T24 - Başbakanlık eski basın müşaviri Ahmet Takan'ın hakkındaki iddialarına sert bir yanıt veren Nazlı Ilıcak, Başbakan Erdoğan'la dostluğuna vurgu yaptı ve Yeniçağ gazetesini 'kara propaganda' yapmakla suçladı.
Başbakan'dan Nazlı Ilıcak talimatı: Bu kadını benden uzak tutun!Başbakanlık eski Basın Müşaviri Ahmet Takan, Yeniçağ gazetesinde yazdığı yazıda Başbakan Erdoğan'ın Nazlı Ilıcak hakkında "Bu kadını benden uzak tutun" dediğini iddia etmiş ve Ilıcak'ın o dönemki eşi Emin Şirin'i bakan yapabilmek için Başbakan'a mektup yazdığını açıklamıştı.
Bu iddiaların ardından Radyo 24'te açıklama yapan Ilıcak, bunun kara bir propaganda olduğu söyledi. Ilıcak, yazılarında ve televizyon programında Hrant Dink cinayeti öncesinde Yeniçağ ve Ortadoğu gazetelerinin provokatif yayınlarını ifşa ettiği için 'bu yalana başvurulduğunu' ifade ederken şöyle konuştu:
"Yeniçağ, Hrant Dink cinayeti sırasında misyonerlik kılıfını hazırlayan gazetelerden bir tanesi. Dört Bir Taraf programında ve kendi köşe yazımda, Dink suikasti konuşulurken Yeniçağ ve Ortadoğu gazetelerinin nasıl provokatif yayın yaptığının bilgisini örneklerle vermiştim. Yeniçağ'ın "Bak şu Ermeni'ye" tarzı manşetlerinden bahsetmiştim.
Bunun üzerine yine aynı şekilde yalana başvuruldu. Bu gazetelerin mayasında Ergenekonvari kara propaganda yapmak var. Mücahit Aslan yaşıyor, sorabilirsiniz. Tayyip Erdoğan, 'Nazlı Ilıcak'ı benim uçağıma almayın' demiş mi dememiş mi? Bence sormak lazım.
Sonra Tayyip Erdoğan'la bizim dostluğumuz ta 28 Şubat'a dayanıyor. Böyle bir dostluk varken, Ahmet Takan bunları yazabiliyor. Nasıl bir insan olduğu anlaşılmış ki, uzaklaştırılmış ve Yeniçağ'da yazıyor şu an Ahmet Takan. Dolayısıyla benim böyle bir ricade bulunmama imkan yok. Zaten benim o dönemde Emin Şirin'le düzgün giden bir ilişkim bile söz konusu değil zaten boşandık sonra. Neden böyle bir şey isteyeyim? Tercüman gazetesi diyor, daha o zaman Tercüman çıkmamış. Hiç elle tutulur tarafı yok. Üzerinden 10 yıl geçmiş, bu kadar önemli bir bilgiye sahipti madem niye bekliyor. Belli ki benim ilmi bir şekilde manşetleri ibraz etmem ve Hrant Dink cinayetinin arkasında bu tarz gazetelerin de olduğunu söylemem, bunlara 'Nazlı Ilıcak'ı yıpratalım' dedirtmiş. Gerçekleri söyleyen insanları caydırma temelli davranışlar.
Son anda gidip olay çıkarıp Başbakan'ın uçağına binilir mi? Böyle bir şeyin olmasına imkan yok. Herkes oraya davet üzerine gidiyor, önceden ayarlanıyor. Bahsedildiği gibi bir mektup da yok, zaten demiş ki, 'Başbakan yırttı attı'. Böylece benim 'Hani nerede o mektup' dememin de önüne geçiyor, geçiştirmiş oluyor."