DTK Genel Başkanı Hatip Dicle, Abdullah Öcalan ile görüşmesinin ardından PKK yanlıları ile Hüda-Par üyeleri arasında çatışmaların yaşandığı Cizre'ye geldi. Bölgede konuşma yapan Dicle, "Öcalan’ın Kürt gençlerinden daha önce yüzü kapalı eylem yapılmayacağı ve kepenk kapattırma eylemleri yapılmayacağı yönünde alınan kararları, pratiğe koymasını istediğini tekrarladı. Biz ümit ediyoruz ki Başkan Apo’nun etrafında kilitlenen, onun mesajına, onun yüreğine sahip çıkanlar olarak, örgütlülüğümüzü koruyarak, onun bu mesajına sahip çıkmak gerekiyor" dedi.
Ramazan İmrağ'ın DHA'da yer alan haberine göre, Cizre’de son günlerde meydana gelen ve 5 kişinin öldüğü, 6 kişinin yaralandığı olaylarından ardından Demokratik Toplum Kongresi Başkanı Hatip Dicle, yardımcısı olan HDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak ve Milletvekili Faysal Sarıyıldız ile birlikte mele ve hocalardan oluşan bir heyetle geldikleri ilçede yaklaşık 10 bin kişi tarafından karşılandı.
Hatip Dicle, HDP binasında bekleyen kalabalığa yaptığı konuşmada, Cizre’ye gelmekte geç kaldıklarını ancak, Abdullah Öcalan’ın olaylara ilişkin değerlendirmelerini almadan gelmek istemediğine söyledi. Dicle, "PKK lideri Öcalan, yiğit Botan halkına selamlarını gönderip, herkesi teker teker kucakladığını söyledi. Öcalan, hayatını kaybeden yiğit gençlere rahmet, ailelerine de başsağlığı diledi, selamlarını söyledi" dedi.
Mücadele tohumları Cizre’de atıldı
Bu mücadelenin ilk tohumlarının Cizre’de atıldığını, halkın o dönemlerde nasıl fedakarca davrandığını unutmadığını söyleyen Dicle, "Bu mücadeleye tanık oldum. Bu nedenle bu mücadelenin başından beri bulunan bir kardeşiniz olarak şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim; 40 yılık bu mücadele sadece Kuzey Kürdistan’da değil, Güney’de, Rojhilat’ta, Rojava’da yani diğer parçalarda da ölüm kefenlerini paramparça etmiştir" dedi. Dicle’nin bu sözlerine karşılık, meydanda toplananlar, ’PKK halktır halk burada’ sloganları attı.
Halkın attığı bu sloganların, verilen mücadelenin halkla nasıl bütünleştiğinin göstergesi olduğunu söyleyen Dicle, "Bu mücadele, bin yıllardır bu topraklarda yaşayan Kürt halkına 100 yıl önce biçilen ölüm kefenlerini yırtmak içindir. Biz de herkes gibi kendi topraklarımızda özgür halklarımızla yaşamak istiyoruz. Bütün halklara da kardeş gözüyle baktık, ama 100 yıl önce 1’nci Dünya Savaşı başlarken o zamanın hegamonik güçleri başımıza öyle bir çorap ördüler ki, bir halkı statüsüz 4 parçaya böldüler, Kürdistan coğrafyasını parçaladılar. Eğer biz bugün devletle, Serok Apo öncülüğünde, onun baş müzakereciliğinde görüşmeler yürütülen bir noktaya geldiysek, son 40 yılın taşıyıcısı şehitlerin payını gözden ırak tutamayız" dedi.
'Benim yerime hangi PKK yöneticisi olsaydı savaş kararı alacaktı'
Abdullah Öcalan’ın, Turgut Özal tarafından Celal Talabani aracılığıyla kendileriyle ilk temas etmesinin, alınan ateş kararını ve sonrasında Özal’ın öldüğüne dikkat çeken Dicle, "Bu bir Türk Devlet geleneğidir. Başarısız olanların kellesi gider, ihtimalen devlet tarafından öldürülmüştür. Türkiye’de barışın hakim olmasını istemediler. İşte Sayın Öcalan bunun için diyor ki, eğer 20-30 daha ötesinin tarih bilinci olmaz ise, bugün oynanılan oyunlar ve ne yapılmak istenildiği bilinmez. Erbakan’ın başına da aynı şeyi getirdiler, yine Ecevit, ’Amerika niye Öcalan’ı bize teslim etti hala anlamış değilim’ diyordu. 99 yılında, bu hegamon güçler, ülkeyi büyük savaşın içine sokma planı içindeydiler. Ama sayın Öcalan, bunun önüne geçti. Özellikle bu dönemde çok dikkatli olmak zorundayız. Son yaptığımız görüşmede Sakineler’in ikinci yıldönümüydü. O günün anısına Öcalan, şöyle bir değerlendirme yaptı; ’Çok zor bir durumdu, benim yerimde hangi PKK yöneticisi olsaydı savaş kararı alacaktı. Ama ben arkadaşların ezik bakışları arasında bu kararı devam ettirmek zorunda olduğumu biliyordum. Çünkü kim 99’da bu ülkede savaş çıkmasını istediyse, Sakineler’i katledenlerin de aynı kesim olduğu ortadadır’ demişti" diye konuştu.
'6-8 Ekim Kobanê olayları sırasında darbe yapılmak istendi'
Öcalan’ın mutlaka bu süreci bir aşamaya getirmek gerektiği üzerinde önemle durduğunu anlatan Dicle, 6-8 Ekim Kobani olayları sırasında caddelere tanklar çıkarılarak, çıkarılmak istenen darbeye müdahale ettiklerini aktaran Dicle, "Bu darbe ile gerçekten katliamlar yaşanacaktı. Onun için biz bu sürecin kadrini, kıymetini iyi biliyoruz Kürtler olarak. Ama sadece bizim iyi bilmemiz yetmiyor. Bakın Cizre halkı bundan tedirgindir, bunları dinledik. KCK operasyonları gibi binlerce gencin cezaevleri kapıları arkasına tıkılmasını istemiyoruz. Bunun için kaygımız var. Eğer bugün Cizre sokaklarında hendekler kazılmışsa, buna devletin, polisin KCK operasyonlarında takındığı tavrı neden oluyor. Bunun için önce dönüp kendi politikalarına bakmalıdırlar. Ama biz en azından bunu hatırlatmak zorundayız, bakın siz de söylüyorsunuz devlet olarak, polis, yargı içinde çok kurumda örgütlendiler diyorsunuz, o zaman bunları tespit edin, Cizre’de kim ateş açtı, bu insanları kim katlettiğini ortaya çıkartın" ifadelerini kullandı.
Öcalan’ın gençlere mesajı: Yüzü kapalı eylem yapılmayacak
Öcalan’ın eylem yapan gençlerden yüzlerini kapamaması gerektiği yönünde mesaj gönderdiğine dikkat çeken Dicle, şöyle devam etti:
"Eğer çözüm süreci başarıya ulaşması isteniliyorsa, başta hükümet ve devlet yetkilileri olmak üzere herkes elini taşın altına koyması gerekiyor. Her şeyin Kürtler’den beklenmemesi gerekiyor. Öcalan’ın Kürt gençlerinden daha önce yüzü kapalı eylem yapılmayacağı ve kepenk kapattırma eylemleri yapılmayacağı yönünde alınan kararları pratiğe koymasını istediğini tekrarladı. Biz ümit ediyoruz ki Başkan Apo’nun etrafında kilitlenen, onun mesajına, onun yüreğine sahip çıkanlar olarak, örgütlülüğümüzü koruyarak, onun bu mesajına sahip çıkmak gerekiyor. Biz hepimiz uyanık olmalıyız. Biz demokratik yollarla her şeyi halledebiliriz. Evet barış zordur ama ben halkımızın politik ve bilinç duyarlılığına inanıyorum ki, Kürtlerarası bir çatışmaya halk olarak asla ve asla izin vermemeliyiz. Gençlik biliyorsunuz; Başkan Apo’nun gözdeleridir. Biliyorsunuz toplumun iki kesimi olan gençler ve kadınlara çok önem veriyor. Tabi ki çocukları da unutmuyoruz, çocuklar Başkan Apo’nun küçük generalleridir. Başkan Apo diyor ki, ’milim dahil barış umudu varsa ben bu masadan kalkmayacağım. Bu görüşmeleri sürdüreceğim’ diyor. Ben inanıyorum ki Kürt halkı Başkan Apo’nun çevresinde, yanında, yüreğinde ve beynindedir ve her zaman onunladır. Selam olsun sizlere."
Yapılan konuşmaların ardından parti binasında sivil toplum örgütü temsilcileri ile basına kapalı görüşmeler yapıldı.
Mesajları gereken yerlere ilettik
Görüşmelerden sonra DHA’ya açıklamalarda bulunan Dicle, "Biz mesajları gereken yerlere ilettik, halkımıza da ilettik. En büyük enerji halktır. Artık onlar kendi içlerinde sayın Öcalan mesajları ile tartışacaklar ve ben inanıyorum ki, belirli bir kesim karşılayacak. Şimdi biz kendi açımızda Hüda-Par ile bir sorunumuz yok. O olay nasıl çarpıtıldı? Sanki Hüda-Par ile arasında sorunlar oldu, belki küçük sorunlar. Asıl sorun onlarla değil, Kürtlerle sorun yok. O anlamda devlet güçleri ile önlemli sorunlar var. Onu da hem devlet heyetleri ile görüşeceğiz. Mesajlar gereken yerlere ilettik biliyorsunuz. İki taraf da; hükümetin de yapması gerekenler var. Hükümet makamlarıyla görüşeceğiz, arkadaşlarımız görüşecek. Her zaman umutlu olmak zorundayız" diye konuştu.