Çelik, Adil Yıldız, Kemal Özevin, Deniz Demirci’nin ölümlerine neden olanlar yargılanana kadar onları unutturmayacak. Bunu bir pazar günü herkesin içini sıkma pahasına yazmayı sürdüreceğim. Bu köşe sırf bu işe bile yaramış olsa yazmaktan maksadım hâsıl olmuş demektir.

Ve sonunda bu köşenin maksadı hâsıl olmaya başladı.

27 Mayıs 2009’da Çukurca’da mayına basarak hayatlarını kaybeden altı askeri öldüren mayını döşediğini itiraf eden Tuğgeneral Zeki Es Askerî Savcılığın soruşturmasında tutuklandı. (İmralı’nın bağlı olduğu Bursa İl Jandarma Komutanı olan Es’in, öyle es geçilecek bir komutan olmadığıyla ilgili dün Taraf’ta Yurt Haber Müdürümüz Oktay Özilhan imzasıyla çıkan haberi okumanızı tavsiye ederim.)

O ses kaydında Es’i “Hiç önemli değil. Kahrolacak bir şey yok” diye teselli eden meşhur siper fotoğrafındaki Tuğgeneral Gürbüz Kaya’nın da aralarında olduğu beş subay hakkında da soruşturma sürüyor.

Evet, ama bu yetmez...

Çünkü gerçeği ortaya çıkaran üç ses kaydını dikkatle inceleyenler için mayının döşemesinde olmasa da bu olayın örtbas edilmesinin daha büyük ve organize bir iş olduğu açık.

» 2. telefon kaydından meşhur telefon konuşmasından sonra dönemin Hakkâri Tümen Komutanı Gürbüz Kaya ile bölgedeki Kolordu Komutanı’nın bir toplantı yaptığı anlaşılıyor.

» Aynı ses kaydında Zeki Es’in bu toplantının yapıldığı yerde olduğu anlaşılan Tabur Komutanı Yarbay T’den bilgi aldığı, onun da “Değerlendirme olarak da muhtemelen bölgede yapılan operasyonları engellemek maksadıyla bölücü terör örgütü mensupları tarafından EEP döşenmiş olabileceği değerlendirilmektedir şeklinde hiç teferruata girmeden yüzeysel bir şey yazdık komutanım. Tümen Komutanımız kendisi de gördü birkaç kez özellikle bakarak. Olan olayı da o şekilde yazdık” dediği görülüyor.

» Organize örtbas Hakkâri’de de bitmiyor. Bunun bir ayağı da Genelkurmay Karargâhı’nda. Bunu da üçüncü kayıttan anlıyoruz. Zeki Es ile mayın gerçeğini bildiği anlaşılan ismi verilmeyen komutan arasında geçen telefon konuşmasında o komutan Es’i uyarıyor ve şöyle diyor:

KOMUTAN: Ha şeyi söylicem bu konuşmaların hepsi kaydediliyormuş fazla şey yapmayın. Anladım mı dediğimi? Beni aradılar söylediler. Senin bu aradığınla ilgili.

Zeki Es: Kim söyledi size?

KOMUTAN: GES Komutanı, beni aradı sabah tamam.

Peki, bir ucu Ankara’daki karargâha uzanan bu organize örtbas nelere mal oldu?

Sırayla hatırlatalım:

1) İlk yalan 28 Mayıs 2009’da “Mayın PKK’nın” açıklamasını yapan dönemin Hakkâri Valisi Muammer Türker’e söyletildi.

2) Olaydan hemen sonra mayını patlatan “PKK’lı grubu takip için” bölgede askerî operasyon başlatıldı. Askerler yaptıkları açıklamada “Cudi Dağı’na top atışı yapılmış, teröristlerin bulunduğu bölgelere 23’üncü Jandarma Komutanlığı’ndan kalkan Sikorsky helikopterlerle timler indirilmiştir” dediler.

3) Yalan üzerine başlatılan bu operasyonda, Abuzer Doğan adlı bir uzman çavuş kayalıklardan düşerek hayatını kaybetti.

4) Bir gün sonra Genelkurmay, sitesinden “Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçakların Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine hava saldırısı” yaptığını duyurdu. Bu yalan uğruna uçaklar kaldırıldı, devletin paraları boş dağlara saçıldı.

5) Yalan, Genelkurmay’dan resmî açıklama olarak 5 haziranda haftalık basın bilgilendirme toplantısında Sözcü Metin Gürak’tan geldi. Yalan kuyruklandı ve şu hale geldi: “27 Mayıs 2009 tarihinde saat 23:40’ta, Hakkâri ili Çukurca Bölgesi’nde arazide yaya olarak operasyon icra eden birliğimizden altı personelimiz, Bölücü Terör Örgütü mensuplarınca tuzaklanan patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olmuş, sekiz personelimiz yaralanmıştır. Olay yerinde yapılan incelemede; patlayıcının basma düzenekli olarak hazırlandığı, tuzaklamayı yapan teröristlerin Irak’ın kuzeyinden sızdıkları tespit edilmiştir.”

6) Yine bu yalan üzerine Başbakan Erdoğan 29 mayıs günü “PKK’ya terörist demeden elini sıkmam” dediği DTP lideri Ahmet Türk’e verdiği randevusunu iptal etti.

7) Aralarında dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner ve CHP lideri Deniz Baykal’ın da olduğu binlerce kişi askerlerin cenaze törenlerine katılıp PKK’ya lanet yağdırdı. Baykal şehit askerlerden Deniz Demirci’nin Haymana’daki evini ziyaret edip teröre karşı sert açıklamalar yaptı.

Bu hiç de basit bir yalan değil yani...

(Yıldıray Oğur'un Taraf gazetesinde yayımlanan (9 Kasım 2010) yazısı)