Abdullah Öcalan’ın 2010’a dek İmralı’da tuttuğu notlardan derlenen yeni kitabı, “Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü yayımlandı. Kitapta Öcalan'ın "Kadınla ilişki önemli olmakla birlikte o da soyutlaştırdığım bir ilişki alanıydı. Nâzım Hikmet’in tam tersiydim" ifadeleri yer alıyor.
Öcalan’ın Asrın Hukuk Yayınevi tarafından yayımlanan “Kürt Sorunu ve Demokratik Ulus Çözümü” kitabından öne çıkan bazı bölümler şöyle:
'Sende cıva mı var?'
Daha çocukluk dönemimde köyün güngörmüşlerinden olan ve bilge sayılan biri, hal ve hareketlerimi gözlemlerken halen hatırımda olan şöyle bir cümle sarf etmişti: “Lo li ciye xwe rûne, ma di te de ciwa heye?” Türkçesi ile “Yerinde otur; sende cıva mı var?” Bilindiği gibi cıva çok akışkan bir elementtir. Ben de işte öyle hareketli birisiydim. Mitolojik tanrılar düşünselerdi, İmralı kayalarına bağlamak kadar ağır bir cezayı herhalde akıl edemezlerdi.
'Kendimi yalnızlığa hazırlamıştım'
Daha dışarıdayken kendimi hem yalnızlaştırmış, hem de yalnızlığa karşı hazırlamıştım. Çok önemli bir bağımlılık ilişkisi olan aile, yakın akraba, hatta yakın arkadaş ve yoldaş ilişkisini soyutlaştıracak deneyimlerim olmuştu. Kadınla ilişki önemli olmakla birlikte o da soyutlaştırdığım bir ilişki alanıydı. Nâzım Hikmet’in tam tersiydim.
'Çocuk edinmemeye ahdım vardı'
Çocuk edinmemeye ahdım vardı. Daha lisedeyken edebiyat hocasından 10 puan alan kompozisyon yazımın başlığı şöyleydi: “Sen benim için hiç doğmayacak çocuksun!” Sanırım bu yazıyla, zorlu geçen çocukluk yaşamlarını konu edinmek istemiştim. Fakat tüm bu deneyimler İmralı’daki dayanma gücümü izah etmeye yetmez.
'AKP’nin Kürt inkârcılığı'
Her iki parti de Kürtleri inkâr ve imha politikasını eskisi gibi sürdüremiyorsa, bunun temelinde PKK’nin yürüttüğü ve bastırılamayan mücadelesi yatmaktadır. Yoksa kendisine kalsa, AKP’nin Kürt inkârcılığı ve imhacılığı CHP’ninkinden geride kalmış.