Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, eğitimciler tutuklu Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hakkında söylediği, "Nuriye ile Semih'i evlat edinecek bir sempati içinde olmamı kimse benden beklemesin" sözlerinin çarpıtıldığını söyledi. Feyzioğlu, "Konuşmam bazı kişilerce, içinden bir cümle alınarak çarpıtıldı" dedi.
OdaTV'de açıklamasını yayınlayan Feyzioğlu, "Öncelikle içlerinde kaçak FETÖ sözcüsünün de olduğu birilerinin maksatlı attığı tivitlerden yaratılan sosyal medya algıları yerine açıklamamın tamamını dinlemenizi arzu ederim" ifadesini kullandı.
Feyzioğlu RS FM'de Yavuz Oğan'ın 'bidebunudinle' programında Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hakkında söylediği ifadelerin tam deşifresi şöyle:
"Açlık grevi yapmaya başladıktan sonra bu kişiler hemen arkasından örgüt suçlamasının gelmesi, fakat örgüt suçlamasına ilişkin açlık grevi yapıyor olmalarının dışında bir delil sunulamıyor olmaması yanlıştır. Açlık grevi yapmak bir örgüt suçlamasının bir dayanağı olamaz. Çünkü açlık grevi, tasvip etmesek de, yapmayın etmeyin desek de düşünceyi açıklamanın eylemsel yöntemlerinden biridir. Bu düşünceyi açıklama, anayasasının güvencesi altındadır. Hissiyat dışında bir delil varsa buyurun koyun ortaya. Onu koyun, fakat elle tutulup tartışılır bir şey koymayıp açlık grevi yaptıkları için örgüt üyesisiniz dediğimizde yanlış yapıyorsunuz deriz."
Y.O: Biraz kısık sesle söylüyor olabilir misiniz?
"Niye kısık sesle söyleyeyim. Basın bunu bassın. İlk kez soruyorsunuz, o gün sorsanız o gün cevaplarım. Neden çekineceğim ki? Bugüne kadar neden çekindik ki bundan çekinelim. Ama Nuriye ile Semih'i evlat edinecek bir sempati içerisinde olmamı kimse benden beklemesin. Açlık grevi yapmak suç değildir dedik, bu sebeple tutuklamayın dedik. Daha ne istiyorsunuz? Avukatlarının bu sebeple tutuklandığına dair bir delil yok elimde. Basın açıklamaları yapıp bundan şöhret devşirmeye çalışanların iddiası bu. Delili koysunlar, Nuriye ve Semih adlı kişilerin avukatları oldukları için suçlu olduklarını söyleyebilir misiniz? Onlar istiyorlar ki demagog gibi konuşalım. Aklımızı kiraya verip öyle konuşalım istiyorlar. Biz Barolar Birliği'nin ciddiyetiyle konuşuyoruz. Biz şovmen değiliz."
Feyzioğlu'nun OdaTV'de "Nuriye ve Semih hakkında ne düşünüyorum" başlığıyla yayımlanan açıklaması şöyle:
Biz; üniter devleti, milli devleti, kimseye ayrımcılık yapmadan herkesi kucaklayan Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini savunuyoruz. Bundan rahatsız olanlar var.
Evvelki gün bir radyo programına katıldım. Sunucu, açlık grevi yapan iki akademisyenin durumunu sordu. Uzun uzun cevapladım.
Bu konuşmam bazı kişilerce, içinden bir cümle alınarak çarpıtıldı.
O iki akademisyenin hakkını korumak için şunu söyleselerdi, iyi niyetli olurlardı: "TBB Başkanı Metin Feyzioğlu uzun uzun anlattı, burada haksızlık var dedi." Onun yerine, "ben duygusal olamam, doğruyu söylerim" anlamındaki cümlemi cımbızladılar. Söylediğim doğru neydi peki? Ortada bir yanlışlık ve haksızlığın olduğu.
Öncelikle içlerinde kaçak FETÖ sözcüsünün de olduğu birilerinin maksatlı attığı tivitlerden yaratılan sosyal medya algıları yerine açıklamamın tamamını dinlemenizi arzu ederim.
Bu konularda TBB'nin duruşu ve TBB’yi temsilen şahsımın yaptığı açıklamalar ortadadır. Daha önce defalarca yaptığımız açıklamalarda aşağıda belirteceğim hususları tespit etmiş ve hukuki görüşlerimizi sizlerle paylaşmıştık.
Bu çerçevede;
1) “Açlık grevi suç değildir. Buna dayanan bir suçlama ve tutuklama olamaz.”Aylar önce, ben söylemiştim bunu. Programda da tekrar ettim.
2) “Açlık grevi başladıktan sonra gelen örgüt üyeliği suçlaması bana inandırıcı gelmedi.” Daha önce söylemiştim, programda bir daha söyledim.
3) “KHK ile ihraç edilme sorunu, yüz binlerce kişiyi ilgilendiriyor. İhraçlar, yargı denetimine açılmak zorundadır.” Söyledim, söylemeye devam ediyorum.
4) “Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Mahkemesi yanlış yapmıştır. İhraçlara dair başvurulara bakmak yerine, ne zaman aktif şekilde çalışacağı bile belli olmayan idari bir kurulun kararını beklemek olmaz.” Söylemiştim defalarca. Yine söyledim.
Radyo programında Sunucunun “Niye daha candan savunmuyorsunuz Nuriye ile Semih'i?” sorusu üzerine şöyle cevap vermişim:
“Daha ne yapayım? Ben hukukçuyum. Bu iki kişiyi evlat edinmemizi beklemesin kimse, ama yanlışlıkları söylemek zorundayım. Yani önceki cümlelerimle birlikte diyorum ki; ‘olaylara duygusal bakamam.’ Ve bir kez daha ekliyorum; bu gerekçeyle suçlama ve tutuklama yanlıştır.
Ancak...
Bize kasıtlı ve örgütlü saldıranların maksadı başka.
Biz; üniter devleti, milli devleti, kimseye ayrımcılık yapmadan herkesi kucaklayan Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini savunuyoruz. Bundan rahatsız olanlar var.
İşte organize saldırıların nedeni bu.
Saygılarımla bilgilerinize sunarım.
Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu
Türkiye Barolar Birliği Başkanı