Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye konusundaki açıklamaları ve Afrin'e operasyonun her an başlayabileceği mesajı Alman basınında da yankı buldu. Nürnberger Zeitung bu girişimin bölgede bir Kürt devleti oluşturma rüyasının sonu demek olacağına dikkat çekiyor:
"Erdoğan'ın yeni çıkışı Kürtlerin kontrolü altındaki Afrin bölgesi ile ilgili. Türkiye'nin buradaki askeri operasyonu başarıyla sonuçlanacak olursa, bu, Türkiye sınırının karşısındaki Rojava'da bir Kürt devleti oluşturma rüyasının da sonu anlamına gelir. Ayrıca Türkiye'nin aynı Kobani'de olduğu gibi Afrin'den de kolay kolay çekilmeyeceği şüphesi doğuyor. Hatta bazı tahminlere göre belki de Erdoğan Kürt meselesini kökünden halletmek üzere bu bölgeleri sürekli olarak kendi egemenlik alanına dahil etmenin çekiciliğine kendini kaptırmış olabilir."
Frankfurter Rundschau gazetesi "Suriye'de savaşın tırmanma tehlikesi” başlıklı yorumunda, Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlere askeri operasyon düzenlemesi durumunda, bunun NATO müttefikleri Türkiye ile ABD'nin ilişkilerini kalıcı olarak bozacağını vurguluyor.
"Türkiye Suriye'deki Kürtlere karşı askeri operasyon düzenleme tehdidinde bulunuyor. ABD ise Suriye'nin Türkiye sınırında -Kürtlerin de içinde bulunduğu- askeri bir gücü oraya yerleştirmeye çalışıyor. Rusya bu yüzden ABD'nin Suriye'yi parçalamak istediği suçlamasını yöneltiyor, ama Türkiye'nin Suriye'ye olası bir saldırısına karşı nasıl bir tepki vereceğini henüz açıklamıyor. Suriye bölündüğü takdirde bölgenin sorunları çözülmüş olmaz. Bölgedeki savaşa dolaylı olarak dahil olan güçler görüşme masasına oturmadıkları sürece bölgede savaş devam edecektir. Göründüğü kadarıyla bu durum daha yıllarca böyle devam edebilir."
Almanya'da Hristiyan Birlik partileri ve Sosyal Demokrat Parti arasındaki koalisyon müzakerelerine başlama mutabakatına SPD tabanından itirazlar yükseldi. Birlik partileri ön görüşmelerdeki bazı maddeleri yeniden müzakere etme talebini geri çevirdi. Rhein-Zeitung ortaya çıkan yeni durumu yorumunda irdeliyor:
"Büyük koalisyon girişimi başarısız kalsa da, bu, Almanya için büyük bir dram olmaz. Çünkü birincisi zaten işleri yürüten bir hükümetimiz var ve bu hükümet iyi işliyor, gerekirse uzun süre de bu görevini sürdürebilir. Diğer taraftan ayakları üzerinde iyi duramayan ve kurulduktan hemen sonra dağılmaya yüz tutan büyük bir koalisyon yerine, yeniden seçime gitmek ya da bir azınlık hükümeti belki daha iyi olabilir. Yeniden seçime gitmek olağanüstü bir gelişme olur ama anormal bir durum olmaz. Bu durumda Avrupa'nın biraz daha beklemesi gerekir. Sadece tek birşeyi yapmamak gerekir, o da yeni seçimlere partilerin eski kadrolarıyla gitmektir."
Rheinpfalz gazetesi ise karamsar bir tablo çizilmemesi gerektiği görüşünde:
"Eğer sendikalar Sosyal Demokrat Parti'ye (SPD) Hristiyan Birlik partileri ile koalisyon görüşmelerine başlamalarını tavsiye ediyorlarsa, bu bir anlamda sosyal demokratları gerçekçi olmaya davet etmek anlamına gelir. Hayır, ön görüşmelerden çıkan mutabakat metni umut edilen büyük bir eser anlamına gelmiyor. Ama SPD gençlik kuruluşu Juso'ların ya da diğer solcu kesimlerin iddia ettiği gibi ortak metinde her şey -özellikle çalışanlar açısından- kötü de sayılmaz. Elbette her yerde durum iyi ve adaletli denemez. Ama mevcut durumu değiştirmek için en iyi fırsat da hükümete katılımdan geçiyor.”
© Deutsche Welle Türkçe
ÇA, BK
