T24 - Abdullah Öcalan'ın, Baydemir'e 'istifa etsin, AKP'ye gitsin' dediği iddia edilen görüşmenin gizlenen bölümleri ortaya çıktı. Öcalan, o görüşmede avukatlarına eylemsizlik kararının marta çekilebileceğini söylediği iddia edildi. İmralı'da avukatlarıyla görüşen Öcalan'ın. KCK'nın tüm illerde illegal ve silahlı olarak yapılanması talimatını verdiği, 'Legal kuruluşlardan uzak dursunlar' öne sürüldü.
İmralı'da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan'ın, avukatlarıyla yaptığı ve 'silahlar miadını doldurdu' diyen Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'i topa tuttuğu görüşmenin gizlenen detaylarını ortaya çıkaran Akşam gazetesi muhabiri Devrim Tosunoğlu'nun haberi şöyle:
Öcalan'ın 12 Kasım 2010 günü, İmralı'da 3 avukatıyla yaptığı görüşme, Baydemir'e yönelik sözleriyle gündeme gelmişti. Öcalan'ın o görüşmede, tehditler yağdırıp terör örgütüne iletilmek üzere talimatlar verdiği ortaya çıktı. İşte o görüşmenin detayları:
'BALIKÇI' KURGUDUR
Avukatlar, Taraf gazetesinde 'Balıkçı' takma adıyla yapılan röportajdan söz ederek, 'Batmanlı bir Kürt aydından bahsediliyor. 1980 öncesi TKP'de yer alan İ.I. deniyor ama net değil. Röportajında sizin silahlı güçleri sınır dışına çekmeyle ilgili devletle anlaştığınızı çok kesin bir dille ifade ediyordu' diyor. Terör örgütü lideri ise 'Yok böyle bir şey. Böyle biri olmayabilir. Bu kurgu olabilir' yanıtı veriyor.
'EYLEMSİZLİK BİTER'
Öcalan, hazirandaki seçimlere kadar uzatıldığı belirtilen eylemsizlik kararının martta sonlanabileceğini söylüyor: 'Bu belirteceklerimi Kandil, BDP ve DTK'nın bilmesi şimdilik yeterli. Dikkatle dinleyin. Marta kadar bekleyeceğiz. Bir Hakikat ve Adalet Komisyonu marta kadar oluşturulmalıdır. Bu komisyon şöyle oluşacak: Her kesimden, sivil ve askeri kesimlerden, akademi çevresinden, aydınlardan hatta halktan bu konuda uzman ve tecrübeli insanlar komisyona dahil edilebilir. Bu komisyon Meclis kararı olmadan olmaz. Dünyada 16 ülkede bu yöntemle sorunlar çözüldü. Marta kadar komisyon kurulmalıdır. Bu koşulun gerçekleşmemesi durumunda eylemsizlik sürecinin anlamı kalmayacaktır. Silahların devreden çıkarılması için ilk koşul komisyonun kurulmasıdır. Komisyon bu konuda karar verirse uyarız. Komisyon işlevini görürse o zaman silahlı güçler sınır dışına çıkarılabilir veya ülke içerisinde bir yerde toplanabilir, hükümetin hatta askerin bilgisi dahilinde bunu yapabilirim.
'KANDİL VE TÜRK BENİ YANILTTI'
Marta kadar burada birkaç görüşme daha olabilir. 5 yıl önce Kandil'in de Ahmet Türk'ün de içinde olduğu çevreler beni ateşkese zorladı. Sizin üzerinizden yaptılar. 'İlla ki ateşkes yapmamız gerekiyor' dediler. Beni oldukça zorladılar. Yanılttılar. Doğru bilgilendirmediler. Artık bu tür oyunlara gelmeyeceğim. Eğer ilerleme sağlanırsa devreye girer, geri çekilme dahil rolümü oynarım. Bu geri çekilme benzeri kararlar, hayati kararlardır. Bu kararı benden başka kimse veremez.
'TÜM İLLERDE ÖRGÜTLENİN'
KCK örgütlenmesi hızla devam etmeli tamamlanmalıdır. Bahsettiğim koşulun gerçekleşmemesi durumunda marttan sonrasına hazırlık yapılmalıdır. Şimdiden tüm Türkiye'de örgütlensinler. Bu örgütlenme tamamen illegal silahlı bir örgütlenmedir. Kesinlikle legal kurumlara sızmamalı, onlarla ilişkilenmemelidir. Şu anda eylemsizlik süreci var ama imha amaçlı üzerlerine geldiklerinde kendilerini savunurlar.'
'İKİ MEKTUBUN SIRRI'
Avukatlar, Öcalan'a 'Size son olarak bir mektup gönderildi. Bugünlerde size ulaşması gerekiyor' diyor. Öcalan ise 'Kandilden mi?' diye soruyor. 'Evet' yanıtını veren avukatlara bu kez Öcalan BDP'ye yazdığı mektubun ulaşıp ulaşmadığını soruyor. Avukatlar ise mektupla ilgili çağırılıp bilgilendirdiklerini, orijinalinin verilmediğini ancak içeriğinin aktarıldığını söylüyor. Öcalan ise BDP'den cevap beklediğini iletiyor. Ancak görüşmede her iki mektubun içeriği hakkında bilgi verilmiyor.
BAYDEMİR'E 'ZIRTAPOZ' DEMİŞ
Öcalan, Baydemir'i tehdit ettiği konuşmalarında ilginç bir üslup kullanıyor: 'Basından izledim, Osman Baydemir konuşmuş. Nedir bu Allah aşkına. Bu zırtapoz ne yapmaya çalışıyor. Amacı nedir. Çıkıp sorumsuzca 'silahlı mücadele miadını doldurmuş' diyor. Buna sen nasıl karar verirsin. Bu hakkı nasıl kendinde bulursun. Silahlı güçlerin pozisyonu ve geleceği hakkında Kandil bile tek başına karar veremezken sen kim oluyorsun nasıl bunları söyleyebiliyorsun. Kandil bile bu konuda tek başına yetkili değil.'