İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Filistinlilerle barıya ulaşmak için yeni bir yaklaşım çağrısında bulundu. ABD’de faal İsrail yanlısı bir grup olan American Israel Public Affairs Comittee’de (AIPAC) yapılan bir toplantıya Kudüs’ten katılan Netanyahu, ön koşulsuz müzakerelerin kısa süre içinde yeniden başlaması da dahil yeni bir yaklaşım çağrısında bulundu, ancak ABD’nin yeni Başkanı Barack Obama’nın dile getirdiği iki devletli çözümden söz etmedi.
Netanyahu, AIPAC’ın yıllık toplantısındaki bu konuşmasında, “barışa ulaşmanın mümkün olduğunu düşünüyorum, ancak bunun için yeni bir yaklaşım gerektiğine inanıyorum. Söylediğim bu yeni yaklaşım İsrail ile Filistin arasındaki barışa 3 yoldan gidiyor; siyasi yol, güvenlik yolu ve ekonomik yol” dedi.
İsrail Başbakanı, ABD’deki yabancı büyükelçiler ve Amerikalı siyasetçilerin de aralarında bulunduğu 6 bin 500 kadar delegenin katıldığı toplantıda, “siyasi yol, mümkün olan en kısa zamanda ön koşulsuz barış müzakerelerine yeniden başlamak, bir buna hazırız” diye konuştu. Güvenlik yolunun Amerikalı General Keith Dayton ile Ürdünlü yetkililer ve Filistin DEvlet Başkanı Mahmud Abbas’ı bir araya getiren müzakerelerin devamını içerdiğini belirten Netanyahu, ekonomik yolun da, Filistin ekonomisinin kalkınması için mümkün olduğunca engelleri kaldırmak amacıyla birlikte çalışmak anlamına geldiğini kaydetti.
“Filistinli gençlerin bir geleceği olsun, iş bulsunlar istiyorum” diyen Netanyahu salondakiler tarafından alkışlanırken, Obama ve Abbas’ın yardımıyla bur yaklaşımın gerçek olabileceğini kaydetti ve “Şüpheleri ortadan kaldırabiliriz, dünyayı şaşırtabiliriz” ifadesini kullandı.
Bu ay Beyaz Saray’ı ziyaret etmesi beklenen Netanyahu, daha önceki açıklamalarında güvenlik sağlanmadan barış olmayacağını söylemişti. Netanyahu, sözlerini, “İsrail’in güvenliğinden taviz vermeyeceğiz, ikinci olarak bir anlaşmanın imzalanması için Filistinlilerin İsrail’i bir Yahudi devlet olarak tanıması gerek” diyerek tamamladı.
Netanyahu, şimdiye kadar bir Filistin devletinin kurulmasını istemiyor ve bir anlaşmaya varmadan önce çabaların Batı Şeria’nın ekonomisinin güçlenmesine yoğunlaşması gerektiğini savunuyordu.