Çeviri: İnan Ketenciler
Amerikan New York Times gazetesi bugünkü sayısında, Türkiye'nin Suriye'deki Zeytin Dalı Harekâtı'na yer verdi. Haberde, "ABD Başkanı Donald Trump geçen eylüldeki Birleşmiş Milletler (BM) toplantısında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bir dost gibi kucaklayarak 'Daha önce olmadığı kadar' yakınız dedi. Beş ay sonra, Türkiye, ABD’nin IŞİD’e karşı savaşta ABD’nin en yakın müttefiki olan Suriyeli Kürtlere karşı topyekün bir saldırı düzenliyor" dendi.
Mark Landler ve Carlotta Gall imzasıyla yayımlanan haberde, şu ifadelere yer verildi:
"ABD’nin itirazları, ancak görünüşe göre Rusların rızasıyla başlayan Türklerin saldırısı, iki NATO müttefiki arasındaki ilişkilerde çıkarların sahada çatıştığı, tehlikeli bir aşamaya geçildiğine işaret ediyor.
Bu, tamamen İslamcı militanları ortadan kaldırmaya odaklanan ABD’nin Suriye’de elinin ne kadar zayıfladığını ortaya koyuyor."
"Türkiye'nin güvenlik endişeleri kabul edildi"
Haberde, "Türk birlikleri Pazartesi günü kuzeydoğu Suriye’deki Afrin’de ilerlerken, Beyaz Saray Türkiye’yi IŞİD’e karşı yürütülen savaştan gözünü ayırmaması gerektiği konusunda uyardı. Ancak Türkiye’ye yapılan bu çıkış duruverdi ve Suriyeli Kürtleri terörist ve toprak bütünlüğüne bir tehdit olarak gören Türkiye’nin güvenlik endişeleri kabul edildi" görüşü dile getirildi.
"Beyaz Saray yol arıyor"
"IŞİD’e karşı Kürtleri sahada partneri olarak kullanan ABD’nin içsel çelişkisi, ancak IŞİD bir tehdit olarak kaldığı sürece görmezden gelinebilir. Ancak şimdi militanlar çekilirken, Beyaz Saray Türklerle daha da yabancılaşmadan Kürt savaşçılarla ilişkileri yürütmenin bir yolunu arıyor" denen haberde "Trump yönetiminin yanıtı IŞİD’in yeniden dirilmesine karşı Kürtlerin Suriye’nin kuzeydoğusundaki bir sınır gücü oluşturmasına yardım etmek oldu. Ancak bu, gelecekte anavatanlarına yönelik bir direnişe zemin hazırlandığını düşünen Türkleri kızdırdı" yorumu yapıldı.
Daha önce FBI’ın kontrterörizm dairesinde ajan olarak çalışan ve şimdi Sufan Grubu’nun başında olan Ali Sufan New York Times'a yaptığı açıklamada, “ABD, Suriye’de çok ince bir denge tutturmaya çalıştı. Suriye’deki savaş alanı küçüldükçe, o dengeyi sürdürmek imkansıza yakın hale geldi” dedi.
Habere göre Sufan, ABD’nin ya Kürt savaşçılara olan desteğini dramatik bir şekilde azaltacağını (ki bu Suriye ve Irak’ta istikrarlı olarak ABD’yi destekleyen ve yardım eden gruplara yönelik bir başka ABD ihaneti olarak görülebilir), NATO ortağı Türkiye’yle direkt ya da dolaylı olarak bir çatışma riskini göze alacağını söyledi.
"ABD yönetimi, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Savunma Bakanı Jim Mattis ve Beyaz Saray Basın Sözcüsü Sarah Huckabee Sanders’ın açıklamalarıyla bu iki senaryoyu da bertaraf etmeyi denedi" ifadelerine yer verilen haberde "Bay Tillerson, Türkiye’nin 'sınırı geçen teröristler hakkında meşru endişelerini' kabul ederken, Bay Pattis IŞİD’e karşı hava görevlerinde ABD’nin İncirlik Üssü’nü kullanmasına izin verdiği için Türkiye’den övgüyle söz etti. Bayan Sanders, Türkiye’yi 'askeri eylem ve söylemlerini sınırlaması' ve operasyonun alan ve süresinin sınırlı tutulması konusunda uyardı" dendi.
Haberde, "Ancak Suriye’de birçok kez olduğu gibi ABD seyirci kalıyormuş gibi göründü. ABD geri çekildikçe Rusya vakumu doldurarak tesirini artırdı ve Türkiye’yle olan ilişkilerini iyileştirdi. Rus yetkililer inkar etse de, Ankara’da Türkiye hükümetinin saldırıyı başlatmak için Rusya’dan yeşil ışık alındığı farz ediliyor. Erdoğan, pazartesi günü operasyon konusunda Rusya’yla anlaşmaya vardıklarını söyledi" yorumu yapıldı.
New York Times: Erdoğan için hayati önemde
New York Times'ın haberinde "Bu yıl ya da 2019’da yapılacak seçimler için milliyetçilerin oylarını almak isteyen Erdoğan için Afrin operasyonu politik olarak hayati önemde. Erdoğan, PKK’nın müttefiki olarak gördüğü Suriyeli Kürt militanlara destek verdiği için ABD’yi eleştirdi. Pazartesi ABD’yi hedefleyen Erdoğan, 'Bizim kimsenin topraklarında gözümüz yok' dedi. Başkanlık Sarayı’nda bir grup işadamına seslenen Erdoğan, 'Operasyon hedeflerine ulaşınca sona erecek” dedi. Erdoğan şunları söyledi: “Bazıları diyor ki süre belli olmalı. Bunu diyen de Amerika. Ben de soruyorum Afganistan'da süre belli mi? Ne zaman iş biterse bizim orada durmaya da zaten merakımız yok çekilmesini de biliriz. Bunun için birilerinden icazet almak gibi bir derdimiz de yok." yorumu yapıldı.
Analistlerin Rusya’nın Zeytin Dalı Harekatı'nı 'kutsamak' için iyi gerekçeleri olduğu yorumunda bulunduğunu yazan New York Times'ın haberinde "Bu ABD’yle müttefikleri arasında uyuşmazlık tohumu ekmek ya da daha geniş anlamda bölgedeki diplomatik nüfuzunu artırma ihtimalini yaratıyor. Analistler ayrıca Moskova’nın bu müsamahasına karşılık, Ankara’nın rejime karşı ittifak yaptığı İdlib’deki muhaliflere yönelik Rusya ve Suriye saldırılarına göz yumduğu yorumunu yapıyor" dendi.
New York Times'ın haberinin devamında şu ifadelere yer verildi:
ABD, Erdoğan’a yeniden güven vermek için bazı adımlar attı. Rakka’yı IŞİD’in elinden almak için yapılan operasyon biterken, Kürtlere ağır silah sağlamayı durdurdu. Ama yönetim yetkilileri, militanları etkili olduğu için Kürtlerle ilişkilerini sürdürmeye kararlı olduklarını söyledi.
Son haftalarda üst düzey Amerikan yetkilileri Kuzey Suriye’de güvenliği yeniden tesis etmek için sivil savaş öncesindeki demografiyi yansıtan yerel güvenlik güçleri kurulmasının gerekliliğinden söz etti. Bu savaş sırasında bölgeden kaçan binlerce Arabın geri dönmesi anlamına geliyor.
Öngörülebilir bir glecek için Suriye’de ABD birliklerinin kalacağını söyleyen Tillerson, geçen hafta yaptığı açıklamada bu stratejinin ana hatlarını çizdi.
Tillerson, “Suriye’de tarihin kendini tekrar etmesine izin veremeyiz” dedi. Tillerson şunları söyledi: “IŞİD’in şu anda bir ayağı mezarda ve Suriye’de askeri varlık bulundurarak IŞİD’in tamamen kaybetmesi başarılacak, ki bu yakında olmalı.”
Ancak bu sözleri eleştirenler, yönetimin bu stratejiyi hayata geçirmek için diplomatik gücü, siyasi isteklilik ya da askeri varlık oalrak gücünün bulunup bulunmadığını sorguladı. Şu an bile, ABD yönetiminin birçok açıklamasının hâlâ dar bir şekilde IŞİD’le savaşmaya odaklandığını ve Rusya, İran ve Esad’a karşı Türkiye ile ABD’nin ortak çıkarlarını hesaba katmadığı eleştirileri yapıldı.
Bazı analistler, ABD’nin Türk hükümetine Suriyeli kürtlerle olan ittifaklarının IŞİD’le savaştan daha uzun süreceğini daha iyi bir şekilde anlatması gerektiğini söylüyor.
ABD’nin Türkiye ve Irak eski Büyükelçisi James F. Jeffrey, “Türklere Kürtlerin IŞİD’i yenmek için geçici ve taktiksel hareket ettiğimizi söyledik” diyor ve ekliyor: “Şimdi onlara İran’ı frenlemek için de ihtiyacımız var.”
Jeffrey, ABD yönetiminin Türklere karmaşık mesajlar göndermesinin Erdoğan’ı kızdırdığını ve Suriye Kürtleriyle PKK arasındaki bağlara göz yummasını imkansız hale getirdiğini söyledi.
Jeffrey şunları söyledi: “Bunun tüm amacı politik bir çözümü zorlamak için Suriye’de kalacağımızı söyleyerek Ruslarla Suriyelileri ayırmaktı. Yaptığımız farklı açıklamalarda bu mesajı Türklere iletmekte yetersiz göründük.”
Şu ana kadar Türkiye’nin operasyonları Halep’in 25 mil kuzeyinde ve Fırat’ın doğusundaki Kürt bölgelerinden 75 mil uzaklıktaki Afrin’deki hedeflerle sınırlı görünüyor. Bu bölgeler, ABD’nin daha az ilgilendiği bölgeler…
Yakın Doğu Çalışmaları Washington Enstitüsü’nde çalışan Suriye Uzmanı Andrew J. Tabler’a göre asıl soru “Türkiye bu bölgenin kontrolünü ele geçirdiğinde başka bölgeler için bastıracak mı?” Bu Türkiye’yi Kürtlerin ana kuvvetleriyle ve hatta potansiyel olarak Amerikan birlikleriyle de karşı karşıya getirebilir.