Gündem

O savcı anlattı: Yargıda isim isim bildiğim 4 bin 600 'FETÖ'cü var; hatıralarımı yazacağım

"Konu ıvır zıvır olduğunda 'FETÖ ile mücadele şampiyonu' kesilenler..."

06 Aralık 2018 11:04

‘FETÖ’nün Hava Kuvvetleri imamı' olduğu belirtilen ve Akıncı Üssü'nde gözaltına alınarak tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildip serbest bırakıldıktan sonra firar eden Adil Öksüz’ü sorgulayan Cumhuriyet Savcısı Cihan Ergün'den yeni açıklama geldi. Ergün, "Artık özgürce konuşabileceğim. Hatıralarımı yazacağım" dedi. 

Akıncı Hava Üssü’nde yakalandıktan sonra Ankara Batı (Sincan) Adliyesi’nde ifadesi alınan Öksüz, savcılığın tutuklama talebine rağmen mahkeme tarafından delil yetersizliğinden 21 dakikada serbest bırakılmıştı.

Yaşanan sürece ilişkin olarak Cumhuriyet'ten Barış Terkoğlu'na açıklamada bulunan Ergün, "Fethullahçı zihniyet hâlâ yönetiyor" ifadesini kullandı. 

 

Terkoğlu yazısının ilgili bölümünde şunları kaydetti: 

...Cihan Ergün; 2014 yılında HSYK’ye “Ne Fethullahçılar ne de Yargıda Birlik Platformu” diyerek aday olan, dini konulara vâkıf, 5 yıl önce “Yargıda isim isim bildiğim 4 bin 600 civarında Fethullahçı savcı, hâkim var. Yetki versinler,bunları bir gecede temizlerim” diyen bir savcı. 

O yıllarda hükümete yakın medyada FETÖ karşıtı açıklamalarıyla yer bulurken, bugün gelinen noktaya isyan edip görevi bırakması tek satır haber olmadı. 
Ayrıntıları konuşmak için savcı Cihan Ergün’ü aradım. 
“Yerinin değiştirilmesinden” bahsettiğimde “sürgün edildiği”ni söyleyerek düzeltti. “Gelinen nokta”yı sorduğumda “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti olma azim ve kararlılığında mıdır, değil midir? Dinli ya da dinsiz, devletesaldıran bütün terör örgütlerini bitirmek azim ve kararlılığında mıdır, değil midir?” sorusuyla yanıtladı. 
FETÖ’nün kendisini sürekli sürgün ettiğini söyleyen Ergün, şu çarpıcı ifadelerle devam etti: “Beni sürgün eden zihniyet hâlâ işin başında.” 
Ergün’ün bir de uyarısı vardı: “Ülkeyi yönetenler gaflet ve delalet içinde olmasınlar.” 
“Kızgın mısınız?” dediğimde şöyle cevapladı: 
“Kimseye bir tepkim yok. Özgürce konuşup bağlarımdan kurtulmak için ayrıldım. Zaten darbeden bir ay sonra emeklilik sürem dolmuştu. ‘Çalışacak kimse yok’ dendiği için devam ettim.” 
Asıl çarpıcı sözleri ise şöyleydi: 
“Fethullahçı zihniyet hâlâ yönetiyor. Bunlar bukalemun gibi her yere girer.” 
Öksüz’ü serbest bırakan hâkimle karardan önceki konuşmasını hatırlattığımda şöyle yanıtladı: 
“Bir hâkim savcıyı ya da savcı hâkimi, tutuklanmaya gönderilen adam için aramaz. Böyle bir usul yok. ‘20 yıllık hâkimsiniz bu yanlış, hele ben hiç aranmam’ dedim.” 
Adil Öksüz konusunda acaba kendisinin eksik bıraktığı bir yer var mıydı? Ergün’den dinleyelim: 
“Savcının yetkisi belli. Ya tutuklamaya sevk ederim ya serbest bırakırım. Benim tutuklama yetkim yok. O yetki hâkimde. İstediği gibi kullanır. Gitsinler hesabı ona sorsunlar.” 
Devlet kurumlarının ihmali mi vardı? Savcı Cihan Ergün’e göre cevabı var: 
“Tabii ki! Yasanın bana verdiği yetkinin tüm sınırlarını zorlayarak ben tutuklamaya gönderdim. Tutaydınız. Ya da kaçtıktan sonra dahi ülke sınırları içerisinde devletin bulup tutması gerekiyor. Kolluğunuz var, jandarmanız var,polisiniz var, istihbaratınız var. Velev ki bırakıldı. İki gün içinde ensesine binmeniz gerekirdi. Vaziyet böyle.” 
Peki şimdi ne yapacak? Cihan Ergün hazırlanıyor: 
“Artık özgürce konuşabileceğim. Ben memnunum. Çoktandır ayrılmak istiyordum. Hatıralarımı yazacağım.” 
Cihan Ergün’e kitabı sormak için açtığım telefonu daha büyük sorularla kapattım. 
Konu ıvır zıvır olduğunda “FETÖ ile mücadele şampiyonu” kesilenler, Adil Öksüz’ü tutuklamak için çırpınan bir savcının isyanını ve nihayetinde cüppesini çıkarmasını neden görmez?

Yazının tamamı için tıklayın