Gündem

"O komünist gençlere okuma hakkı vermeyeceğiz" diyen Erdoğan'a Türkiye Komünist Gençliği'nden yanıt geldi

"Kimsenin haddine değil"

26 Mart 2018 17:38

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, Boğaziçi Üniversitesi'nde gözaltına alınan öğrenciler için "O komünist, o vatan haini terörist gençlere üniversitede okuma hakkı vermeyeceğiz" sözlerine Türkiye Komünist Gençliği'nden yanıt geldi. 

Türkiye Komünist Gençliği'nden yapılan açıklamada, ''Büyük sermayenin uşaklarından başka bir şey olmayan sağcı siyasetçilerin 'komünist' sözcüğünü bir küfür gibi kullanması yeni bir şey değil, ancak komünizmle vatan hainliğinin bizzat Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden biri tarafından özdeşleştirilmesine, yan yana kullanılmasına yanıt vermek gerekiyor'' denildi.

TKG'den yapılan açıklama şu şekilde:

Anti komünizm ancak işbirlikçilerin önünü açar.

AKP Genel Başkanı Erdoğan, dün partisinin olağan kongresinde yaptığı açıklamada Boğaziçi Üniversitesi'nde geçtiğimiz günlerde yaşanan olayları kastederek, bunun "komünist, vatan haini gençlerin işi olduğunu" iddia etti.

Büyük sermayenin uşaklarından başka bir şey olmayan sağcı siyasetçilerin "komünist" sözcüğünü bir küfür gibi kullanması yeni bir şey değil, ancak komünizmle vatan hainliğinin bizzat Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden biri tarafından özdeşleştirilmesine, yan yana kullanılmasına yanıt vermek gerekiyor.

1) Gerçek yurtseverler komünistlerdir. Sadece Türkiye'nin değil, Dünya tarihi bunun örnekleriyle doludur. Türkiyeli komünistlerin partisinin, TKP'nin, kurulduktan sonra ilk işi Kurtuluş Savaşı'na destek vermek için Kızıl Birlikler örgütlemek olmuştur. TKP'nin kurucu kadroları ulusal kurtuluş mücadelesini, emekçilerin kurtuluşuyla taçlandırmak için çıktıkları yolda karanlık güçler tarafından katledilmiştir. Ülkemizin Kurtuluş Savaşı boyunca komünistler cephede işgalcilere karşı savaşmış, İngiliz işgali altındaki İstanbul’da baskılara rağmen bağımsızlık talebinin öne çıktığı bir 1 Mayıs mitingi örgütlemişlerdir. “Komünist” sözcüğüyle, "vatan haini" sözcüğünü yan yana kullanmak kimsenin haddine değildir. 

2) Bundan 50 yıl önce ABD’nin 6. Filosu’nu Dolmabahçe’den denize döken gençlerin de en önünde komünistler vardı. Üniversite gençliği ABD emperyalizmine karşı mücadele verirken, bugünkü siyasi iktidarın atası olan dönemin gerici örgütlenmeleri 6. Filo’yu kıble alarak namaz kılmaktaydı. Komünistlere vatan haini demeye cüret edenler dönüp kendi vatana ihanetle dolu tarihlerine bakmalıdır.

3) Ülkenin savaş durumunda olmasını kendi siyasi emellerini gerçekleştirmek için fırsat bilen şeriatçı, faşist gruplar pek çok üniversitede solcu öğrencilere organize saldırılar düzenlemektedir. İstanbul Üniversitesi'nde sadece geçtiğimiz 2 hafta boyunca bu grupların NATO karşıtı bildiri dağıtan gençlere dönük gerçekleştirdiği, kesici-delici aletlerin kullanıldığı saldırılarda 6 solcu genç yaralanmıştır. NATO Genel Sekreteri'ni arayarak doğum gününü kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, bu çeteleri "yerli ve milli" olarak bağrına basması kimseyi şaşırtmamalıdır.

4) Afrin operasyonunu doğru bulmamak, buna karşı çıkmak "teröristlik"le özdeşleştirilemez. Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşanan olayda, lokum dağıtımını protesto eden tarafın herhangi bir "terör örgütü"nün propagandasını yapmadığı anlaşılmaktadır. "Terörist" tanımlamasının iktidar tarafından bu kadar keyfi ve hukuk dışı bir şekilde genişletilmesinin amacı korku atmosferi yaratmaktır. 

5) Fransız ve Alman emperyalizminin sacayağı olan otomotiv şirketleri Türkiye’de işçiler grev yaptıkları takdirde lokavt uygulayacağını açıkladıklarında sesi çıkmayan hükümetin ne kadar "yerli" olduğu şüphelidir. Aynı hükümetin OHAL'i kullanarak sürekli grev yasakladığı, emekçilerin haklarını gasp ettiği ve bu sayede uluslararası tekeller için ülkeyi bir ucuz emek cennetine dönüştürdüğü açıktır. Şeker Fabrikaları'nın ABD’li gıda tekeli Cargill’in çıkarına özelleştirilmesi uzun bir zincirin son halkasıdır. AKP hükümetinin halka değil sömürücülere hizmet ettiği alenidir. 

6) Komünistler yerli ve yabancı sömürücülerin ve onların siyasi temsilcilerinin hain emellerinin karşısındaki en kararlı ve militan güçtür. Anti-komünizm ancak sömürücülerin ve işbirlikçilerin önünü açmaya yarar. Anti-komünizm bu ülkedeki bütün işçi sınıfı mücadelelerinin pervasızca bastırılması için ideolojik kılıf işlevi görür. Başka da bir işe yaramaz. Cumhurbaşkanının Boğaziçi'nde yaşanan gerilim hakkında yaptığı açıklamada komünistleri de hedef almasının altında bu hesap yatmaktadır.