Futbolda formalara isim yazılması uygulamasını İngiltere başlattı. Ada'yı, İtalya ve Almanya takip etti. Kısa sürede bu uygulama bütün dünyada yayılırken, eskiden 1 ila 11 arasında kullanılan forma numaraları da tarihe karıştı. Her oyuncu istediği numarayı sırtına yazdırıp sahada arz-ı endam etti. Formalarda isimlerin olmadığı dönemlerde her numaranın ayrı bir anlamı vardı.
II. Dünya Savaşı'ndan önce başladı, formalara numaraların yazılması. Kaleciler doğal olarak 1 numaranın sahibiydi. 2 numaranın sahibi sağ bek oyuncusuydu. İtalya'da 2 numara sıkı markaj yapan oyuncu olarak tanınırdı. Sol bekler 3 numara taşıyordu. Bu oyuncu İtalya'da hücumu düşünen futbolcu olarak akla geliyordu. İngiltere'de ise 3 numara, 2 numara ile aynı özelliklere sahipti. Defansın ortasında görev yapan oyuncunun sırt numarası 4'tü. Bu numarayı defansa yönelik oynayan orta saha oyuncuları da taşıyordu. İspanya'da ise 4 numara hücum futbolu için 'anahtar rol' oynayan isimlerden biriydi. Barcelona'da 4 numaranın özel bir anlamı vardır. Yıllardır bu kulüpte bu numarayı Josep Guardiola taşımıştı.
5 numarayı ise liberolar taşırdı. Bu numarayı taşıyan oyuncunun 'lider' vasıflı olduğu seyirci ve arkadaşları tarafından kabul görürdü. 'İmparator' Franz Beckenbauer bu numaranın dünya futbolunda en önemli temsilcisiydi. İtalya'da ise liberolar 6 numarayı giyerken, takımın 'anahtar' oyuncusudur. İngiltere'de ise dörtlü defanslı oyunda 6 numara defansın düzenini kuran oyuncu olarak görev yapardı.
7 numaranın İspanya için ise özel bir anlamı vardı. Bu numarayı diğer Avrupa ülkelerinde orta saha oyuncuları taşımasına karşılık, İspanya'da 7 numaranın sahibi 'hızlı' forvet oyuncusudur. Yıllarca hem Real Madrid'de Emilio Butrageno bu numarayı taşımıştı. Şimdi ise 7 numaranın bir numaralı ismi Raul'dür. Yıllarca 7 numarayla futbol sahalarında top koşturan Figo, Real Madrid'e gelince Raul'den dolayı 10 numaralı formayı giymek zorunda kalmıştı. 8 numaranın sahibi ise takımın 'yük çeken orta saha' oyuncusudur. 7 ve 10 numara teknik özellikleriyle göze çarparken, 8 numaranın yıpratıcı özelliği ön plandadır. Krallar ise hep 9 numarayı giyer. Bu durum hem Amerika hem de Avrupa kıtasının değişmez kuralıydı. 10 numara ise takımın beyni olarak nitelendirilirdi. Bu numarayı taşıyan oyuncu takımı şampiyonluklara ve kupalara taşıyacak isimdi. 11 numara ise sol forvet oyuncusuydu.
Özel numaralar için kavga yaşanıyor
Numaraların özel anlamı olunca, tartışmalar da eksik olmadı. Devamlı aynı numarayı giyen oyuncular transfer oldukları takımlarda problemlere yol açtı. 1997 yılında Milan'a transfer olan Roberto Baggio 10 numarayı istedi. Ancak Kızılyıldız'dan itibaren 10 numaralı formayı giyen Dejan Saviseviç bu numarayı Baggio'ya vermedi. Baggio 18 numarayı almak zorunda kalırken, istediği başarıyı gösteremedi. Aynı problem İnter'de Ronaldo ile Zamorano arasında da yaşandı. Barcelona'dan İnter'e gelen Ronaldo 9 numarayı giymek istediğinde Zamorano karşı çıktı. Zamorano sezon sonuna kadar 9 numarayı taşırken, yeni sezonda bu numaranın sahibi Ronaldo olmuştu. Zamorano 18 numara giyerken, 9 numarayı anımsatmak için formasına 1+8 yazdırmıştı.
Yıllarca 7 numarayla futbol sahalarında top koşturan Figo, Real Madrid'e gelince Raul'den dolayı 10 numaralı formayı giymek zorunda kalmıştı. Juventus'ta 10 numarayı formayı giyen Zidane ise Real Madrid'e gelince Figo'nun bu numarayı giymesinden dolayı kariyerinin sonuna kadar 5 numarayı giymek zorunda kalmıştı.
Türkiye'de ise en büyük mücadele Tanju-Oğuz arasında yaşanmıştır. Galatasaray'dan Fenerbahçe'ye gelen Tanju Çolak yeni takımında da 10 numaralı formayı giymek istedi. Ancak bu numaranın sahibi 'İmparator' Oğuz Çetin'di. İlk yıl Tanju isteğine kavuşamazken, Oğuz'un 5 numaralı formayı giymesiyle Tanju 10 numaraya kavuşmuş oldu. Benzer bir durum da Galatasaray'da yaşandı. İnter, Parma ve Blackburn maceralarından sonra yeniden yuvaya dönen Hakan Şükür yıllarca giydiği 9 numarayı giymek istemişti. Ancak Hakan'ın yokluğunda 9 numarayı giyen Ümit Karan, Kral'ın bu isteğine olumsuz cevap vermişti. Kral özlediği numaraya bir yıl sonra kavuşurken, Ümit Karan Şükür'ün futbolu bırakmasıyla teklif edilen 9 numarayı giymedi.
Arjantin'de 1978'de düzenlenen dünya şampiyonasında ise Arjantin sahaya ilginç bir forma numarasıyla çıkmıştı. Kaleci Ubaldo Fillol 5 numaralı formayı giyerken, Ardiles 1 numaralı formayla sahaya çıkmıştı. Dünya tarihinde ilk defa böyle bir uygulamayı başlatan iki oyuncu futbol kariyerleri boyunca aynı numarayı sırtlarında taşıdılar. Johan Cruyff numaraların 1-11 arasında değiştiği dönemlerde 14 numaralı formayı sırtından çıkarmayan bir isim olarak futbolun gündemine damgasını vurdu. UEFA'dan özel izin alan Cruyff 'sihirli' numarasını futbol yaşamı boyunca sırtından çıkarmadı. Baba Cruyff'un futbolu bırakmasından sonra ise 14 numarayı oğul Jordi taşıdı. Ama hiçbir zaman babası kalitesinde bir isim olamadı.
Rakamlarla özdeşleşen isimler
1: Gordon Banks, Sepp Maier, Dino Zoff, Osvaldo Ardiles
2: Djalma Santos, Berti Vogts, Peter Brigel, Bergomi, Ciri Ferrara, Claudio Gentile, Lee Dixon, Cafu
3: Andreas Brehme, Nigel Winterburn, Paolo Maldini, Danny Blind, Roberto Carlos
4: Carlos Alberto, Ronald Koeman, Josep Guardiola, Fernando Hierro
5: Beckenbauer, Falcao, Alemoa, Laurent Blanc, Sol Campell
6: Daniel Passerella, Franco Baresi, Tony Adams, Jaap Stam
7: Garrincha, George Best, Bruno Conti, Emilio Butregueno, Figo, E.Cantona, Raul, Beckham
8: Giampiero Boniperti, Alberto Schiaffino, Marco Tardelli, Hristo Stoichkov, İan Wright
9: Gunnar Nordahl, Alfredo di Stefano, John Charles, Bobby Charlton, Altobelli, Hugo Sanchez, Marco Van Basten, İan Rush, Batistuta, Alan Shearer, Ronaldo, Hakan Şükür
10: Ferenc Puskas, Pele, Mario Kempes, Zico, Platini, Maradona, Michael Laudrup, Gary Lineker, Enzo Scifo, Lothar Matthaus, Roberto Mancini, Ruud Gullit, Baggio, Rui Costa, Owen, Francesco Totti, Tanju Çolak, Oğuz Çetin
11: Signori, Ryan Giggs, Rivaldo, Eder, Aspirilla 14: Johan Cruyff