Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç, adını ödül verilmesiyle gündeme gelen Necip Fazıl Kısakürek'in kalemin kirasının 147 bin 500 lira olduğunu söyledi. Erinç, Kısakürek'in örtülü ödenekten aldığı paraların listesini vererek bu rakama ulaştı.
Erinç'in "Necip Fazıl’ın Kaleminin Kirası 147 Bin 500 Lira" başlığıyla (23 Aralık 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Bugün, Menemen’deki gerici ayaklanmada öğretmen yedek subay Kubilay’ın (Mustafa Fehmi) şehit edilmesinin 78’inci yıldönümü. Kendisini saygıyla anıyorum.
Anadolu Aydınlanması’nı engellemeyi amaçlayan gericilerin kalkışmasını, o süreçte deliğe girmiş yılan, Şeyh Sait’i de hain olarak niteleyen Necip FazılKısakürek’in bir yazısı ile bir konferansını 2 ve 23 Aralık 2013’te bu köşede aktarmıştım.
***
Kısakürek 1947 yılına kadar edebiyatçı idi. Büyük Doğu dergisinin başlangıçtaki yazarlarına ve İnönü Armağanı adaylığına bakarsanız CHP’ye pek de uzak olmadığı söylenebiliyordu.
Necip Fazıl’ın 26 Kasım 1938’de Cumhuriyet’te çıkan ve Atatürk’e övgüler sıraladığı makalesini de okuyabilirsiniz.
İşte o yazıdan iki cümle:
“Hiçbir Türk, devlet reisine bütün dünyanın bu türlü bir saygı göstereceğiniümit edemezdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun yarı dünyaya sahip olduğu devirlerde bile böyle bir ihtirama (saygıya) hedef olabilmiş hükümdar yoktu.”
***
18 Nisan 1947 tarihi Kısakürek’in yeni dünyasının başlangıcı oldu denebilir.
Kısakürek de 1947 yılında piyes yarışmasına özgülenen İnönü Armağanı’nın katılımcılarından biriydi.
CHP’nin, özel bir yasa ile koyduğu İnönü Armağanı’nın İ. Galip Arcan, Prof. Sabri Esat Siyavuşgil, Ali Süha Delilbaşı, Bedrettin Tuncel, Kenan Akyüz,Lütfü Ay, Atıf Okay’dan oluşan seçici kurulu birinciliği, Kısakürek’in “Sabır Taşı”, ikincilik Ahmet Muhip Dıranas’ın “Gölgeleri” ile İlhan Tarur’un “Bir Gemi” adlı eserlerine oy çokluğu ile verildi.
Ama CHP yönetimi ödülü iptal etti.
Kısakürek, yukarıda tarihlediğim dergisinin o sayısında çok sert bir açıklama yayımladı.
CHP yönetimi ile seçici kurulu ağır biçimde eleştirmekle kalmadı “ödülü hileli bir biçimde iptal eden parti yönetimine dava açacağını” da belirtti.
Necip Fazıl’ın yeni yolu artık “İdeolocya Örgüsü” kapsamında öngördüğü “Başyücelik Emirleri”ni yaşama geçirme çabasıydı.
Bugüne ve kafadarlarına bakarsanız “başarısız oldu” deme olanağını bulamazsınız.
***
Önce Kadri Gürsel, ardından da Özgür Mumcu, Ali Sirmen Usta, Emre Kongar Hoca, Necip Fazıl’ın ipliğini pazara çıkardılar.
Hem kendi ağzından, hem de kimi anılardan aktardıkları ile Demokrat Parti döneminde Adnan Menderes’in karşıtlarına bazen sövmek, bazen de yermek için kalemini örtülü ödeneğe nasıl kiraladığını anlattılar.
Ben de kiralamanın sekiz yıllık dökümünü yapayım dedim.
İşte Kısakürek’in çoğu ünlü Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin aracılığı ile örtülü ödenekten aldığı kalem kiralarının dökümü ve açıklamaları:
1951: 5000 TL (Başbakan’ın emriyle)
1952: 50.000 TL (Muhtelif tarihlerde)
1954: 18.500 TL
1955: 10.000 TL (Muhtelif tarihlerde)
1956: 34.000 TL (Muhtelif tarihlerde)
1957: 5.000 TL
1958: 10.000 TL (Bir kısmı Tevfik İleri eliyle)
1959: 10.000 TL (Bir kısmı Tevfik İleri eliyle)
Necip Fazıl Kısakürek adına yapılan ödemeler 142 bin 500 lira tutuyor.
Büyük Doğu’nun künyesinde sahiplerden biri olarak görünen eşi NeslihanKısakürek de 1957 yılında ilki 3000 TL, ikincisi 2000 TL olmak üzere 5.000 TL almış. Böylelikle örtülü ödenekten alınan kira toplamı da 147 bin 500 liraya yükselmiş.
O süreçteki dolar ya da Atatürk Altını fiyatları ile oranlarsanız muazzam bir para. Yine o yıllarda bütçeden Cumhurbaşkanı ile Başbakan’a ayrılan “Temsil Ödeneği”nin yıllık 3000 lira olduğu da başka bir gerçek. İstanbul’da gazetecilerin asgari ücretinin 450 TL olduğunu da anımsatayım.
***
Örtülü Ödenek haber ve yorumları yapan meslektaşlarıma da bir önerim var.
Yüksek Soruşturma Kurulu’nun 1960’ta Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Salih Korur’un tuttuğu defterleri denetleyen bilirkişisinin raporunu incelerseniz ilginç sonuçlara ulaşabilirsiniz.