Dünya

OBAMA, DÜNYA BANKASI İLE IMF'DEN PLAN İSTEDİ WASHINGTON (A.A)

20 Mayıs 2011 02:10

-OBAMA, DÜNYA BANKASI İLE IMF'DEN PLAN İSTEDİ WASHINGTON (A.A) - 19.05.2011  - ABD Başkanı Barack Obama, Dünya Bankası ve IMF'den, Tunus ve Mısır ekonomisinin istikrarlı hale getirilmesi ve modernize edilmesi noktasında yapılabileceklere dair gelecek G-8 zirvesine plan sunmalarını istedi. Obama, ''Sırtında geçmişin borç yükü bulunan bir demokratik Mısır istemiyoruz, Mısır'ın 1 milyar dolarlık borcunu sileceğiz'' dedi. ABD Başkanı Obama, ABD Dışişleri Bakanlığındaki Ortadoğu'daki gelişmelere yönelik ''en kapsamlı'' konuşmasında, ekonomik yardımlara değindi. Önümüzdeki aylarda ABD'nin bölgedeki reformları desteklemek için tüm etkisini kullanacağını belirten Obama, her ülke farklı olmasına rağmen, tüm dost ve düşman ülkelerle inandıkları prensipler hakkında dürüstçe konuşacaklarını söyledi. Obama, ''Mesajımız çok basit: Eğer gerekli reformları yapma riskini göze alırsanız, ABD size tam desteğini verecektir'' diye konuştu. Bölgede halkın sokaklara dökülmesinde sadece siyasetçilerin etkili olmadığını, ciddi ekonomik sorunlar yaşandığının altını çizen Obama, ''Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da kullanılmayan en büyük kaynak, insanların yeteneğidir'' dedi. Bölgede başarılı ekonomik geçişin, geniş tabanlı refah ve büyümenin artırılmasına bağlı olduğuna dikkati çeken Obama, bu noktada sadece yardımların değil, yatırım ve ekonomik desteğin de önemli olduğunu söyledi. Obama, işe Tunus ve Mısır'dan başlayacaklarını belirterek, Dünya Bankası ve IMF'den, Tunus ve Mısır'da ekonominin istikrarlaştırılması ve modernize edilmesi için neler yapılması gerektiği noktasında, gelecek G-8 zirvesine plan sunmalarını istediklerini bildirdi. Obama, diğer ülkeleri de Mısır ve Tunus'un kısa vadeli finansal ihtiyaçlarına yönelik yardım etmeye çağırdı. -"MISIR'IN 1 MİLYAR DOLARLIK BORCUNU SİLECEĞİZ"- Obama, ''sırtında geçmişin borç yükü bulunan bir demokratik Mısır istemediklerini'' belirterek, "Bu nedenle, Mısır'ın 1 milyar dolarlık borcunu sileceğiz ve bu kaynakların, büyüme ve girişimciliğin teşvik edilmesi için yatırım yapılması yönünde Mısırlı partnerlerimizle çalışacağız. Mısır'ın, altyapısı ve istihdam yatırımına finans sağlamak için ihtiyaç duyduğu 1 milyar dolarlık kredi yoluyla piyasaya yeniden girebilmesine yardım edeceğiz'' değerlendirmesinde bulundu. Bunun yanı sıra Tunus ve Mısır'da yatırımlar yapılması için girişimcilik fonları yaratma amacıyla ABD Kongresi'yle görüşeceklerini belirten Obama, bunun için Berlin duvarının yıkılmasının ardından Doğu Avrupa ülkelerindeki değişimi destekleme yönünde sağlanan fonların model alınacağını kaydetti. ABD hükümetinin finans kurumlarından Denizaşırı Özel Yatırım Kurumu'nun (OPIC) da yakında bölgedeki özel yatırımları teşvik için 2 milyon dolarlık destek açıklayacağını söyleyen Obama, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının, Avrupa'daki benzer biçimde Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki demokratik geçişler ve ekonomik modernleşmeye de aynı desteği sağlaması için müttefikleriyle birlikte çalışacaklarını anlattı. Obama, ABD olarak, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da kapsamlı bir ''Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Girişimi'' başlatacaklarını da duyurdu. ''Petrol ihracatını dışarıda bırakırsanız, 400 milyonun üzerindeki insanın bulunduğu tüm bölge kabaca İsviçre kadar ihracat yapıyor'' diyen Obama, bölgedeki ticareti artırmak için Avrupa Birliği ile çalışacaklarını söyledi. -''YA GEÇİŞE ÖNCÜLÜK ET YA YOLDAN ÇEKİL''- ABD'nin terörle mücadele, nükleer silahların yayılmasını önleme, serbest ticaret ve bölgenin güvenliğinin teminatı, İsrail'in güvenliğinin sağlanması ve Arap-İsrail barışının takibi gibi bölgede bir dizi ana çıkarları takip ettiğini dile getiren Obama, bunları sürdürmeye devam edeceklerini, ABD çıkarlarının insanların umutlarına ''düşman'' olmadığını, bu umutların kendileri için önemli olduğunu kaydetti. Bölge insanlarına karşı baskı ve şiddet kullanımına karşı olduklarını ifade eden Obama, bölgede ''statükocu yaklaşımın'' sürdürülebilir olmadığını bildirdi. Obama, şunları kaydetti: ''Tarihi bir fırsatla karşı karşıyayız. Amerika'nın Tunus'ta bir sokak satıcısının haysiyetine, diktatörün kaba iktidarından daha fazla değer verdiğini gösterme şansına sahibiz. Amerika'nın, halkların kendi geleceğini belirleme ve fırsatlar kullanmaya yönelik hakkının ilerletilmesi yönündeki değişimleri memnuniyetle karşıladığından kimsenin şüphesi olmamalı.'' Obama, bölgedeki rejimlere seslenerek, bazı uyarılarda bulundu.  Halkının taleplerine yönelik en şiddet içeren karşılığı Libya lideri Muammer Kaddafi'nin verdiğini, ama buna karşı uluslararası koalisyonun harekete geçerek, hızla cevap verdiğini hatırlatan Obama, Kaddafi'nin artık ülkesini kontrol edemediğini ve kaçınılmaz biçimde iktidardan kendisi ayrıldığında veya bırakmak zorunda kaldığında, 10 yıllardır süren provokasyonun son bulmuş olacağını ve Libya'nın demokrasiye geçiş sürecinin ilerleyebileceğini belirtti. Obama, Suriye rejiminin de vatandaşlarına geniş çaplı tutuklama ve öldürmelerle gösterilere yanıt verme yolunu seçtiğini söyledi.  Obama, ''Artık Devlet Başkanı Esad seçim yapmalı. Bu geçişe öncülük edebilir veya yoldan çekilebilir'' dedi. Suriye hükümetinin göstericelere karşı şiddetten vazgeçmesi ve barışçıl gösterilere izin vermesi gerektiğini dile getiren Obama, hükümetin Dera kenti gibi şehirlere insan hakları gözlemcilerinin girebilmesine imkan vermesi ve demokratik geçiş için önemli diyaloglara başlamasının zorunluluğunun altını çizdi ve aksi halde Esad'ın kendini izole halde bulacağını vurguladı. Suriye'nin, müttefiki İran'ın yolundan gittiğini ve baskı taktiğinde Tahran'dan yardım aradığını ifade eden Obama, İran'ın içeride kendi halkına baskı uygularken dışarıda protestocuların haklarının yanında durduğunu söylemek gibi bir ''ikiyüzlülük'' gösterdiğini ileri sürdü. -İSRAİL VE FİLİSTİN SINIRLARI- Obama, Dışişleri Bakanlığında yaptığı ''Ortadoğu konuşmasında'', İsrail ile Filistin arasındaki soruna da bir bölüm ayırdı.   İsrail ile Araplar arasındaki sorunun yıllardır bölgeye gölge düşürdüğünü, sıradan vatandaşlara daha fazla güvenlik, refah ve güç sağlayabilecek ortaklıkları engellediğini ifade eden Obama, bu sorunu sona erdirmek için daha önceki Amerikan yönetimlerinin bu doğrultuda gösterdiği çabaların devamı olarak, kendi yönetimi sırasında da taraflarla ve uluslararası toplumla birlikte çalıştıklarını söyledi.  Obama, ancak beklentilerin yine de karşılanmadığını kaydederek, ''İsraillilerin yerleşim yerleri inşası sürüyor. Filistinliler, görüşmelerden ayrıldı. Dünya, sürekli devam eden bu soruna bakıyor ve çıkmazdan başka bir şey görmüyor'' diye konuştu. Bölgedeki değişim ve belirsizliklerin olduğu bir dönemde, İsrail-Filistin barışında ilerleme sağlamanın mümkün olmadığı yönündeki görüşlere katılmadığını ifade eden Obama, ''Ortadoğu ve Kuzey Afrika halklarının geçmişin yüklerinden kurtulmakta oldukları bir dönemde, sorunu sona erdiren ve tüm iddiaları çözüme kavuşturan bir kalıcı barış için çaba göstermek, hiç olmadığı kadar büyük aciliyet taşıyor. Bu iki taraf için de geçerli'' dedi. Obama, ''Filistinliler açısından, İsrail'in meşruiyetini bozma girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanacağını, BM'de eylül ayında İsrail'i izole etmeye dönük sembolik adımların bağımsız bir devlet yaratmayacağını'' belirtti. ''Filistinli liderlerin, Hamas'ın terör ve inkar yolunu izlemede ısrar etmesi halinde, barış ve refaha ulaşamayacaklarını'' bildiren Obama, ''Filistinlilerin, İsrail'in var olma hakkını tanımadıkça bağımsızlıklarına erişemeyeceklerini'' kaydetti. ''Derin değişimlerden geçen bir bölgenin, sadece bir iki lider değil, milyonlarca insanın barışın mümkün olduğuna inanması gereken bir popülizme neden olacağını'' anlatan Obama, ''Uluslararası toplum, hiçbir zaman sonuç üretmeyen sonu gelmez bir süreçten artık bıkmış durumda. Yahudi ve demokratik devlet rüyası, kalıcı işgal olduğu sürece hayata geçirilemez'' diye konuştu. Obama, şimdi harekete geçmenin İsrail ve Filistinlilere bağlı olduğunu, hiçbir barışın onlara, ABD veya bir başkası tarafından empoze edilemeyeceğini belirterek, ''Ancak bunu sonu gelmez biçimde ertelemek, sorunu ortadan kaldırmaz'' dedi. -''1967 SINIRLARI TEMEL ALINMALI''- ABD'nin, müzakerelerin, Filistin'in İsrail, Ürdün ve Mısır'la, İsrail'in de Filistin'le kalıcı sınırlara sahip olduğu iki devletle sonuçlanması gerektiğine inandığını kaydeden Obama, İsrail ve Filistin sınırlarının, karşılıklı mutabakata varılan takaslarla 1967 sınırlarını temel alması gerektiğini, böylece iki devlet için de güvenli ve tanınmış sınırların oluşturulabileceğini bildirdi. Filistin halkının kendi kendilerini yönetme ve egemen, komşu bir devlette, tam potansiyellerine erişme hakkına sahip olması gerektiğini ifade eden Obama, her ülkenin kendini savunma hakkına sahip olduğunu ve İsrail'in de herhangi bir tehdide karşı kendisini savunabilmesi gerektiğini söyledi. Obama, koşulların terörizmin yeniden canlanması ve silahların sızdırılmasının önlenmesi ve etkili bir sınır güvenliğinin sağlanmasına yetecek kadar sağlam olmasının önem taşıdığını belirtti. -''BİN LADİN ŞEHİT DEĞİL, KİTLELERİN KATİLİ''- ABD Başkanı Barack Obama, terör örgütü El Kaide Lideri Usame Bin Ladin'in öldürülmesine de değinerek, ''Bin Ladin'in şehit değil, kitlelerin katili olduğunu ve fikirlerinin, o öldürülmeden önce bile reddedildiğini'' belirtti. Obama, ''El Kaide'ye, liderini öldürerek dev bir darbe vurduk, Bin Ladin, bir şehit değildi, kitlelerin katiliydi. Bin Ladin ve onun kanlı vizyonu, bazı yandaşlar buldu, ama ölümünden önce bile, El Kaide ilgi görme mücadelesini kaybediyordu'' diye konuştu.