Barack Obama'nın Nobel barış ödülüne layık görülmesinin ardından, Amerikan basınında, Obama'nın bu ödülü gerçekten hak edip etmediğini sorgulayan yorumlara yer verildi.
CNN televizyonunun internet sitesinde çıkan yazıda, Amerikalıların, "elle tutulur" bir başarısı olmayan Obama'nın bu ödülü hak edip etmediği konusunda bölündüğü belirtiliyor.
Yazıda, bir Amerikalının, "Biri bana bu adamın nasıl Nobel ödülü aldığını söyleyebilir mi? Üzgünüm, ama bu ödülün meşruluğu değerini yitirdi. Obama bir savaşı sona erdirebildi mi? Hayır. İşleri daha da kötüye götürdü. Herkese sağlık sigortası sunabildi mi? Hayır. Kongrede felakete yol açtı. Göreve geldikten sonra ilk icraatı olacağını söylediği Guantanamo'yu kapattı mı? Onu bile yapamadı" şeklindeki yorumu aktarılıyor.
CNN'in yazısında bir başka Amerikalı da, Obama'nın bu ödülü hak edecek bir şey yapmadığını savunurken, yaşananların, Nobel'i adeta "sahte bir ödüle" dönüştürdüğünü ileri sürüyor.
Obama'nın kendisinin bile ödüle şaşırdığına dikkat çekilen yazıda, ödülün Amerikan başkanına verilmesine olumlu yaklaşanların görüşleri de mevcut. Bir yorumcu, ABD'yi saldırgan bir ülke olmaktan dünyanın geri kalanıyla birlikte çalışmak isteyen ülke konumuna sokmanın, barışa uzanan yol olduğu görüşünü dile getiriyor.
CNN'in sayfasındaki bir başka yazıda da, ödülün Obama'ya verilmesinin birçok gözlemci tarafından sürpriz olarak nitelendiğine dikkat çekilirken, bazı uzmanların, ödülün Afganistan'da yeni bir savaş stratejisi oluşturmaya, İran ve Kuzey Kore ile ilişki kurmaya çalışan Obama'ya ek bir nüfuz sağlayabileceği şeklindeki görüşleri dile getiriliyor.
"Siyaset kokuyor"
Washington Post gazetesindeki yazıda da, Obama'ya verilen ödülün "siyaset koktuğunu" düşünen bazı uzmanların görüşlerine yer veriliyor.
Yazıda adı geçen uzmanlar, Obama'ya görevine başlayalı daha 9 ay bile olmadan Nobel ödülü verilmesinde Avrupa'nın etkisini sorgularken, ödül komitesinin Obama'yı, "Avrupa değerlerine yakın bir kişi" olduğu gerekçesiyle böyle bir ödüle layık görmüş olabileceğini savunuyor.
Bazı uzmanlar da, ödül komitesinin Obama'ya bu kadar erken bir zamanda barış ödülünü vererek, özellikle Orta Doğu'da beklentileri çok yükseğe çıkarma riskini yarattığı şeklinde görüşler ortaya atıyor.
Gazetedeki bir başka yazıda da, bazı Amerikalıların ödülün Obama'ya verilmesini, "büyük bir başkanın nihai teyidi", bazılarının ise "karizmanın galip geldiği" şeklinde değerlendirdiği, "mucize" ya da "şaka gibi" gibi nitelendirmelerde bulunanların da olduğu kaydediliyor.
"Anlamak zor"
Los Angeles Times gazetesinde yayımlanan başyazıda da, "Obama'yı başkanlık görevine layık gördük ve onu bir önceki başkana kesinlikle tercih ederiz. Ama başkan olduktan bu kadar kısa süre sonra bu ödülü nasıl hak ettiğini anlamak zor. Nobel komitesi, sadece Obama'yı utandırmakla kalmadı, ödülün güvenilirliğini de azalttı" yorumunda bulunuluyor.
Obama'nın "bir George Bush olmadığı için" bu ödüle layık görüldüğü izleniminin kaçınılmaz olduğuna işaret eden gazete, "Diğer siyasi liderler, Nobel ödülünü sağladıkları gerçek başarılardan dolayı aldı. Obama'nın girişimleriyse, en kibar ifadeyle, bir arzudan ibaret" ifadesini kullanıyor.
Boston Globe gazetesi de, Obama'nın bile ödülü hak ettiğinden emin olmadığını belirtirken, Cumhuriyetçi eleştirmenlerin, hatta Obama'nın yandaşlarının bile, gelişmeden "dehşete düştüğü" yorumuna yer veriyor.
"İhtiyacı olan son şey"
Time dergisi de, "Nobel ödülü: Obama'nın ihtiyacı olan son şey" başlıklı yazısında, "Barışı sağlamak, arzuların dile getirilmesinden çok, ustalıkla alakalı bir şey" ifadesini kullanıyor.