Çeviri: Varsan Çekiç
ABD'nin Washington Times gazetesi, ABD Başkanı Barack Obama'nın dış politika stratejilerini değerlendirerek, Obama'nın 2. dönemindeki doktrinlerinin "sarsılmaz bir devlet gemisinden" daha çok, "sızdıran bir kayık" gibi gözüktüğünü yazdı.
Washington Times gazetesinin Beyaz Saray muhabiri Dave Boyer'ın yazısının çevirisi şöyle:
Bay Obama'nın dış politikada yürüttüğü "yumuşak güç" ve uluslararası organizasyonlara güvenme stratejisi bu yıl, Mısır, Suriye, Rusya ve Çin'in de dahil, dünyada yenilgiye uğradı. En bariz başarısızlık geçen hafta Bay Obama'nın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le planlanan görüşmeyi iptal etmesi ve Rusya'nın Ulusal Güvenlik Dairesi bilgilerini sızdıran Edward Snowden'a sığınma hakkı tanımasından sonra rakibini hımbıl, sıkılmış bir çocuğa benzetmesi ile sergilendi.
Ancak Obama yönetiminin Snowden'ı yakalamaktaki beceriksizliği, Sayın Obama'nın yeniden seçimleri kazanmasından bu yana oluşan çözülmemiş dış politika zorlukları sicimine eklenen son ek. Bazı dışişleri uzmanları, denizaşırı politik kargaşalara fazla zaman vermeyen bir başkanın semptomatik olduğunu belirtiyorlar. Woodrow Wilson Uluslararası Merkezi Başkan Yardımcısı Aaron David Miller, "Obama, ikinci bir dönem için seçilen 17 başkanlardan biri. zamanın çoğunu nereye koymak istediğine karar vermeye çalışıyor" diye belirterek, "Obama orta sınıfa, Orta Doğu'ya olduğundan daha odaklı" olduğunu söyledi.
Nisan ayında Beyaz Saray, Sayın Obama'nın "oyun değiştirici" olarak dikkate aldığı kimyasal silahların Suriye iç savaşında kullanıldığını gösteren raporları açıkladı. Açıklamadan dört ay sonra iç savaş, bir El Kaide bağlantısının, asi gruplar tarafından ele geçirilen Suriye bölgesine sızdığı hakkında bu hafta gelen haberle, şiddetlenmeye devam ediyor.
Mısır'da Temmuz ayında ordu, Sayın Obama'nın ülkede demokratik reformları teşvik etmesinin ardından seçilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi devirdi. Sayın Obama'nın, Sayın Mursi'yle büyük anlaşmazlıkları vardı. Ancak ordunun hareketi Beyaz Saray'ı, yasal tanımı ile bağdaşmadığı için "darbe" demeyi inkar eden, garip bir kamu pozisyonuna soktu.
Almanya ve Fransa gibi Avrupalı müttefikler, Snowden'ın ortaya çıkardığı gözetleme programı yüzünden Sayın Obama'yı eleştirmişti. Haziran'da Kuzey İrlanda'da yapılan G8 görüşmesinde haber, Sayın Putin'in Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Essad'ı görevinden ayrılmaya çağıran bildiri reddetmesiydi. Sayın Obama için bir başka yenilgi.
Haziran'da gerçekleşen Sayın Obama ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping görüşmesi, Snowden haberleri ve Çinli liderin Sayın Obama'ya karşı durumu lehine çevirerek Çin'in, ABD siber saldırılarının "kurbanı" olduğunu iddia etmesinin gölgesinde kaldı.
Yaz ilerledikçe Sayın Obama, önceden yaptığı ABD'nin El Kaide'yi "kırıp geçtiği" açıklamalarının gramerini düzeltti. Yönetim denizaşırı 20 diplomatik tesisi, El Kaide ve bağlantılarından gelen saldırı tehditleri yüzünden kapattı.
Muhafazakar Miras Kurumu'nda (Heritage Foundation) ulusal güvenlik ve dış ilişkiler analizcisi olarak çalışan James Jay Carafano, Sayın Obama'nın ikinci dönem problemlerinin uluslararası izinin, Eylül ayında Libya'nın Bingazi şehrinde ABD'nin diplomatik tesisine yapılan ve Elçi J. Christopher Stevens dahil, dört Amerikalının ölümüne neden olan saldırıda bulunabileceğini belirtti. Carafano, "Bingazi'nin Başkan için önemli bir an olduğunu düşünüyorum. Eğer Obama'nın gösterebileceği üç dış politaka başarısı olduysa, onlar El Kaide savaşını kazanmak, Ruslarla ilişkileri yenilemek ve George Bush gibi herşeyi despotlukla çözmemektir. Bingazi bu mitolojiyi yok etti. Bingazi Obama'yı ciddi şekilde riskten kaçınan biri yaptı" diye açıkladı.
Rusya'nın Snowden'a geçici sığınma hakkı tanıması Beyaz Saray için özellikle utanç verici çünkü Sayın Obama, Sayın Putin'e, kaçağın geri verilmesi için kişisel ricada bulunmuştu. İki lider arasındaki ilişkiler hiç güçlü olmadı. Sayın Putin, geçen yaz Sayın Obama'nın ev sahipliği yaptığı Camp David görüşmesini atlatarak, bunu açıkça göstermişti.
Cuma günü yapılan haber konferansında Sayın Obama, "Rusya ile ilişkilerde ABD'nin ilgi alanlarının ve dünyada barış, istikrar ve refahı nasıl geliştirilebileceğini inceleyeceğiz. Çalışılabilecek yerlerde, Rusya ile çalışmaya devam edeceğiz. Farklılıklarımızın olduğu yerde, bunu açıkça söyleyeceğiz. Benim umudum, kimsenin kazanmadığı bir rekabet yerine, iki ülkenin birlikte çalışmasının her iki halkın yararına olabileceğini, zamanla Sayın Putin ve Rusya'nın farkına varmasıdır" dedi.
Miller, Sayın Putin'le yaşanan tansiyonun, diğer ABD başkanları ile benzer olabileceğini belirtti. Cumhuriyetçi Başkan George W. Bush'un Sayın Putin ile ilişkileri, Bush'un Putin'in gözlerine baktığında "ruhunu hissedebildiğini" iddia etmesine rağmen, ekşimişti. Miller, "Putin ile uğraşmak, bir baş ağrısı ve ardarda gelen kanal opeasyonları olacak. İşbirliğialanları kısıtlı olacak" diye belirtti.