- Ahmet Küçük
[email protected]
www.twitter.com/#!/kucukxahmet
Fenerbahçe, şampiyonluk yolunda Galatasaray’ı 2-1 mağlup etti. Ama bu karşılaşmada konuşulacak veya konuşulması gerek tek konu bu değil. Bu maçta mücadele vardı, bu maçta centilmenlik vardı, bu maçta taraftarların güzel desteği vardı, bu maçta fair-play vardı velhasıl var oğlu vardı.
Başka bir köşede maç ile ilgili teknik taktik konuları okuyabilirdiniz. Ama işin rengi öyle olmayacak.
Kaç kişi bu derbi kadar içinde birçok güzelliği barındıran bir maç izledi?
Kaç kişi sonuç ne olursa olsun stattan ya da televizyon karşısından bu kadar mutlu ve umutlu ayrıldı?
Daha ne kadar bir Galatasaray-Fenerbahçe maçından bu kadar heyecan alabilirdiniz?
Ya da hangi maçta sporcuların birbirlerine karşı bu kadar anlayışlı, bu kadar sportmen olduğunu gördünüz?
Cevap, çok azınız…
Maçtan günler önce her iki takım taraftarlarının birbirlerine takılmasından başlayan heyecana üç hafta sonra Kadıköy’de tekrar karşılaşmak üzere ara verildi.
Umarım o zaman da aynı duyguları yaşar, aynı görüntüleri izleriz.
Dedik ya güzelliklerden bahsedeceğiz diye, maçtaki güzellikleri anlatmadan da olmaz.
Maç başlamadan ligde oynanan Beşiktaş maçındaki gibi Galatasaraylı taraftarlar kale arkasında muhteşem bir koreografi hazırlamışlar. Gerçi günler öncesinden duyurulmuştu ama izlemek de ayrı bir zevk verdi.
Her ne kadar bu kadar güzellik içinde özlemini duyduğumuz rakip takım seyircileri olmasa da Galatasaraylı taraftarlar “maçı alacağız ne de olsa” düşüncesiyle oldukça coşkuluydu.
Maçın başlamasıyla birlikte ilk dakikaların gerilimli anlarından sonra futbolcular da hakem de taraftarın coşkusuna, heyecanına ayak uydurdu.
Mücadelelerin ardından, faullerde, -pek fazla olmasa da- tartışmalı pozisyonlarda birbirlerine karşı oldukça hatta kolay kolay rastlanmayacak şekilde anlayışlı, naziktiler. Saha içinde oyuncuların birbirlerine sarılması, sakatlık anlarında yardıma koşmalar, Fatih Terim’in bile Fenerbahçeli futbolcunun sakatlanıp oyundan çıkmasının ardından “geçmiş olsun” dilemesi de 90 dakikada akıllara hemen gelen sadece birkaç olay.
Evet Galatasaray maçın tamamında tek kale oynadı, dönen topları aldı, şut çekti, koştu yani bir takımın maçı kazanması için gereken her şeyi yaptı.
Fenerbahçe de gayet tabii durdu, durdu ve vurdu. Akın akın gelen Galatasaray karşısında gerekeni yaptı ve kritik 3 puanı aldı, farkı da 2’ye düşürdü.
Maç sonunda belki de şampiyonluk turu hesapları yapan Galatasaraylılar uslu uslu evlerine dönerken, meydanları hakları olan Fenerbahçelilere bıraktılar. Belki ferdi birkaç olay yaşansa da bu kadar güzel hareketin içinde onların lafı bile edilmez artık.
Neyse, yazının başında “bahsetmeyeceğiz” dedik ama ufak da olsa kritik yapalım.
Galatasaray, Kadıköy’de2-2 biten derbide nerede kaldıysa oradan devam etti. 60-70 dakika tek kale geçen ilk maçın ardından Arena’da Galatasaray resital verdi.
Fenerbahçe ise, böylesine üzerine deli saldırısı gibi rakibi karşısında beklemeye devam etti. Nitekim Kadıköy’de aldığı 1 puana 3 puan daha ekleyerek, Dimyat’a pirince giden Galatasaray’ı evdeki bulgurdan da etti.
Süper Final’in zirvesi karıştı.
Fark 2 puana indi.
Ve son maç Kadıköy’de…
Asıl siz şimdi görün şenliği.