Gündem

OdaTV baskınına bu yazı ve videolar mı neden oldu?

Vatan gazetesinde yer alan haberde OdaTV'ye yapılan baskına gerekçe olarak gösterildiği iddia edilen videolar ve Barış Terkoğlu'nun yazısı şöyle:

15 Şubat 2011 02:00

T24 - Sabah saatlerinde ODATV'ye polis tarafından gerçekleştirilen baskının ardından, evinde arama yapılan ve hakkında gözaltı kararı verilen isimlerden ODATV Haber Müdürü Barış Terkoğlu'nun dün 'Bu görüntüler Ergenekon Davası’nın kaderini değiştirecek' başlıklı son yazısında Ergenekon davasıyla ilgili videolar yayımlamıştı.

Vatan gazetesinde yer alan haberde OdaTV'ye yapılan baskına gerekçe olarak gösterildiği iddia edilen videolar ve Barış Terkoğlu'nun yazısı şöyle:


'MALZEME SIFIR'


'YOUTUBE'A BİZDEN ÖNCE KOYMA'

Yarbay Mustafa Dönmez, Zir Vadisi ’nde bulunan askeri mühimmatın sorumlusu olarak 2 yıldan beri tutuklu. Ergenekon üyesi olmakla suçlanıyor. Dönmez bugün savunma yapmaya başlayacak.

Yarbay Dönmez'le ilgili önemli bilgiler verelim ...


Sakıncalı piyade

Yarbay Mustafa Dönmez, TSK ’nın içindeki “sakıncalı piyade ”lerden. 68 kuşağından gelen bir babanın çocuğu olan Dönmez, 1980 ’de ODTÜ’de öğrenciydi. Üniversitede sol görüşe yakın olan Dönmez, bir eylemde yaralandı. Bundan sonra okulu bıraktı. Ailesinin desteği ile Kara Harp Okulu sınavlarına girdi. Sınavda 6. oldu. Harp Okulu ’na girdi ve 1985 yılında mezun oldu.

Mustafa Dönmez, muharip değildi. Karargahta görev yapıyordu. Tutuklandığında “ikmal subayı ” olan Dönmez, bugüne kadar milyonlarca liralık satın alma gerçekleştirdi ve bilinen usulsüzlüğü olmadı. Aziz Nesin ’den Attila İlhan ’a kadar pek çok isimle tanışıklığı olan Dönmez ’in kendisinin de pek çok dergi de yazısı çıktı. Dönmez ’in son yazısının başlığı “Mustafa Kemal ve Tam Bağımsız Türkiye ”. Dönmez’in yazdığı dergi, tutuklanmasının ardından kapatıldı.

Peki Dönmez’in başına bunların gelmesini sağlayan başka bir özelliği var mı?


TSK’daki cemaate karşı

Mustafa Dönmez, orduda cemaate karşı kişiliği ile biliniyor. Cemaate mensup pek çok subayı deşifre eden Dönmez, TSK içinde mevcut yapılanmanın ev toplantıları ile örgütlendiğini ortaya çıkardı. Cemaate alternatif olarak TSK ’da kültür çalışmaları yapan Dönmez ’in hayatı 2009 yılının Ocak ayında önce Sapanca ’daki yazlık evinde, ardından da orada bulunan bir kroki aracılığıyla Zir Vadisi ’nde askeri mühimmat bulunduğu iddiasıyla değişti. Dönmez bu nedenle tutuklandı.

Şimdi size Dönmez’in adının gündeme gelmesine neden olan Zir Vadisi kazılarıyla ilgili görüntü izletelim …


Amerikalılar kurs verdi

İlki Zir Vadisi’nde bulunan bir mühimmat ile ilgili. Bombanın adı “datasheet” okunuºu “detaşit ”. Zir Vadisi’nde bulunan malzemenin içinde çıkan bu bomba türünü Türk polisi tanımaz diyebilirsiniz. Gerçekten de polisin bu bombayı aldığı eğitimle tanıması mümkün değil. Ancak aşağıda izleyeceğiniz görüntülerde bu bombayı tanıma konusunda polisin Zir Vadisi kazısından sadece 2 gün önce Amerikalı uzmanlardan eğitim aldığını bizzat polislerin ifadesi ile izleyeceksiniz.

İnsan sormadan edemiyor. Polis iki gün önce ABD’lilerin aldığı eğitim sayesinde tanıdığı bombayı iki gün sonraki kazıda nasıl buluyor? Bu ne tesadüf. Mustafa Dönmez de kazının olduğu gün Zir Vadisi yakınlarındaki 5 ABD ’li istihbaratçının ne işi olduğunu soruyor haklı olarak?

Bu kadar değil …

Aşağıda izleyeceğiniz görüntülerde ise polis, Amerikalı eğitmenlerine “Abi” diye hitap ediyor. Ve içlerinden biri cep telefonuyla mühimmatın görüntülerini çekiyor. Bir diğer polis çeken polisi uyarıyor: “Youtube’a bizden önce atmayın! ”

Mühimmat ile ilgili olarak ilginç bir ayrıntı verelim. Teğmen Mehmet Ali Çelebi ’nin baºına gelenlerin bir benzeri Yarbay Mustafa Dönmez ’in de başına geliyor. Polisin gönderdiği belgelerde Dönmez’de bulunduğu hakkında rapor verilen 472 adet merminin, gerçekte Dönmez’de bulunmadığını Emniyet mahkemeye yazdığı yazıyla kabul ediyor. Kısacası 473 mermi “sehven” Mustafa Dönmez’de bulunuyor.


Malzeme 'sıfır'

Son görüntülerimiz ise Zir Vadisi’nde bizzat kazıların yapıldığı noktadan. Kazıya tanık olan bir binbaşı ile bir başçavuşun konuşması. İkili arasında geçen konuşmadan hem bulunan malzemenin hem de kutularının “sıfır ” olduğu anlaşılıyor. 7 Ocak 2009 günü yapılan konuşmada yapılan tespit, bulunan mühimmatın henüz kar görmediği hatta hiç ıslanmadığı. Sadece bir hafta önce Ankara ’da okulların kar nedeniyle tatil edildiği hatırlanırsa bu biraz garip bir durum. Buradan hareketle iki asker malzemelerin “en fazla iki günlük” olduğu sonucuna varıyor. Malzemenin üzerindeki gazetelere bakıldığında ise gazetelerin de yeni olduğu görülüyor. Binbaşı kazıyı inandırıcı bulmadığını “eski kitaplar bunlar” sözleriyle gösteriyor.


Kazılar neden gece yapılıyor?

Son olarak şunu söyleyelim. CMK ’nın 118. Maddesi yapılan aramalar için şu kısıtı koyuyor: “(1) Konutta, işyerinde veya diğer kapalı yerlerde gece vaktinde arama yapılamaz. (2) Suçüstü veya gecikmesinde sakınca bulunan hâller ile yakalanmıº veya gözaltına alınmış olup da firar eden kiºi veya tutuklu veya hükümlünün tekrar yakalanması amacıyla yapılan aramalarda, birinci fıkra hükmü uygulanmaz. (CMK 118. Madde) ” Bu kazılarda 2. Fıkraya dair hallerin olmadığı açıkça ortada olmasına rağmen, polis bu aramaların tamamını gece yapmayı tercih ediyor. Aramaların gündüz gözüyle yapılmasını nedense uygun bulmuyor.

Bugün savunmasını yapmaya başlayacak “sakıncalı piyade ” Mustafa Dönmez, ne zaman ağzını açsa kendisine bir “polis komplosu” yapıldığını anlatıyor, TSK ve emniyette cemaat örgütlenmesine vurgu yapıyor.

Görüntülere bakınca Mustafa Dönmez ’e “haksızsın ” demek mümkün mü?