Alman basınında Şarm El-Şeyh zirvesi ile Venezuela’daki devlet krizini konu alan yorumlar öne çıkıyor.Frankfurter Allgemeine Zeitung Avrupa ile Arap ülkeleri arasındaki genişletilmiş zirve buluşmasını şöyle değerlendiriyor:
“Daha önce ikili görüşmelerle varılan anlaşmalar bundan böyle genişletilmiş çerçevede ele alınacak. Avrupa – Arap zirvesinin öncelikli konuları arasında Ortadoğu ve Afrika’nın çatışma bölgelerinden Avrupa’ya yönelen mülteci akınının önlenmesi ve terörizm ile mücadele öne çıkıyor. Diyalog kapsamının genişletilmesiyle, Yemen ve Suriye’deki anlaşmazlıklara çözüm aranması ve Libya’nın istikrara kavuşturulması gibi konular da ele alınabilecek. Güvenliğin giderek azaldığı dünyamızda kendi kaderine sahip çıkmanın dillendirmeye başladığı bir çağda Avrupa’nın önce Arap ortaklarını liderlik rolünü üstlenebileceğine inandırması gerekir. Şarm El-Şeyh buluşması bunun için önemli bir fırsat olmuştur.”
Süddeutsche Zeitung’un Şarm El-Şeyh buluşmasıyla ilgili yorumunda ise şu satırları okuyoruz:
“Almanya Başbakanı Angela Merkel’in dış politikada başarıdan başarıya koştuğu doğrusu söylenemez. Şimdiye kadar daha beterinin önlenebilmesi bile başarı sayılmıştı. Ukrayna anlaşmazlığıyla ilgili Minsk anlaşması gibi Merkel’in göç politikası da buna göre değerlendirilmeli. Göç azaldı ama baskı kalkmadı. Merkel Avrupa politikasında ilerleme sağlayamıyor. Dolayısıyla kendilerine muhtaç olmak arzulanmayan güneydeki yönetimlerden yardım gelmesini umuyor. Döneminin sonuna yaklaştığı için kazandığı hareket serbestisi Merkel’in, ortaklarını seçme lüksüne yer vermeyen gerçekçiliğine uygun düşüyor.”
Neue Osnabrücker Zeitung kanlı çatışmalara dönüşen Venezuela’daki krizi konu alan yorumunda dışardan müdahalenin iyi sonuç vermeyeceği belirtiliyor:
“Geçici başkan Juan Guaido’nun dış yardımlarla Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun otoritesini sarsma ve orduyu kendi safına çekme planı tutmadı. Guaido şimdi sinirlerine hâkim olmak zorunda. Bütün opsiyonlara başvurabileceği şeklindeki sözleri iyiye alamet değil. Rejime karşı direnişte kuvvete başvurma sinyali vermesi sonu kestirilemeyecek bir iç savaşın çıkmasına yol açabilir. (…) Gelişmelere seyirci kalmaya mahkûm olan Batı diplomatik ve insani yardımdan fazlasını veremez. Libya, Suriye ve Afganistan’da bozguna uğradıktan sonra ABD dahil bütün Batının fazla askeri müdahale gönüllüsü olduğu söylenemez.”
Nordwest-Zeitung gazetesi Venezuela’daki iktidar mücadelesinde Devlet Başkanı Maduro’nun ordudan başka güvenebileceği güç kalmadığını yazıyor:
“Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile geçici başkan Guaido arasındaki güç çekişmesi her an patlamaya yol açabilir. Maduro’nun tamamen dışarıya kapattığı ülkesine yardım malzemesi sokulmasını yasaklamasından sonra krizin ancak kanlı bir şekilde sona erdirilebileceği anlaşılıyor. Ya halk ayaklanacak, ya da dış müdahale gelecektir. Maduro’nun devlet başkanlığındaki günleri sayılıdır. Maduro geçici başkan Guaido’nun kukla olduğunu söylüyor. Ama kendi de ondan pek farklı değil. Maduro ordunun desteği sayesinde ayakta kalabiliyor. Generaller değişimden ürküyorlar. Guaido bu durumu değiştirmeye ve sadece 60 askerin değil, bütün ordunun taraf değiştirmesini sağlamaya çalışmalıdır.”
DW, dpa, afp/AG, AÜ
© Deutsche Welle Türkçe