Spor

Nuri Şahin: Milli Takım'da 10-15 senede çok iyi işler yapacak genç bir jenerasyon var

''Arda'yı, yeniden eski günlerine döndürebilecek isim Abdullah Avcı"

18 Ocak 2018 15:10

Futbol kariyerini, altyapısından yetiştiği Borussia Dortmund'da sürdüren Nuri Şahin, Hürriyet gazetesine verdiği röportajda birçok konu hakkında önemli açıklamalar yaptı.

Nuri Şahin, milli takımı bırakması ile ilgili, ‘’Ben, gelişimin gerekliliğine ve değişimin gücüne inanırım. İyi bir planlamayla, önümüzdeki 10-15 senede büyük başarılara imza atacak genç bir jenerasyon var. Zamanında bana verilen fırsatların onlara da tanınması için milli takım kariyerine nokta koymam gerektiğine karar verdim’’ diye konuştu.

Kariyeri boyunca Real Madrid, Liverpool ve Feyenoord gibi önemli takımların da formalarını giyen 30 yaşındaki Nuri, geçtiğimiz yıl milli takımı bırakma kararıyla ilgili olarak, "Ben ülke sevgisinin çok yoğun yaşandığı bir evde büyüdüm. Futbola başlarken en büyük hayalim Türkiye Milli Takımı'nın formasını giymekti. Şükürler olsun ki bu hayalimi gerçekleştirdim. O formayla sahaya ayak bastığım an, hayatımın en özel anlarından biriydi. Her seferinde aynı gururu hissettim ama bu bir bayrak yarışı. Ben, gelişimin gerekliliğine ve değişimin gücüne inanırım. İyi bir planlamayla, önümüzdeki 10-15 senede büyük başarılara imza atacak genç bir jenerasyon var. Zamanında bana verilen fırsatların onlara da tanınması için milli takım kariyerine nokta koymam gerektiğine karar verdim. Her ne olursa olsun, ülkesini bu kadar seven bir sporcu için kolay bir karar değildi. Bu kararı hangi nedenle verdiğimi ve ne hissettiğimi çok iyi ifade etmem gerekiyordu. Bunu başardığıma inanıyorum. Sessiz sedasız değil de olması gerektiği gibi veda ettiğimi düşünüyorum. Beni çok iyi tanıyan, iletişim konusunda tecrübeli ve profesyonel bir ekiple çalışmanın da faydasını gördüm." dedi.

‘’Harvard’a başvuru yaptım’’

Futbol dışında da kendini geliştirmeye çalıştığını ifade eden Nuri Şahin, "Son bir yıldır okuduğum kitapların tarzını değiştirdim. Liderlik ve insan yönetimi kitaplarına yöneldim. Beni çok heyecanlandıran bir diğer gelişme de, Harvard Üniversitesi'ne yaptığım başvuru. Kabul edilirsem, futbol kariyerimi üniversite eğitimimle birlikte yürüteceğim." diye konuştu.

‘’Hiç düşünmeyin, Oğuzhan’ı alın’’

Nuri Şahin, en beğendiği Türk futbolcunun Beşiktaşlı Oğuzhan Özyakup olduğunu belirterek, "Çalıştığım hocalardan biri telefon açsa ve 'Hangi Türk oyuncuyu alsak?' diye sorsa 'Hiç düşünmeyin, Oğuzhan’ı alın' derim." şeklinde görüş belirtti.

‘’Mourinho ne yapar ne eder kazanır’’

Çalıştığı teknik direktörler hakkında da fikirlerini paylaşan başarılı futbolcu, "Mourinho ne yapar eder, bir yolunu bulur ve kazanır. Brendan Rodgers, futboldan çok iyi anlar. Thomas Tuchel, taktik zekası yüksek bir hoca. Peter Bosz, soğuk görünmesine karşın sıcak bir insan. Jurgen Klopp, iyilerin en iyisidir." ifadelerini kullandı.

‘’Arda’ya Şampiyonlar Ligi’ni almadan Türkiye’ye dönme demiştim’’

Cenk Tosun'un Everton'a transferi ve Arda Turan'ın Medipol Başakşehir’e gelişiyle ilgili de konuşan Nuri Şahin'in açıklamaları şöyle:

"Son yıllarda Türkiye'de oynayıp kendini Cenk Tosun kadar geliştiren bir oyuncu daha görmedim. Çok başarılı olacağına inanıyorum. İmza atmadan önce beni aradı; ligi, ülkeyi, şehri konuştuk. Cenk genç bir oyuncu değil, kendini kanıtlamış biri. Ona tavsiyede bulunmama ihtiyacı yok. Ama memleketten zeytin taşımasına gerek yok, ben ona Liverpool'daki Türk marketinin adresini vereceğim."

"Arda Turan, Başakşehir'e imza atmadan önce bana danışmadı. Çünkü profesyonel açıdan bu konuda ne düşündüğümü gayet iyi biliyor. Biz ikimiz de Şampiyonlar Ligi finali oynadık ve kazanamadık. Ben ona 'Sakın bu kupayı kazanana kadar Türkiye'ye dönme' demiştim. Ama görünen o ki koşullar bunu gerektirdi. Şu anda hangi takımda oynadığından çok, hangi hocayla çalıştığı önemli. Onu yeniden eski günlerine döndürebilecek isim Abdullah Avcı."

"Dortmund’a gelen yabancı oyunculara ilk günden itibaren tek bir tavsiyede bulunuyorum: Ne yapın edin, Almanca’yı öğrenin. Adaptasyonda büyük etkisi oluyor. Real Madrid’e transfer olmadan 3 ay önce de eşimle birlikte çok yoğun bir dil programına girmiştim. Haftada 5 gün 5’er saat evde özel bir eğitim alıyorduk. İmza attığım gün İspanyolca’yı sökmüştüm. Enes Ünal, Villareal'e transfer olduğunda da hemen kendisini aradım ve bunu söyledim."