T24 - İmralı'da cezaevinde müebbet hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan, "31 Mayıs’a kadar bekleyeceğim. Bu zamana kadar olumlu bir gelişme olmazsa artık hiçbir şeye karışmayacağım" dedi. Öcalan, orta yoğunlukta bir savaştan söz edildiğini ifade ederek, PKK'nın büyük kentlerde de de eylemlere girişebileceğini ima etti.
Fırat Haber Ajansı’nın haberine göre Öcalan’ın müebbet hapis cezasını çektiği İmralı’da avukatlarıyla görüşmesinde şunları söylediği belirtildi:
“Ben dört yıl önce elimi birçok şeyden çekmiştim, ancak barışçıl bir çözüm ihtimali için yine elimden geleni yaptım. Bundan sonra bunu yapmayacağım. Ben 31 Mayıs’a kadar bekleyeceğim. Bu zamana kadar olumlu bir gelişme olmazsa artık hiçbir şeye karışmayacağım. Kim, ne yapacaksa, kendi kararlarıdır. Orta yoğunluktaki bir savaştan söz ediliyor, bunun şöyle bir tehlikesi var: Böyle bir savaş gelişirse bu sadece öyle dağla da olmaz, şehirlerde de bunun etkisi çok büyük olur. Şehirlerdeki serhıldanlar kent isyanlarına dönüşebilir. Her şehirde büyük katliamlar da gelişebilir. Halkımız bunu bilmeli ve buna hazırlıklı olmalıdır. Savaştan beslenenler büyük bir şiddet uygulayabilir. Bu şiddette birçok genç, kadın, çoluk, çocuk ve halkımızdan birçok insan da ölebilir. Devlet çok daha sert ve acımasızca Kürtlere yönelebilir. Herkes tedbirini almalıdır.”
Öcalan Başbakan'a: Demokratik çözüm için ciddi yaklaşın
Önümüzdeki dönemde gelişebilecek çatışma ortamı için “Bunu AKP, MHP, CHP ve PKK düşünsün. Burada sorumluluk onlara aittir. Deniz Baykal kaçıyor, sorumluluk AKP ve MHP’ye kaldı. Durumun ciddiyetini herkes bilmelidir” diyen Öcalan, mesajlarına şöyle devam etti:
“Artık çok net anlaşılıyor ki AKP de en az CHP ve MHP kadar Kürt sorunu önünde engeldir. AKP Kürt sorununu çözmek istemiyor. CHP, Deniz Baykal’ın tasfiye edilmesiyle şimdilik kenarda duruyor. Bir müddet sorumluluk AKP ve MHP’de olacak. Sekiz yıldır Erdoğan, Baykal ve Bahçeli Kürt sorunu konusunda bir ittifak içerisindedirler. Birbirlerinden farkı yoktur. Anayasa değişiklikleri de bir oyundan ibarettir. Şu anki anayasa değişikliği paketinde Kürtler yok, Kürtlerin hakkı yok, demokratikleşme yok, insan hakları yoktur Ben buradan Başbakan’a sesleniyorum. Sayın Başbakan! Demokratik çözüm için ciddi yaklaşın. Önümü açarsanız ben, etkimin olduğu bütün kesimleri silahların susması konusu dahil, bir hafta içerisinde ikna etmezsem bana ne derseniz deyin, bana ne yaparsanız yapın. Ben bunu yapma gücümün olduğuna inanıyorum ve bunu yapabilirim. Yapmazsam o zaman haklısınız derim. Ama ciddi yaklaşmıyorlar, ciddi değiller, çözüme yaklaşmamaktadırlar. Ciddi yaklaşsınlar, ben bir hafta içinde silahlı güçleri bir yerde toplarım, çatışmalı süreci bitirebilirim, buna gücüm vardır. Bunun için öncelikle Hükümetin ve Büyük Millet Meclisi’nin önümü açması gerekir. AKP de demokratik çözüme ciddi yaklaşmalıdır.”