Gündem

Nazlı Ilıcak Soner Yalçın'dan şikâyetçi oldu!

Gazeteci Nazlı Ilıcak, Ergenekon soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalarda ele geçirilen belgelere ilişkin soruşturmayı yürüten Öz'e ifade verdi.

09 Mart 2011 02:00

T24 - Sabah gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak, Ergenekon soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalarda ele geçirilen belgelere ilişkin soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'e ifade verdi. Ilıcak, adliye çıkışında yaptığı açıklamada şikâyetçi olduğunu belirtti.




"Ergenekon" soruşturması kapsamında Odatv'de yapılan aramalarda ele geçirilen belgelere ilişkin İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz ile görüşen gazeteci Nazlı Ilıcak, "Birtakım ipe sapa gelmez, tuhaf, ne işe yarayacağı da belli olmayan meselelerin böyle notlar halinde muhafaza edilmesini anlayamadım. Bunun anlamını doğrusu kavrayamadım, o bakımdan şikâyetçiyim" dedi.

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinde, soruşturmayı yürüten savcılardan Öz ile yaklaşık 2 saat görüşen Ilıcak, adliye çıkışında gazetecilere açıklama yaptı.

Zekeriya Öz ile sohbet ettiklerini, bunun yanı sıra savcının kendisine Odatv'de bulunan notlar ve Soner Yalçın'ın ajandasındaki bazı notlarla ilgili bilgisini sorduğunu kaydeden Ilıcak, sorulardan ikisinin özel hayatla yakından ilgili olduğunu söyledi.


Güneri Civaoğlu ile ilişki ididası

Ilıcak, şöyle devam etti: "Asıl önemlisi, sayın Güneri Civaoğlu ile bir ilişkim olup olmadığını da sordular. Yani bunun notunu tutmuşlar doğrusu bu şekilde. Ben de 'Onun karısı Canan Civaoğlu'nun çok çok yakın arkadaşım olduğunu, Notre Dame De Sion'da ve daha sonra İsviçre Lozan'da beraber okuduğumuzu ve aynı evi paylaştığımızı, Güneri'nin benim çok yakın bir arkadaşım olduğunu' söyledim.

Tabii ki özellikle bundan dolayı da şikâyetçi oluyorum. Çünkü ben şikâyetçi olmadığım takdirde bu iftira gerçekmiş gibi dilden dile dolaşabilir. O bakımdan şikâyetçi oldum. Çünkü böyle çirkin bir iftiranın onun ajandasında yer alması ve böyle el altından pazarlanma ihtimalinin, benim daha açık davranmamı icap ettirdiğini düşündüm. Zaten sanıyorum Güneri Civaoğlu'nu da çağıracaklar bu iddiayla ilgili olarak. Onun da görüşüne başvuracaklar diye düşünüyorum."

Bir soruya karşılık, son operasyon üzerine konuşmadıklarını ve kendi düşüncelerinin de gazete sütunlarında yer aldığını belirten Ilıcak, "Ben daha ziyade genel, gazetecilerle alakalı değil, yani genel Ergenekon, Balyoz davaları, genel bir dosyayı daha iyi, onun ağzından dinleyebildim ama gazetecilere yönelik bir konuşma yapmadık tabii" diye konuştu.


"Şikâyetçiyim"


Ilıcak, savcı Öz ile görüşmelerinin çok uzun sürmesine yönelik soru üzerine, şu ifadeleri kullandı: "Benimle ilgili konular değil. Bir gazeteci için, tabii bu işin merkezinde ve savcıyla bir arada olunca büyük bir şans, konuşabilmek, bilgi almak yani. Genel dosyalar hakkında, tabii ki ben de Ergenekon ve Balyoz dosyalarını çok yakından takip ediyorum. Ama bazı aklıma takılan detaylar olabilir. Onların, böyle bir anlamda tarihçesini, aklıma takılan detayları, 'tam meydana çıksın' gibisinden tabii yararlandım. Aslında vakıfım dosyalara, ama hani öyle bir sohbet de oldu. İfademi de verdim, şikâyetçi olduğumu da söyledim.

Tekrar edeyim, şikâyetçi olmamın sebebi, bir anda düşünüyorsunuz, 'Soner Yalçın bir mağdurdur, gözaltındadır', ama bir yandan bakıyorsunuz farklı şeyler görüyorsunuz. Yani kişilere iftira mahiyetindeki bilgilerin ajandasında not alınması, bunların muhafazası ve tabii Odatv'nin sürekli benim aleyhime yayın yapması da bu işin cabası. Esasında şikâyetçi olmak o kadar kolay değil. Şimdi tekrardan bir taarruzla karşı karşıya olabileceğimi düşünüyorum. Ama özel hayatın bu şekilde iftiralara maruz kalması hoş bir şey değil."

Şikâyetçi olmasa, sanki bir şeyler varmış da gizliyormuş gibi algılanabileceğini anlatan Ilıcak, "Böyle bir şey olmadığı için ve kendimden de tabii emin olduğum için şikâyetçi oldum" dedi.

Ilıcak, rahmetli eşi Kemal Ilıcak ile ilgili bir soru sorulduğunu ve gemi alınmasına yönelik bir şey bilmediğini savcıya aktardığını dile getirdi.

Bu tür şeylerin kendisine çok saçma geldiğini ifade eden Ilıcak, "Birtakım ipe sapa gelmez, tuhaf, ne işe yarayacağı da belli olmayan meselelerin böyle notlar halinde muhafaza edilmesini anlayamadım. Bunun anlamını doğrusu kavrayamadım, o bakımdan şikâyetçiyim" dedi.