T24 - PKK’nın eylemsiz kararını bitirdiğini açıklaması üzerine Diyarbakır’da bir araya gelen 698 sivil toplum örgütünden 146’sı ortak açıklama yaparak, Abdullah Öcalan’a ev hapsi istedi. PKK’ya çağrı yapılmayan açıklamada, hükümete çağrı yapılarak, "Kürt sorununun çözümü için devletin ve hükümetin acilen kamuoyunu rahatlatacak diyalogdan müzakere sürecine adım atmasını bekliyoruz" denildi. 552 sivil toplum örgütü ise bildiriye katılmadı.
Hürriyet'te yer alan habere göre, PKK’nın eylemsizlik sürecini bitirdiğini açıklamasının ardından Doğu ve Güneydoğu’da 698 sivil toplum örgütü, Kürt sorunun çözümü ve eylemsizlikle ilgili tavırlarını ortaya koymak için Diyarbakır’da 2 gün süren toplantıda, ortak metin üzerinde anlaşma sağlayamadı. Aralarında Diyarbakır Ticeret ve Sanayi Odası, Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği, Diyarbakır Barosu’da bulunduğu sivil toplam örgütlerinin imza atmadığı bildiriye imza koyan 146 sivil toplum örgütünün aldığı karar açıklandı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Konukevi’nde 146 sivil toplum kuruluşu adına yapılan ve ’Diyarbakır’dan hükümete ve devlete barışın ortamını sağlama çağrısı’ başlığını taşıyan bildiriyi İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici okudu.
Açıklamada, Kürt sorunun çözülmemesi nedeni ile Türkiye’nin bugün en sıkıntılı anlarını yaşadığı, sorunun çözülmesi için, sivil toplu örgütlerinin çağrısına olumlu yanıt veren PKK’nın 2010 Haziran ayında tek taraflı ateşkes ilan ettiği belirtilerek, şöyle denildi:
"Aradan geçen bu süre içinde ateşkes karşılığını bulamadığından bugün yine çatışmaların eşiğine geldiğimizi üzülerek ifade etmek durumundayız. Oysa ki, süresiz ateşkesin ilan edildiği 2010 Ağustos ayında bölgenin 693 sivil toplum kuruluşu bu duruma dikkat çekmiş, devletin ve hükümetin bu ateşkese olumlu ve çözüm içeren yanıtlar vermesi gerektiğini önemle vurgulamıştık. Ancak, askeri ve siyasi operasyonlar devam etmiştir. ’Açılım’ politikaları sadece bir oyalama ve sorunu çözüyormuş gibi yapıp yanılsamalar yayma amacından öteye gidememiştir."
Bildiride, hükümetin mesaisini barış ve demokrasinin geliştirilmesine ayırmak yerine, tam tersi bir yol izlediği iddia edilerek "Ayrıca Kürt siyasetçilere karşı tutuklama ve operasyonlar gerçekleşmiştir. Yapılan yargılamalarda, sayısı milyonlarla ifade edilen bir halkın diline ’Anlaşılmayan bir dil’ denilmiştir. 90’lı yıllarda denenen güvenlik eksenli politikalar yeniden yaşama geçirilmeye çalışılması, sorunun çözülmemesi için kör bir siyasette ısrar edildiğini üzülerek ifade etmek zorundayız" denildi.
"Öcalan'ın bir evde tutulması sağlanmalıdır"
Bildiride, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde halkın demokrasi ve özgürlük talepleriyle devam eden ayaklanmalara, "Halkın isteğine uyulmalı" diye tavsiyelerde bulunan Başbakan ve Hükümet yetkililerinin kendi ülkemizde başta Kürtler olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin barış, demokrasi ve özgürlükler temelinde sürdürdüğü mücadelelere karşı baskı, şiddet ve tutuklamalarla yanıt verdiği iddia edilerek, şöyle denildi:
"Bu durum, toplumun vicdanı durumunda olan biz sivil toplum kuruluşlarını derin endişelere sevk etmekte ve bizim de içinde olduğumuz toplumun geleceği adına tüm toplumu kaygılandırmaktadır.
Barış için önemli fırsatların yakalandığı bu dönemde devlet yetkilileri sorunun tarafları ile doğrudan temasta olmasına rağmen bunun kalıcı bir barışa dönüşmemesi de ayrıca bizleri derin endişeye sevk etmektedir. Kürt sorununun çözümü konusunda etkin bir role sahip olduğu kamuoyunca kabul edilen Abdullah Öcalan’ın bu rolünü yerine getirebilmesi için önündeki engellerin kaldırılması ve uygun koşullar hazırlanarak bir evde tutulması sağlanmalıdır. Bu adım hem süreci kolaylaştıracak bir etmen hem de çözüme dair bir iyi niyet göstergesi olarak değerlendirileceği kanaatindeyiz. Sivil toplum örgütleri olarak, Kürt sorununun çözümü için devletin ve hükümetin acilen kamuoyunu rahatlatacak diyalogdan müzakere sürecine adım atmasını bekliyoruz."
"İmza atmayan STK'ların yöneticileri katıldı
Açıklanan bildiri metni üzerinde uzlaşma sağlanamadığı için bildiriye imza atmayan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Diyadin Gezer ile Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Devrim Baran Barış’ın açıklamada hazır bulunması dikkat çekti. Bilici, görüş ayrılıkları ile ilgili bir soruya, "Bir sorun yoktur. Arkadaşlarımız temsilen burdadır" dedi.
"Hükümet adım atarsa eylemsizlik sürer"
Açıklama metnini okuyan Recai Bilici, ’PKK’ya neden çağrı yapmadıkları’ yönündeki bir soru üzerine "Daha önce PKK’ya çağrı yaptık gereğini yerine getirerek eylemsizlik ilan etti. Ama hükümet bir adım atmadı. Biz hükümetin bir adım atması durumunda eylemsizliğin süreceğine inanıyoruz" karşılığını verdi.