PKK lideri Abdullah Öcalan’ın, kendisini Türkiye’ye iadesinden sorumlu tuttuğu Yunanistan’a açtığı tazminat davası 22 Şubat 2016'ya ertelendi. Öcalan, Kenya ve muhtemelen ABD makamlarıyla birlikte Türkiye’ye teslim edilmesini organize ettiğini ileri sürdüğü Yunanistan’ın sembolik olarak 20 bin 100 Euro tazminat ödemesini istiyor.
DİHA'nın haberine göre, bugün görülmesi beklenen dava, Yunanistan hükümetinin talebi doğrultusunda 22 Şubat 2016’ya ertelendi.
Abdullah Öcalan’ın yeğeni HDP Milletvekili Dilek Öcalan, Atina’ya giderek dava öncesinde düzenlenen basın toplantısına katılmıştı. Davanın ertelenmesi üzerine avukatlar ve duruşmayı takip eden Dilek Öcalan, mahkeme binası önünde yaptıkları açıklamalarla verilen karara tepki gösterdi.
"Alınacak tazminat çocuk yardım kurumuna verilecek"
Öcalan’ın avukatlarından Yiannis Rachiotis, amaçlarının tazminat almak değil, Yunanistan’ın hukuksuzluğunu açığa çıkarmak olduğunu söyledi. Davayı kazanmaları durumunda alacakları tazminatın da yine Öcalan’a değil, bir çocuk yardım kurumuna verileceğini ifade etti.
Avukatlarından Cengiz Çiçek de şunları söyledi: "Sayın Öcalan şahsında bir halkın özgürlük talepleri ertelenmiş durum. Bir halkın özgürlük arayışları ve ortaya çıkan komplonun takipçiliğini yapıyoruz. Bunun sağa sola çekilmesi ahlaksızlıktır. Biz 17 yıldır Öcalan'a yönelik komplonun hukuken takipçiyiz. Açtığımız her türlü davanın tazminat talebi, yasal zorunluluktan ibarettir. Bizim amacımız komplo da yer alan tüm aktör ve devletleri açığa çıkarmak ve bir halka dair önemli bir tarihi kesiti aydınlığı kavuşturmaktır."
“Davanın açığa kavuşturulmasının birincil sorumlusu Yunan Hükümeti'dir”
Verilen erteleme kararında, koalisyon hükümetinde yer alan Syriza'nin de etkisi olduğunu düşündüklerini ifade eden Dilek Öcalan ise bugün hak ve hukuk arayışında oldukları bu davanın ertelenmesini bir ayıp olarak değerlendirdi. Öcalan, "Bu davanın açığa kavuşturulmasının birincil sorumlusu Yunan Hükümeti'dir. İster gizlensin, ister yüzleşilmekten kaçılsın, hiçbir zaman bu ayıptan kurtulmak mümkün değil" diye konuştu.
Hürriyet Atina Temsilcisi Yorgo Kırbaki'nin haberine göre de, Yunan hükümetinden ‘yanıltıcı vaatler’ aldığını iddia eden Öcalan’ın davasının kronolojisi ve ve gelişmeleri şöyle:
Ekim 2008’de açmıştı
Abdullah Öcalan Şubat 1999’da yakalanarak Türkiye’ye getirilmesinden sorumlu tuttuğu Yunanistan’a Ekim 2008’de dava açmıştı. Bu tazminat davası, bugün Atina Üç Üyeli İdaresi Mahkemesi’nde görülmeye başlanacak. Öcalan, Kenya ve muhtemelen ABD makamlarıyla birlikte Türkiye’ye teslim edilmesini organize ettiğini ileri sürdüğü Yunanistan’ın sembolik olarak 20 bin 100 Euro tazminat ödemesini istiyor. Dava dilekçesinde 1999’da kendisine siyasi iltica hakkı tanınacağına ilişkin Yunanistan hükümetinden ‘dolaylı ancak yanıltıcı vaatler’ aldığını belirten Öcalan, Yunanistan hükümetinin kendisini Türkiye’ye teslim ettiğini ve bunun sonucunda ölüm cezasına çarptırıldığını ileri sürdü.
Dilekçedeki detay
Ekim 1998’de Suriye’den sınırdışı edilmesinden başlayarak yakalandığı 15 Şubat 1999 tarihine kadar yaşadıklarını anlatan Öcalan, dilekçesinde yakalanmasıyla ilgili şu detaya da yer verdi: “Kenya’daki BM binasında, 150 ülkenin dışişleri bakanlarının katıldığı toplantı vardı. Nairobi’deki Yunanistan Büyükelçiliği Atina’daki Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’na benim BM binasına teslim edilmemi önerdi. Atina’dan gelen cevapta bu öneri reddedildi ve ne pahasına olursa olsun büyükelçilik rezidansından uzaklaştırılmam istendi.”
Dayısına desteğe gitti
Abdullah Öcalan’ın yeğeni HDP Milletvekili Dilek Öcalan, Atina’ya giderek dava öncesinde düzenlenen basın toplantısına katıldı. Dilek Öcalan “1998’de başlayıp 1999’da tamamlanan suikast bizzat Öcalan’ı değil, Kürt halkının tümünü hedef alıyordu. Yunan halkının bu uluslararası suikastta yer alan tüm Yunanlıların cezalandırılmaları için katkısını bekliyoruz. Yasaların uygulanmasını istiyoruz” dedi. Dilek Öcalan, Atina’da Halkın Birliği (LAE) partisini de ziyaret etti ve partinin lideri Panayotis Lafazanis’le görüştü. Lafazanis, iktidar partisi SYRİZA’nın ilk kabinesinde Enerji Bakanı’ydı.
