Gündem

Nefret dili içeren 10 haber

"Ulusal Basında Nefret Suçları - 10 Yıl, 10 Örnek" araştırmasında, basında nefret söylemini temsil eden 10 haber saptandı.

29 Nisan 2010 03:00

T24 – “Ulusal Basında Nefret Suçları – 10 Yıl, 10 Örnek” başlıklı araştırmada, basında nefret söylemini temsil eden 10 haber saptandı. Türk basınının 10 yıllık taramasının yapıldığı çalışmadan sonra hazırlanan değerlendirme raporunda, öncesinde iki İngiliz taraftarın öldürüldüğü İstanbul'daki Galatasaray-Leeds United karşılaşmasından sonra “TWO SİZE” başlığıyla yayımlanan Star gazetesinin tutumu ayrı bir bölümde irdelendi. “Holiganların sokakta da,  sahada da ağzını burnunu kırdık / Suratınıza tükürerek gönderiyoruz” spotlarını yayımlayan Star'da iki kişinin öldürüldüğü olaylar için “Leeds'li holiganlara Taksim'de kafasına vura vura vatan toprağını öptürdüler” ifadelerinin kullanılması “yoğun ırkçılık” olarak değerlendirildi. “TWO SİZE!” başlığıyla çıkan 7 Nisan 2000 tarihli Star gazetesinin “iletişim fakültelerinde ders malzememesi olabileceğine” işaret edildi.


Sosyal Değişim Derneği'nin Açık Toplum Vakfı, Global Dialogue ve Hollanda'nın İstanbul Başkonsolosluğu'nun desteğiyle yaptığı “Ulusal Basında Nefret Suçları – 10 Yıl, 10 Örnek” başlıklı araştırmasının sonuçları bugün (29 Nisan 2010) gazetecilerle paylaşıldı.


6 ay süren 10 yıllık taramada seçilen haberleri değerlendiren Danışma Kurulu'nda yer alan Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Yasemin İnceoğlu, Türkiye'de nefret suçlarına karşı yaptırım boşluğu bulunduğuna işaret etti. Türk Ceza Kanunu'nun “nefret suçları” açısından da ele alınması gerektiğini vurgulayan İnceoğlu, gündem belirleme gücüne sahip olan medyanın “nefret söylemi” içeren haberlerinin yarattığı sorunlara da işaret etti.



'Medya devletin de gerisine düşüyor'



Danışma Kurulu üyelerinden Bahçeşehir Üniversitesi AB Bölüm Başkanı Dr. Cengiz Aktar da, nefret söylemi üzerinde dururken, bu konuda medyanın “devletin bile gerisine düştüğü” örnekler olduğunun altını çizdi. 1915'teki tehcir kararının ardından hayatlarını kaybeden binlerce Ermeni'nin Taksim'de anıldığı 24 Nisan etkinliği için Haber Türk'te 20 Nisan'da çıkan “Taksim'de 'soykırım'ı anacaklar” başlığına işaret eden Aktar, “Devlet burada, tırnak içinde söylüyorum, çok daha liberal, çok daha tarafsız durumda. Ama medya bildik şablonu uyguluyor” dedi.


Nefret içeren söyleme karşı medyadaki geleneksel ilgisizliğin bir ölçüde azaldığını vurgulayan Aktar, “Sanki bir şeyler medyada, toplumda, devlet seviyesinde kıpırdıyor” ifadesini kallandı.



Araştırma nasıl yapıldı, haberler nasıl seçildi?



Sosyal Değişim Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Proje Eş Koordinatörü T. Cengiz Alğan da, araştırma ve sonuçları hakkında bilgi verdi. Alğan'ın verdiği  ve araştırmayı içeren kitapçığın içerdiği bilgilere göre, çalışma için Türkiye'de yayımlanan 39 gazete içinden, tiraj ve temsil nitelikleri dikkate alınarak 20'si seçildi. 2008 sonundan başlayarak internet arşivlerinin olanak verdiği ölçüde 10 yıl geriye doğru taramak için seçilen gazeteler şunlar:


Akşam, Birgün, Cumhuriyet, Fotomaç, Gündem, Hürriyet, Milli Gazete, Milliyet, Ortadoğu, Posta, Radikal, Sabah, Star, Taraf, Türkiye, Vakit, Vatan, Yeni Şafak, Yeniçağ, Zaman.



Danışma Kurulu 200 haber arasından 10'unu seçti



6 ay süren tarama sonunda 30 bin haberi kapsayan bir liste oluşturuldu. Proje ekibi, listedeki haber sayısını  ilk aşamada 5 bin civarına, ikinci aşamada 200'e indirdi. 200 haberlik liste öğretim üyesi, gazeteci ve sanatçılardan oluşan 12 kişilik Danışma Kurulu'na sunuldu.  


Danışma Kurulu, bu listeden  “etnik köken”, “cinsel yönelim”, “ulusal kimlik”,  “toplumsal statü”, “dini inanç” ve “cinsiyet” kategorilerinde “nefret söylemi”ni örnekleyen 10 haberi seçti.  
Danışma Kurulu şu isimlerden oluştu:


Aydın Engin, Ayşe Hür, Bağış Erten, Prof. Baskın Oran, Dr. Cengiz Aktar, Işın Eliçin, Kerem Kabadayı, Yard. Doç. Kerem Rızvanoğlu, Sefa Kaplan, Prof. Turgut Tarhanlı, Prof. Yasemin İnceoğlu, Zeynep Tanbay. 

En çok etnik köken hedef alınıyor

2009 yılı Mayıs-Aralık döneminde 10 kişilik bir ekip ve Danışma Kurulu'nun seçimiyle yapılan arıştırmada, haberlerde etnik kökene, ulusal özelliklere, cinsel kimliklere, cinsel yönelime, din ve inanca, siyasal eğilimlere, mülkiyete, bedensel engelliliğe, eğitim durumuna ve toplumsal statüye yönelik ayrımcı söylemler tarandı.

Araştırmada taranan haberlerin yüzde 23.76'sı etnik kökene, yüzde 18.80'i siyasal eğilime, yüzde 16.19'u cinsel kimliğe, yüzde 15.80'i din ve inanca, yüzde 11.93'ü toplumsal statüye, yüzde 6.88'i cinsel yönelime, yüzde 2.81'i ulusal kimliğe, yüzde 2.23'ü bedensel engelliliğe, yüzde 1.55'i mülkiyete yönelik "nefret suçu - söylemi" kapsamında değerlendirildi.

Projede, cinsel yönelimlere yönelik nefret söyleminin hemen her gazetede yer aldığı, milli günler ve bayramlarda milliyetçi söylemin yaygınlaştığı tespit edildi.



İŞTE NEFRET SÖYLEMİNİ TEMSİLEN SEÇİLEN 10 HABER


1- AHMET KAYA'YA MADAM ŞEFKATİ: Sabah gazetesinin 2 Kasım 1999'da “Ahmet Kaya'ya madam şefkati” başlığıyla manşete çıkardığı haber. Araştırma raporunda haber için yapılan değerlendirmede, Magazin Gazetecileri Derneği'nin 12 Şubat 1999'daki ödül gecesinde “Kürtçe şarkı” yapmak istediğini belirtince küfür, hakaret ve masalardan fırlatılan çatal-bıçaklara hedef olan Ahmet Kaya'nın yurtdışına kaçmak zorunda kaldığı hatırlatıldı. Kaya'nın “Bayan Mitterand'ın yardımıyla Fransa'dan oturma izni aldığını” duyuran haberin başlık ve ara başlıklar dahil 8 cümle ve 102 kelimeden oluştuğu, “nefret söylemi” açısından her cümlenin “iyi değerlendirildiği” vurgulanıyor.  


Haberde Türkçe'de “evli kadın” anlamına gelen “madam”ın argoda “genelev patronu” anlamında kullanıldığı hatırlatılan değerlendirmede, haberin sunuşunda argo karşılığın kastedildiği belirtiliyor. Kaya'nın “bir süre Almanya'da oyalandığı”, terörü övdüğü izlenimi vermek için konserlerini “dağdakilere selam”la bitirdiği, “5 bin mark verip bir de 91 model araba aldığı”, Danielle Mitterand'ın “bölücülerin anası olduğu” yolunda haberde kullanılan ifadelere dikkat çekilen değerlendirmede, Sabah'ın yayını “etnik kökene yönelik nefret söylemi” kategorisinde değerlendiriliyor.


2- BU KEZ İYİCE AZITTILAR: Milliyet'te 23 Şubat 2002'de yayımlanan “Bu kez iyice azıttılar!” başlıklı DHA haberinde, travestilerin kendisine saldırdığını öne süren bir kişinin şikâyeti üzerine yaşanan olaylar anlatılıyor. Haber, şikâyet üzerine gözaltına alınan arkadaşlarının bırakılmasını isteyen travestilerin karakolda olay çıkardıklarını içeriyor. Araştırma sonuçlarını değerlendiren raporda, başlıktaki “bu kez azıttılar” ifadesiyle travestilerin sürekli benzer suçlara karıştıkları, bu olayda yaptıklarının da öncekilerden “çok daha büyük” bir suç olduğu vurgusu eleştiriliyor. Haberde “gözaltı” yerine kullanılan “yakaladı” ifadesinin de yargıya gerek kalmadan suçluyu ilan ettiği üzerinde duruluyor. Raporda bu haber “cinsel yönelime dönük nefret söylemi” kapsamında değerlendiriliyor.


3- ERMENİLER KUDURDU: Yeniçağ gazetesinde 17 Kasım 2009'da haberin “Ermeniler kudurdu” başlığı ve “Ermeni'den kahpe saldırı” ara başlığıyla bir ulusa karşı düşmanlığın yeterince net ifade edildiği anlatılıyor. Raporda, Azerbaycan ile Ermenistan arasında çıkan bir çatışmadan söz eden haberde Ermenistan'ın değil özellikle ulusun adının kullanıldığına işaret ediliyor. Buna karşılık, karşı taraf için 6 kez Azeri değil “Azerbaycanlı” ifadesinin kullanıldığı, Azeri kayıplarının “şehit” olarak ifade edildiği, Ermenilerin ise ateşkesi ihlal ettikleri ifadelerini içeren haber “etnik kökene yönelik nefret söylemi” ve “bir ulus ve ulusun ülkesine yönelik nefret söylemi” kapsamında değerlendiriliyor.


4- HAİNLER YAKALANDI: Star gazetesinde 24 Mart 2005'te yayımlanan “Hainler yakalandı” başlıklı haberde Mersin'de bayrak yakma olayı duyuruluyor. Raporda, “Mersin'de 20 Mart günü Nevruz kutlamaları sırasında Türk bayrağını yakma girişiminde bulunan iki kişi dün sabah gözaltına alındı” ifadesi bulunan haberin girişinin devamındaki “Bayrak yakma olayının failleri olduğu bildirilen C.S. (12) ve V.S. (14) isimli çocuklar” ifadesine dikkat çekiliyor. Gözaltına alınanların “çocuk” olduğu haberde de geçmesine karşın “Hainler yakalandı” başlığının kullanılmasının düşündürücü olduğu vurgulanan raporda haber “etnik kökene yönelik nefret” kapsamında değerlendiriliyor.


5- KAPICI ŞARKICIYA TECAVÜZ DAVASI: Raporda, Hürriyet'te 3 Temmuz 1999'da yayımlanan “Kapıcı şarkıcıya tecavüz davası” başlıklı haberin “toplumsal statüye yönelik bariz bir nefret söylemi” içerdiği belirtiliyor.Yargıya taşınmış vakanın şarkıcının kapıcılığıyla tamamen ilgisiz olduğu anlatılan raporda haberin “kapıcı şarkıcının boynu bükük bir fotoğrafı ile süslendiği” yorumu yapılıyor.


6- KORELİ  REHBERE OSMANLI TOKADI: 6 Mayıs 2005'te “Koreli rehbere Osmanlı tokadı!” başlığıyla Radikal'de yayımlanan haber için araştırma sonuçlarını içeren raporda, önce “Osmanlı tokadı”nın genellikle övünme amaçlı kullanıldığı anlatılıyor. Haber, Türkiye turuna çıkan Japon turistlerin Koreli rehberinin Güneydoğu Anadolu'dan “Kürdistan” diye söz etmesi üzerine Türk rehber tarafından yumruklandığını içeriyor. Raporda, övünme amaçlı “Osmanlı tokadı” başlığını kullanan Radikal'in “saldırganlığı yücelttiği” öne sürülüyor ve haber “ulusal özelliklere yönelik nefret suçları” kapsamında değerlendiriliyor. (Raporun gazetecilerle paylaşıldığı toplantıya katılan T24 Genel Yayın Yönetmeni Doğan Akın, bu değerlendirmeye katılmadığını, Radikal'in saldırganlığı yüceltmiş görünmediğini söyledi. Akın, haberin ünlem işareti kullanılan başlığı ve metni dikkate alındığında saldırganlığın onaylandığını söylemenin zor olduğunu, aksine saldırı yapan rehbere karşı ironik bir üslupla tavır alınmış olma olasılığının daha kuvvetli olduğunu vurguladı).


7- RAHİPLER UÇKURU KİLİSİDE ÇÖZÜYOR: Vatan'da 6 Ocak 2006'da yayımlanan “Rahipler uçkuru kiliside çözüyor” başlıklı haber, “yapılan bir araştırmaya göre ABD'de en az 34 bin rahibenin rahiplerin cinsel tacizine uğradığı, bu rakamın toplamın yüzde 40'ına tekabül ettiğini” iddiasını içeriyor. Raporda, 1164 rahibenin yüzde 40'ının cinsel tacize uğradığı yolundaki araştırma sonucundan yola çıkılarak ülke geneli için yapılan istatistiki değerlendirmeye dayanılması ve “en az 34 bin rahibenin cinsel tacize uğradığının kesin bir sonuçmuş”gibi verilmesi eleştiriliyor.


Haberde “bu tacizlerin yüzde 90'ının rahibenin aile üyelerince, himayesinde olduğu rahiplerce ve diğer baş rahibelerce yapıldığı” belirtilmesine karşın hangi grubun hangi oranda başı çektiğine ilişkin bilgi bulunmadığı, ancak takip eden cümlelerde bütün tacizleri “rahiplerin yaptığı” yolunda ifadeler kullanıldığı anlatılıyor. İstitastiki veri eksiğine karşın başlıktaki “kaba” ifade de dikkate alındığında haberin “dinsel inanca yönelik nefret söylemi” kapsamında değerlendirildiği belirtilen raporda, kutsal mekânın da cinsel taciz suçu ile ilişkilendirildiğine, öne çıkanın “taciz ve mağdurları” değil kilise ve rahipler olduğuna dikkat çekiliyor.


8- ROTH AYVAZ HOCAYA HAVALE: Akşam gazetesinde 25 Kasım 2000'de “Roth, Ayvaz hocaya havale” başlıklı haber için yapılan değerlendirmede, dönemin Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir'in, Türkiye'ye gelerek hüküm giyen DEP milletvekillerinin serbest bırakılmasını isteyen Avrupa Parlamentosu üyesi Claudia Roth için “fahişe” ifadesini kullandığı hatırlatılıyor. Roth'un açtığı tazminat davasında Gökdemir'in 6 Mayıs 1997'de suçlu görülerek mahkûm edildiği de belirtiliyor.


Bu olaydan beş yıl sonra Türkiye'ye gelen ve Diyarbakır'ın HADEP'li Belediye Başkanı Feridun Çelik'ten “büyükelçi” diye bahsettiği ve “Kürt güneşi parlıyor” dediği belirtilen Roth için, Akşam gazetesinin beş yıl önceki olaya atıf yapması eleştiriliyor. Değerlendirmede, “taraflılığı” sergileyen ifadelere de dikkat çekilen çekilerek haberin “cinsiyete yönelik nefret söylemi” kapsamında değerlendirildiği kaydediliyor.


9- SÜNNETSİZ KUNDAKÇI DTP ADINA KURBAN DERİSİ TOPLAMIŞ:  Zaman gazetesinde 17 Ocak 2008'de yayımlanan “Sünnetsiz kundakçı DTP adına kurban derisi toplamış” başlıklı haber, araç yakmakla suçlanan bir kişinin tutuklanmasını içeriyor. Raporda, haberde araç yakmakla ilgisi bulunmayan “kurban derisi toplama”nın DTP ile ilişkilendirilmesi, kişinin “sünnetsiz olduğunun belirlendiğinin” iki kez vurgulanması, “ayrıca” terör olaylarına karıştığının belirtilmesi üzerinde duruluyor.


Sünnetsiz çıkanların genellikle Ermeniler olduğuna ilişkin kanaatin hatırlatıldığı raporda, Zaman'ın haberinde “terör örgütü üyeleriyle başta Ermeniler olmak üzere gayrimüslimler arasında paralellik kurulduğu, en azından bir çağrışım yapıldığı” anlatılıyor. Vurgunun “sünnetsiz olma”ya yapılması nedeniyle haberin “dinsel inanca yönelik nefret söylemi” kapsamında değerlendirildiği kaydediliyor.


10- TRAVESTİ  ZEHİR KURYELERİ HAVALİMANINDA YAKALANDI: Türkiye gazetesinde 30 Nisan 2006'da “Travesti zehir kuryeleri havalimanında yakalandı” başlığıyla yayımlanan haber, ülkeye kaçak uyuşturucu sokulmasıyla ilgili. Ancak ortada cinsel kimlikle ilgili bir olay olmamasına karşın kuryelerin “travesti” olduğunun vurgulanması bu kesimi suçla ilişkilendirme niyetine bağlanıyor. Haberdeki “Ele geçen uyuşturucunun İstanbul'da bulunan zencilere verilmek üzere getirdiği iddia edildi” ifadesinin de sorunlu olduğu belirtilen raporda, siyahlara “zenci” denilmesi ve bütün siyahların suçla ilişkilendirilmesi “ırkçı” bir tutum olarak değerlendiriliyor. Hem cinsel yönelime, hem de ırk özelliklerine yönelik “nefret söylemi” tespit edildiği belirtilen haberin, öne çıkan unsur “travesti zehir kuryeleri” olduğu için “cinsel yönelime dönük nefret söylemi” kapsamında görüldüğü belirtiliyor.



'TWO SİZE!' İÇİN ÖZEL DEĞERLENDİRME



Sosyal Değişim Derneği'nin araştırma raporunda, Star gazetesinin 7 Nisan 2000 tarihinde Galatasaray-Leeds United maçı için yaptığı sayfa için özel bir değerlendirme yapılıyor. Galatasaray'ın İstanbul'da Leeds United'ı 2-0 yenmesinden önceki akşam Taksim bölgesinde çıkan olaylarda iki İngiliz taraftarın bıçaklanarak öldürüldüğünün hatırlatıldığı raporda, “TWO SİZE!” manşeti ve diğer ifadelerle “haber”in bu cinayetlerin üzerine bina edildiği anlatılıyor. Raporda, sayfanın üstünde kullanılan ve dövülen bir İngiliz taraftarı yerde gösteren fotoğrafın üzerindeki “Sokakta böyle” yazısı ile sayfanın altında kullanılan ve takımının yediği gole üzülen futbolcuyu gösteren fotoğrafın üzerindeki “Sahada böyle” yazısına işaret ediliyor. 



'Ağzını  burnunu kırdık, suratına tükürerek gönderiyoruz'



Kurulan paralellikle şiddetin onaylanması  eleştirilirken, başlık dahil 50 kelimeden ibaret olan Star'ın birinci sayfasındaki spotlar şöyle hatırlatılıyor:


“Holiganların sokakta da, sahada da ağzını burnunu kırdık...”


“Biz Türkler, Avrupalı rakiplerimizi çiçeklerle karşılar, alkışlarla uğurlarız... Ama sizi suratınıza TÜKÜREREK gönderiyoruz! Two... Two... Two... İngiltere'ye kadar yolunuz var!”


“Leeds'li holiganlara Taksim'de kafasına vura vura vatan toprağını öptürdüler...”


“Leeds'li futbolculara Ali Sami Yen'in çimlerinde cenaze namazı kıldırdılar. Hem de two rekat...”
'Bu kadar ırkçılık ders malzemesi olabilir'


Araştırma sonuçlarına ilişkin raporda Star'ın yayını için “Bu aşırı saldırgan nefret dili karşısında soğuk kanlı yorum yapmak gerçekten zor... 50 kelimeye bu kadar yoğun ırkçı bir dili sığdıran bu haber tipik bir nefret suçu savunusu olarak iletişim fakültelerine ders malzemesi bile olabilir” ifadesi kullanılıyor.


Raporda, iki İngiliz taraftarı  öldürenlerden en ağır cezayı alan 4 kişinin 4 yıl 9 ay hapis yattıktan sonra serbest kaldığı, 10 yıl sonra Leeds United klübü  başkanının “olayın ağırlığıyla orantılı cezalar verilmediği için Türkiye'yi eleştirdiği” de hatırlatılıyor.


Raporun bu bölümünde, Emin Pazarcı'nın Akşam'da yayımlanan “Suçlu İngilizler” başlıklı  bir yazısı da büyüteç altına alınıyor.



VAKİT, ARAŞTIRMACILARIN ŞİFRESİNİ İPTAL ETTİ



Araştırma raporunda, Anadolu'da Vakit gazetesi de özel bir yer buluyor. T. Cengiz Alğan, gazetenin elektronik arşivine abone olunarak girildiğini, ancak “nefret suçu ve söylemi” üzerine araştırma yaptıkları öğrenilince arşive girişlerinin engellendiğini açıkladı. Bu durum, raporda da belirtildi.


Raporda Vakit'te çıkan “Bunu Moskof yapmaz”, “Ermeni'nin yerli uşakları”, “Mişon ahlaksızlığı” başlıklı haberler de “nefret söylemi”ni örnekleyen yayınlar olarak irdelendi.

Araştırma raporunda Burhan Ayeri'nin “Lale Mansur'un bayraktan donu” (Akşam-13 Nisan 2005), Zeynep Göğüş'ün “Tesettürlü yüzmek” (Hürriyet-16 Temmuz 2005) başlıklı yazıları da srasıyla “cinsiyete” ve “dinsel inanca” yönelyik nefret söylemi kapsamında değerlendiriliyor.